Seçimde propaganda dönemi boyunca geri plana atılan ekonomideki sorunlar yeni hükümetin kurulmasıyla birlikte yeniden gündeme gelecek. Yeni hükümet devir teslim gibi zaman kaybı yaşamadan ekonomi politikasına eğilebilecek. Ancak seçim sonrasına ertelenen birçok sorun için yeni adımlar gerekiyor. Başta uluslararası kredi derecelendirme kuruluşları olmak üzere ekonominin yumuşak karnı olarak nitelendirilen cari açık, bir türlü frenlenemeyen ithalat ve girdiği artış trendiyle piyasayı endişelendiren enflasyon en önemli sorunlar olarak öne çıkıyor. 
 
Küresel krizin en fazla tahribat yarattığı işsizlik de yeni hükümetin dertleri arasında. Eski Çalışma Bakanı Ömer Dinçer bile telafinin en erken 2012’de olabileceğini hatta daha uzun sürebileceğini dile getirmişti. Son açıklanan şubat verilerine göre işsizlik yüzde 11,5. 
 
2.9 milyon işsiz var
Kriz 1 milyon ekstra işsiz yarattı. Ve Türkiye ekonomisinin yüzde 5-6 büyümesi ancak 750 bin işsize iş yaratabiliyor. İşgücüne yeni katılımlarla birlikte işsizlik sorununun 2015’ten önce çözülmesinin zor olması bekleniyor. 
 
Sert iniş tehlikesi 
Ekonomide aşırı ısınma diğer bir sorun. Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı da “Gemi sağlam ama deniz dalgalı, her an fırtına patlayabilir” uyarısında bulunuyor. Ekonomi beklentilerin üstünde büyüyor. 2010’da yüzde 8,9 ile Avrupa’nın en hızlı büyüyen ülkesi olan Türkiye’nin 2011’in ilk çeyreğinde de çift haneli büyüme rakamlarına ulaşması bekleniyor. Güçlü iç taleple beslenen bu büyümenin “sert inişe” neden olabileceği uyarıları yapılıyor. 
 
Nitekim Merkez Bankası da ekonomideki ısınmaya karşı Kasım 2010’dan beri çeşitli önlemler alıyor. Ancak henüz önlemlerin etkisinin tam görüldüğünü söylemek mümkün değil. Bunun için yeni hükümetin başta vergi düzenlemeleri olmak üzere ısınmaya karşı önlem alması gerekiyor. İthalattaki hızlı artış da ısınmayı arttırıyor. İthalat geçen yıla göre yüzde 44-48 oranında artışlar gösteriyor. 
 
Özellikle tüketim malı ithalatı hız kesmiyor. Bu hem içeride üreticiye hem de ihracatçıya zarar veriyor. Türkiye’de satılan otomobillerin üçte ikisi ithal haline geldi. Dış ticaret dengesi alarm veriyor. İthalat ilk çeyrekte 77 milyar dolara ulaştı. Enerji faturasını azaltmak için planlanan nükleer santral ise kamuoyunda büyük tepki görüyor. 
 
Makro dengede riskler büyüyor 
Makroekonomide en büyük sıkıntı mayısta başını kaldıran enflasyon. Yüzde 2,42 artarak beklentileri altüst ederek yıllıkta yüzde 7,17’ye çıktı. Enflasyondaki artış trendi piyasayı ürkütmeye yetti. Enflasyonun yükselmesi faiz oranlarında bir değişikliği zorlayabilir. Türkiye’nin krizden diğer ülkelere göre hızlı toparlanmasını sağlayan iç talep enflasyonu da tehdit ediyor. İç talep ekonomide aşırı ısınma olarak değerlendirilek yüksek büyümenin de motoru. İç talep ithalat artışını da besliyor. İthalat geçen yıla göre yüzde 44-48 oranında artışlar gösteriyor. Ayrıca hükümetin de vergi artışlarıyla devreye girmesi gerekebilir. 
 
Merkez, yeni tedbir alacak mı Bankacılık Türkiye ekonomisinin yumuşak karnı olarak değerlendirilen cari açık sorununda en büyük sorumlulardan biri olarak gösteriliyor. Yılın ilk çeyreğinde cari açık 22 milyar dolara ulaştı. Merkez Bankası bunun için bankalardaki kredi artışını sınırlandırmak istiyor. Artışın yüzde 25’te kalmasını isteyen Merkez Bankası Kasım 2010’dan beri zorunlu karşılıkları arttırıyor. Merkez Bankası bu sayede piyasadan 50 milyar lira çekti ama henüz tedbirlerin karşılığı alınamadı. Son para kurulu toplantısında zorunlu karşılık oranlarında değişik yapması beklenirken hiç bir değişiklik yapmayan Merkez Bankası çözümü seçim sonuna erteledi. 
 
Yurtdışında kırılganlık arttı 
Yurtdışında en büyük sorunların başında Avrupa’daki kriz geliyor. Önce İzlanda ardından İspanya ve şimdi de Yunanistan. Yunanistan batma noktasında. Avrupa’ya Yunanistan darbesi Türkiye’nin de işini zorlaştırıyor. Türkiye’nin en büyük ihracat pazarı Avrupa ülkeleri. Ve bu pazarda yaşanacak her türlü sıkıntı ihracatı ve ekonomiyi olumsuz etkiliyor. Dışarıdan gelen bir diğer tehdit ise emtia fiyatları. Türkiye’nin en büyük ithalat kalemi enerji. Enerjide dışa bağımlılık dış piyasalarda emtia fiyatlarındaki her türlü oynamaya ekonomiyi açık hale getiriyor. Petrol fiyatlarının 10 dolar artışı cari açığa 4 milyar dolarlık ekstra yük getiriyor. (radikal)