CHP Yerel Yönetimlerden Sorumlu CHP Genel Başkan Yardımcısı Gökhan Günaydın “Başbakan ‘çamur at izi kalsın’ politikası izlemiş, ancak bu politika tutmayınca çark etmek zorunda kalmıştır” dedi ve Alman kuruluşlarından kredi alan AKP’li belediyeleri açıkladı.

CHP Genel Merkezi’nde basın toplantısı yapan Yerel Yönetimlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Günaydın şunları söyledi;

“Başbakan Erdoğan Makedonya dönüşü uçakta yaptığı açıklamalarla CHP’li belediyeleri Alman vakıflarıyla kredi sözleşmesi yapmak, yapılan sözleşme kapsamında gerçekleştirilen işi verdikleri müteahhitler aracılığıyla PKK’ya para aktarmakla suçlamıştı.

Bu açıklamaların gazetelerde geniş biçimde yer aldığı 2 Ekim 2011 günü bir Basın Toplantısı düzenleyerek, bunun bir iftira olduğunu, Başbakan’ın bildiği ne varsa derhal açıklaması gerektiğini, CHP’li tüm belediye başkanlarının bizzat Başbakan’a karşı dava açacaklarını duyurmuştuk.

Ertesi gün, yani aradan yalnızca 24 saat geçmişken, Başbakan sözlerinin cımbızlandığını ve yanlış anlaşıldığını ileri sürerek çark etmiş ve bu kez; “bakın bakalım hangi belediyeleriniz Alman vakıflarından kredi almak için görüşmeler yapıyor” diyebilmiştir.

Öncelikle şunun altını çizelim. Uçakta bulunan on’a yakın gazetecinin röportajı kendi gazetelerinde hemen hemen aynı içerikte haberleştirdiği dikkate alınırsa, cımbızlama iddiasının gerçeği yansıtmadığı ortaya çıkacaktır. Kaldı ki, Başbakan’ın okuduğu, kendi deyimiyle “tape kayıtları” da sözlerinin anlamını açıkça ortaya koymaktadır.

Görülmektedir ki Başbakan “çamur at izi kalsın” politikası izlemiş, ancak bu politika tutmayınca çark etmek zorunda kalmıştır.

Ancak Başbakan, anlaşılmaz tutumunu sürdürmektedir. Ne diyor? “Gelin de size hangi belediyeleriniz Alman Vakıflarıyla kredi görüşmesi yapıyor, söyleyeyim” diyor. Önce şunu belirtelim. CHP’li belediyelerimizin faaliyetlerini Başbakan’dan soracak – öğrenecek değiliz. Ancak eğer Başbakan bilmiyorsa, biz kendisine hangi AKP’li belediyelerin Alman kuruluşlarından kredi kullanarak belediye altyapı çalışmalarını yürüttüklerini listeleyelim;

1 – Alman KfW Kalkınma Bankası’ndan kredi alarak altyapı işlemlerini tamamlayan belediyeler hangileridir? Kayseri BŞ Belediyesi su, Denizli BŞ Belediyesi katı atık, Diyarbakır BŞ belediyesi atık su tesislerini KfW kredisiyle tamamlamışlardır. Bunlardan ilk ikisi AKP, sonuncusu BDP belediyeleridir. Kullanılan kredi toplamı 700 milyon Euro’dur.

2 – KfW Kalkınma Bankası kredisi kullanılarak başlanılan ve halen devam eden projeler hangi belediyelere aittir? Samsun ve Bursa BŞ belediyeleri atık su, Batman ve Siirt belediyeleri su ve atık su tesisleri. Bu belediyelerden de ilk ikisi AKP, son ikisi BDP’li belediye başkanları tarafından yönetilmektedir. Kullanılan kredi toplamı 150 milyon Euro’dur.

3 – Henüz kredi almamakla birlikte, KfW’den kredi alma görüşmelerini yapan ve Hazine’den izin alma sürecinde olan belediyeler ise Muş, Diyarbakır, Antalya ve İzmir BŞB’dir. Toplamı 150 milyon Euro olan bu hazırlık sürecindeki projelerden AKP’li Muş Belediyesi ve BDP’li Diyarbakır Belediyesi’ne ait olanlar atık su projeleridir.

Antalya Büyükşehir Belediye’miz, 2008 yılında Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Almanya Federal Cumhuriyeti arasında imzalanan Mali İşbirliği Anlaşması çerçevesinde altyapı yatırımlarında kullanılmak üzere proje başvurusunda bulunmuş, DPT tarafından uygun görülen proje 2011 yılı yatırım programına alınmıştır. Bunun üzerine Antalya BŞB’ne bağlı ASAT Genel Müdürlüğü Hazine Müsteşarlığı aracılığıyla KfW ile görüşmelere başlamış ancak Hazine’den gerekli onay gelmediği için bir sözleşme yapılmamış, dolayısıyla herhangi bir kredi de kullanılmamıştır.

İzmir BŞB’miz ise Deniz Ulaşımı Geliştirme Projesi kapsamında alınması planlanan gemilerin finansmanı için, Hazine Müsteşarlığı’nın da öneri ve yönlendirmeleri doğrultusunda Avrupa Kalkınma Bankası (CEB), Fransız Kalkınma Bankası (AFD) ve Alman Kalkınma Bankası (KfW) ile görüşmeler yapmış, finansman konusunda mutabakat sağlamış, 4749 sayılı Dış Finansman Sağlanmasına İlişkin Kanun kapsamında Hazine Müsteşarlığı’na yazılan 25 Mart 2011 ve 23 Mayıs 2011 tarihli yazılarımıza Hazine’nin cevap vermemesi, dolayısıyla gerekli onayın alınamaması nedeniyle herhangi bir finansman kullanılmamıştır.

Görüldüğü üzere, Başbakan’ın iftiralarına CHP’li belediyeler muhatap değildir. Eğer Başbakan bir muhatap arıyorsa, kredi kullanan kendi belediyelerine bakmasını tavsiye ederiz.

Dolayısıyla, Makedonya uçağında yaptığı dedikodu tutmayan Başbakan, bu kez Güney Afrika dönüşünde, yine uçakta, yine CHP’li belediyelere saldırma yolunu seçmiştir.

Türkiye’de 2950’ye yakın belediyenin 537’si CHP’lidir. Bu belediyelerimiz, yukarıda örnekleri verilen zor koşullarda, AKP iktidarının tüm mali kısıt ve baskılarına rağmen etkinlikle görev yapmaktadırlar. Bu belediyelerimiz, neredeyse her gün sistemli olarak yapılan operasyonlara muhataptırlar. Son dönemde İstanbul’da Silivri, Sarıyer, Avcılar, Büyükçekmece, Maltepe ve Kadıköy; İzmir’de Büyük Şehir Belediyesi, Bayraklı, Karabağlar ve Buca; Aydın’da Kuşadası ve Didim, Antalya’da Manavgat belediyelerine çeşitli baskınlar yapılmıştır.

Şimdi Başbakan’a soralım. CHP’li belediyelere bu baskınlar yapılırken, AKP’li belediyelere yönelik kaç soruşturma – kovuşturma yapılmıştır? Gizlenemeyip kamuoyuna taşan pis kokulara yönelik, AKP Genel Merkezi tarafından yürütülüp sonuçları kamuoyu ile paylaşılan kaç dosya mevcuttur? Kaç CHP’li belediye başkanı teknik takip altındadır? Yasal süresi içinde yapılan dinlemelerde suç unsuru bulunmadığı için dinleme işlemine son verilen ve Yasa gereği muhatabına bilgi sunulan kaç dosya bulunmaktadır? Bunun yanında kaç AKP’li belediye başkanı bu dinlemelere muhatap olmaktadır?

Bu soruların yanıtları gösterecektir ki, belediyelerimize yönelik sistemli bir iftira ve saldırı kampanyası sürmektedir. Cumhuriyet Halk Partisi Genel Merkezi ve belediyeleri, bu saldırıları savuşturup halka hizmeti etkinlikle sürdürmeye devam edecektir.”