İstanbul 15. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından bugün kabul edilen iddianamede, firma yetkilisi bulunan 10 kişinin, saldırıdan bir gün önce Danıştay binasındaki kamera kayıt ve görüntü sisteminin sökülerek delil niteliğinde olabilecek görüntülerin geri getirilemeyecek şekilde silinmesi, sökülen sistemin yerine yenisinin takılmayarak saldırı günü sistemin çalışmasının engellendiği belirtildi.

İstanbul Cumhuriyet Savcısı Muammer Akkaş tarafından hazırlanan iddianamede, şüpheliler Orhan Çoban, Mustafa Tarık Özyılmaz, Yavuz Selim Kavaklıoğlu, Serkan Akyıldız, Barış Demirtaş, Metin Almalı, Murat Ünal Rıza, Murat Kablan, Celalettin Yüksekkaya, Erdem Acun'un, "Anayasal düzenin ön gördüğü düzeni uygulamasını önlemeye teşebbüs" ettiği iddia ediliyor. Ayrıca şüphelilerin Danıştay saldırısına ilişkin "1 kişinin öldüğü, 4 kişinin de yaralanması sonucu adam öldürmeye teşebbüs suçuna yardım" ettikleri, "Silahlı terör örgütüne yardım etmek suretiyle örgüt üyeliği" ve "Suç delillerinin gizlenmesi ve yok edilmesine iştirak etmek" suçundan yargılanmaları isteniyor.

İddianamede 17 Mayıs 2006 günü Danıştay 2. Dairesine yönelik gerçekleştirilen menfur silahlı saldırı sonucu Danıştay üyesi Mustafa Yücel Özbilgin'in hayatını kaybettiği, Başkan Mustafa Birden ile üyeler Ayla Gönenç, Ayfer Özdemir ve Ahmet Çobanoğlu'nun ise yaralandığı hatırlatıldı. Avukat Alparslan Arslan'ın ise olaydan hemen sonra suçüstü yakalandığı ve bu saldırıyı dairenin verdiği türban kararı nedeniyle gerçekleştirdiğini söylediği anlatıldı. Olayda kullandığı silah ise yine kamuoyunda hayalet silah olarak bilinen Glock marka silah olduğunun görüldüğü belirtildi.

Halen Ergenekon ana davasının sanıkları arasında yer alan Muzaffer Tekin, M. Zekeriya Öztürk ve Hüseyin Görüm başta olmak üzere bir kısım şüphelilerin, Danıştay saldırısına ilişkin soruşturma kapsamında ifadelerine başvurulduğu, ancak delil yetersizliği nedeniyle ek kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği belgisi verildi. Alparslan Arslan, Osman Yıldırım, Süleyman Esen, Tekin Irşi, Erhan Timuroğlu, İsmail Sağır, Salih Kurter, Ayhan Parlak ve Aykut Metin Şükre hakkında ise Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesinde dava açıldığı bilgisi verildi.

Kaos haberleri Oyak iddianamesinde

Danıştay saldırısına ilişkin güvenlik kamera kayıtlarının silinmesinden sorumlu tutulan 6'sı tutuklu, 10 sanık hakkında hazırlanan iddianame kabul edildi. İddianamede, "Danıştay saldırısı olduğu gün ve sonrasında medyada çıkan haberlerde, Ergenekon Terör Örgütü'nün istediği gibi kaos ve kargaşa ortamı yaratacak haberlerin yapıldığı ve bu konunun medya tarafından desteklendiği anlaşılmıştır." ifadesi yer alıyor.

Danıştay binasının kamera kayıtlarından sorumlu olan Oyak Güvenlik firması yetkililerinden 6'sı tutuklu 10 şüpheli hakkında iddianame hazırlanmıştı. 61 sayfalık iddianame, İstanbul 15. Ağır Ceza Mahkemesine gönderilmişti. İddianameyi inceleyen mahkeme iddianameyi kabul etti. İddianamenin ayrıntılarında Danıştay saldırısı sonrası Ergenekon Terör Örgütü'nün istediği gibi kamuoyunda haberler yapıldığı anlatılıyor. Danıştay saldırısının olduğu gün ve sonrasında kaos ve kargaşa ortamı oluşturacak haberlerin servis edildiği belirtiliyor.

Belirtilen haber başlıkları şu şekilde: "Bu Kez De Aynı El", "Tehlikenin Farkında mısınız?", "Danıştay hükümeti suçladı: Yetkililer cesaret verdi, Hükümete tavır", "Laikliğe Kurşun" "Allahın askeriyiz", "Saldırı rejimin temeline" ve "Çörtoğlu: En yetkililer saldırıya cesaret verdi", "Türkiye'ye Kurşun", "Laik Cumhuriyete Savaş Açtılar", "Halkın Tepkisi Devamlı Olmalı"

Bu şekilde atılan manşetlerle toplum üzerinde baskı oluşturulmaya çalışıldığı, laik-antilaik çatışmasının körüklendiği ifade ediliyor. Mustafa Yücel Özbilgin'in cenaze töreninde atılan sloganlar hatırlatılarak iddianamede, "Katılımcıların tepkileri ve sloganlarına bakıldığında ülkede nasıl bir kaos ve kargaşa ortamı oluşturulmaya çalışıldığı, toplum arasında nasıl bir çatışma ortamı hazırlanmaya çalışıldığı açıkça görülmektedir." ifadeleri yer alıyor.