Artık bu gün büyükşehirler sahip oldukları imkânlarla eskiden bakanlıkların kıt kanaat bütçeleriyle yapmakta zorlandıkları hizmetleri gerçekleştirebilmektedirler.

O nedenle günümüzde üç derslikli bir okul, iki odalı sağlık ocağı ya da bir dere üzerine yapılan bir köprü açılış töreni arkaik bir düşünce tarzıdır ve çok gerilerde kalmıştır.

Her ne kadar reklamlarla allansa, pullansa da, canlı yayınlarla büyük yatırımmış gibi takdim edilmeye çalışılsa da artık halkın gözünde bunlar parke taşı döşemek kadar sıradanlaştı.

Artık bunlarla göz boyamaya çalışan belediye başkanları kamuoyunda pek pirim yapmıyor ve bindirilmiş kıtalar dışında rağbetçisi de olmuyor.

Çünkü bu tür keyfe keder, dostlar alışverişte görsün kabilinden reklam amaçlı göstermelik işlerin halkta bir karşılığı yok, gündemindeki sorunlarla örtüşmüyor.

Keyfe keder dememin nedeni acil durumlarda o sorunların bu gün alternatif çözümleri olduğundandır.

Söz gelimi taşkınlar nedeniyle Koçarlı Menderes Köprüsü kapanırsa vatandaş sorunu Çakmar yolunu kullanmada çözer.

Bu gün asıl sorun trafik, park yeri, sosyalleşme alanı gibi kent merkezlerinde yaşanmaktadır. Yerel yönetimlerin asıl çözüm üretmesi gereken sorun da bu gibi konulardır.

Başkanların başarılarını da bu sorunlara ürettikleri çözümler belirlemektedir.

Bu gün kent insanına ucuz ekmek, ucuz et temini kadar eşiyle, torunuyla gezintiye çıkacak, bir parkta dinlenecek, yürüyüş yapacak, hava alacak, sosyalleşme alanları üretmek de en az ucuz ekmek, ucuz et kadar önemlidir.

Bizde şehir planları uzun vadeli yapılmadığı için zaman içersinde ortaya çıkan çözmesi hem zor hem de maliyeti yüksek birikmiş sorunları halledememe konusunda biraz da tarafgirliğin etkisiyle belediye başkanını hoş görenler olabilir.

Ancak halkın ihtiyacı, sosyalleşme alanı için eşi, benzeri bulunmaz Tekstil Alanı gibi var olanları değerlendiremeyenlere ne diyeceğiz?

Bu gün herkes bilir ki, modern kent olmanın göstergelerinden biri de kentlerin çok merkezli olmasıdır.

Bu yönüyle Forum merkezli Efeler hızla kentlikten uzaklaşmakta günden güne kocaman bir kasabaya dönüşmektedir. Şehir artık tıkanmıştır.

Bu gün halkın dilediğinde bir hafta sonu ailesiyle vaktini geçirmek, alış veriş yapmak, çay, kahve içmek için Form’dan dışında gidebileceği bir yer yoktur.

Forum’un da artık bu ihtiyaca cevap veremediği meydandadır.

Tekstil Alanı ile arasındaki duvarı kaldırmak, Arkeoloji Müzesi’ni de içine alacak şekilde hazırlanacak bir proje ile birleştirmek sadece bu bölgeye değil Efeler’e bir genişlik kazandıracaktır.

İlk önce bu alana Aydın çocuklarının eğitimine katkısı büyük olacak, Bilim ve Teknoloji Merkezi yakışır.

Bilim ve Teknoloji Merkezleri nedir, ne işe yarar?

Bilim Merkezleri bilim ve teknolojinin önemini toplum gözünde artırmayı, özellikle küçük yaştaki ziyaretçilerin kendi başlarına karar verebilen ve sorumluluk sahibi bireyler olmalarını amaçlayan kurumlardır.

Gençler bu merkezlerde bulunan teknolojik aletlere dokunmakla, üzerinde deney yapmakla günlük bir bakış açısı ile bilimsel objelere yaklaşabilmektedirler.

Kurulması için yaklaşık 3 bin 500-4 bin m2 bir alan isteyen Bilim ve Teknoloji Merkezleri sadece içerikleri ile değil mimarileriyle de bir cazibe merkezidir.

Özellikleri de Konya ve Bursa örneğinde olduğu gibi ilçelere göre izleyici kapasitesi daha yüksek büyükşehir merkezlerine kurulmasıdır.

Fiziki bölümleri büyükşehir belediyelerince yapılan, teknolojik donanımı da Bilim Teknoloji ve Sanayi Bakanlığı tarafından yapılan bu merkezler çocukların bilimsel algılarının gelişmesinde son derece önemlidir.

Böylesine değerli bir kurumun Aydın’a kazandırılması gençlerin geleceği için önemli olduğu kadar çevreden çekeceği ziyaretçi grupların getirisi için de önemlidir.

Bu alanla ilgili başka neler yapılabilir?

Tekstil Alanı’ndaki tescilli binalar restore edilerek şiir ve müzik dinleti salonlarına, çocuk kütüphanesine, kültür, sanat mekânlarına, büyük yapılar sergi salonlarına, el işi kurs merkezlerine dönüştürülebilir.

El emeği ile geçimini sağlayan genç kızlarımıza ve kadınlarımıza hizmet verecek yerler, yerli ürünlerin satıldığı Balıkçılar Çarşısı gibi çarşılar, piknik alanları, çay bahçeleri, cafeler, başka neler, neler yapılabilir.

Müzenin olduğu alana yarı olimpik yüzme havuzu, fitness alanları, yürüyüş parkurları, tenis kortları, basket gibi gençlerin spor yapabileceği sahalar yapılabilir.

Böylece Arkeoloji Müzesi, Forum Alış Veriş Merkezi ve Tekstil Alanı bir bütünün parçası olmaktan kurtulur, bütünün kendisi olur.

Bunları okurken bazılarınızın bıyık altından gülerek “İyi, hoş söylüyorsun da Çerçioğlu’nun bunları yapabileceğine inanıyor musunuz?” dediğini duyar gibiyim.

Doğrusu İstanbul Yavuz Sultan Selim Köprüsü ile bir tutarak Dalama Köprüsüne açılış töreni düzenleyen bir zihniyetten hele Bilim ve Teknoloji Merkezi yapmayı beklemenin beyhude olduğunun farkındayım.

O halde niye dile getiriyorum?

1989 yılı 24 Kasım Öğretmenler Günü’de Çankaya’da ziyaret ettiğimiz devrin Cumhurbaşkanı Turgut Özal arkadaşlarımız çeşitli dert ve dileklerini dile getirdiğinde “bu söylediklerinizi bir yazı ile bir üst makama ilettiniz mi”,diye sormuştu.

Arkadaşlarımızın “yazsak dikkate alan olmaz,” cevabı üzerine de “siz yine yazın ve bu görüşlerinizi devletin arşivine kazandırın, bir gün gelir, değerlendirecek birisi çıkar,” demişti.

Benimkisi de öyle bir hayal işte.

 

Aydınpost ANDROID'de TIKLA İNDİR!   Aydınpost APPSTORE'da TIKLA