11 MAYIS 2011 İstanbul Sözleşmesi imzalandı.

2011 Yılında TÜRKİYE’DE ÖLDÜRÜLEN KADIN SAYISI 121

1 AĞUSTOS 2014 İstanbul Sözleşmesi Türkiye’de yürürlüğe girdi.

2014 yılında Türkiye’de ÖLDÜRÜLEN KADIN sayısı 294

2015 yılında Türkiye’de ÖLDÜRÜLEN KADIN sayısı 303

2016 yılında Türkiye’de ÖLDÜRÜLEN KADIN sayısı 328

2017 yılında Türkiye’de ÖLDÜRÜLEN KADIN sayısı 409

2018 yılında Türkiye’de ÖLDÜRÜLEN KADIN sayısı 440

2019 yılında Türkiye’de ÖLDÜRÜLEN KADIN sayısı 474

Bunlar istatistikler…

İstanbul Sözleşmesi imzalandığında 121 olan kadın cinayeti sayısı,

İstanbul Sözleşmesi uygulanmaya başlandıktan sonra kadın cinayetleri % 390 artarak, 474’e çıkmış.

Hani İstanbul sözleşmesi cinayetleri engelliyordu?

Hani İstanbul Sözleşmesi kadına şiddeti ortadan kaldıracaktı?

Ne oldu da yılda 121 olan cinayet sayısı bu sözleşme imzalandıktan sonra TAM 4 KAT ARTTI? Yoksa bu sözleşme kadına şiddetin artmasını sağlamış olmasın?

Lütfen bir düşünün. Samimi olun, laf olsun torba dolsun değil mesele. Kadın olsun erkek olsun şiddet kime uygulanırsa uygulansın, bu çok acı bir durum. Bu insanlar bizim insanımız ne oldu da bu hale geldi, nasıl çözüm üretebiliriz diye kafa yoralım. İstanbul Sözleşmesi’nin HİÇBİR İŞE YARAMADIĞINI hepimiz Devletin resmi istatistikleri ile görüyoruz.

İstanbul sözleşmesinin amacı hiçbir zaman kadını korumak olmadı, zaten koruyamadı da. Demek ki beşerin çözüm önerileri işe yaramıyormuş.

İstanbul sözleşmesine karşı olduğunu söyleyen insanlar, bu sözleşmenin bazı sapkın ilişkilerin önünü açtığını söylüyorlar.

Zira;  

Yıllardır bu memlekette Bülent Ersoy el üstünde tutulmadı mı?

Magazin basınımızı yıllarca Sisi adlı kişi meşgul etmedi mi?

Gökhan Çıra ile evli Selin Ciğerci Türkiye’de fenomen olmadı mı?

NEYMİŞ?

İstanbul Sözleşmesi Aile Birliği’ne zarar verirmiş. Hangi aile, hangi birlikten bahsediyorsunuz anlayamadım.

Bu milleti yoldan çıkarmak için yapılan her şeyi görmezden gel, sonra İstanbul Sözleşmesi’ne karşıyım de.

Şu an gençlerin neredeyse tamamı topçu, popçu, manken olma derdinde.

Herkes kolay para kazanmanın peşinde.

Hemen hemen her televizyon dizisinde transseksüel bir rol modele rol verilirken neredeydiniz?

Döğme yaptırmanın, çocukların geleceği üzerinde nasıl bir etki oluşturacağını görmezden gelip, adım başı hiçbir kural ve kaideye bağlı olmadan BİNLERCE döğmeci dükkânı açılırken neden ses çıkarmadınız?

LGBT’nin (Gay, Lezbiyen, Biseksüel, Transeksüel ) İstanbul’da yapacakları  Onur  yürüyüşüne müsaade etmeyeceğini söyleyen Alperen Ocakları Vakfı İstanbul İl başkanı Kürşat Mican "Basın yoluyla halkın bir kesimini cinsiyet farklılığına dayanarak aşağılama" suçundan 8 ay hapis cezası ile cezalandırılırken nerdeydiniz?

Sıcak koltuklarınıza gömülüp, sıcak evlerinizde otururken toplumsal değerlerin sadece çöküşüne seyirci kalıp sonra da ben İstanbul Sözleşmesine karşıyım demek komik değil mi?

Bağlı olduğunuz cemaatler daha zengin olsun, hükümette daha fazla söz sahibi olsun diye çalışmaktan başka ne yaptınız?

İnsanları bilinçlendirmek yerine, başkalarından aldığınız yardımların üzerine reklamlarınızı yapıştırıp, kendinizi topluma şirin göstermekle çok mu meşguldünüz?

İslam’ı temsil ettiğinizi iddia ederken Allah’ın kitabına ve Peygamberin sünnetine uygun bir hayat yaşadınız mı? Ya da yaşamaya gerçekten gayret ettiniz mi?

Hatta söylemleriniz ile amelleriniz birbirinden tamamen farklı olduğu için insanları İslam’dan nefret ettirdiniz.

İslam’ın kadına verdiği değeri, eşlerinize ve kızlarınıza yansıtıp model bir aile olabildiniz mi?

İslam’ın ortaya koyduğu temel evrensel değerleri, insana verdiği önemi, kadına verdiği değeri, adalet anlayışını, yardımlaşmaya yönelik emirlerini, işçi haklarını, sömürgeci zihniyete karşı duruşunu, hoşgörüsünü, merhametini, dürüstlük ilkelerini İnsanlara hal dilinizle anlatamadınız.

Çaresiz kalan insanlarda umutlarını maalesef İstanbul Sözleşmesi gibi beşerin ortaya koyduğu kurallara bağladılar.

Hakkı razı etmek yerine

Halkı razı etmeye yönelik çalışmalarınızın neticesidir İstanbul Sözleşmesi.

HEPİNİZE HAYIRLI OLSUN.