Yalova'da art arda yaşanan iki deprem endişeye neden olurken, uzmanlar 4.1 ve 4.5 büyüklüğündeki bu sarsıntıların, olası büyük Marmara depreminin öncüsü olmadığını açıkladı. TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası İstanbul Şube Başkanı ve İstanbul Teknik Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yüksel Örgün Tutay, Milliyet'ten Mert İnan'a konuyla ilgili değerlendirmelerde bulundu. Tutay olası büyük depremde İstanbul'u bekleyen asıl tehlikenin bina yıkımından çok altyapının çökmesi ve yaşanacak kaos olacağına dikkat çekti.

Prof. Dr. Tutay'ın öngörü ve uyarıları şöyle:

'Her yıl kayıyor'

“Türkiye denizin üzerindeki bir kayık konumunda. 'Denizde dalga olmasın' diyebilir misiniz? Bu nedenle İstanbul ve Marmara'daki diğer şehirlerde deprem olacak. Türkiye, levha ve magma denizinin üzerinde yüzen bir ülke. Afrika levhasının doğuda Anadolu levhasını sıkıştırmasıyla Yunanistan'a doğru kaçıyoruz. Bu sıkışma yeraltında enerjinin açığa çıkmasına neden oluyor. Dolayısıyla Anadolu, her yıl 2.5 santim Yunanistan'a doğru kayıyor. Eninde sonunda İstanbul'da Adalar civarında, kent merkezine 10-15 kilometre mesafedeki fay kırılacak ve 7'den büyük deprem olacak.”

Bilgi kirliliği

“Lütfen ekrana çıkan her uzmana inanmayın. Bu ülkede ciddi bilgi kirliliği var. Ne yazık ki akademisyenlerin bazısı bu kirliliğe alet oluyorlar. Meşhur olma sevdası yanlış bilgilerin ortaya saçılmasına neden oluyor. İstanbul'u etkileyecek depreme yönelik en doğru açıklama ve kaynak, Kandilli Rasathanesi ile İTÜ'lü bilim insanlarıdır. Etik dışı şekilde medyatik olma arzusunda olanlar var. ABD'nin San Francisco şehri 'San Andreas Fayı' üzerinde kurulu. Şehrin hastanesi, postanesi, pastanesi fayın üzerinde. San Francisco'nun deprem ile gündeme geldiğini duydunuz mu? Kentin yönetiminde jeoloji mühendisleri birincil rol oynuyor. Kentin yönetim planları jeoloji mühendislerince projelendiriliyor. Şehrin ciddi bir anayasası var. Deprem maalesef ülkemizde sorun. San Andreas fayı, Kuzey Anadolu fayı ile aynı mekanizmaya sahip ve aynı büyüklükte depremler üretiyor. Ama orada insanlar depremde ölmüyor.”

'Büyük tehlike soygun, saldırı ve salgın'

Prof. Dr. Yüksel Örgün Tutay şunları söyledi: “Olası depremde 1999'da garip şekilde yıkılan bina görüntüleri belki olmayacak ama asıl felaket deprem sonrası yaşanacak.

Depremden sonra trafik sıkışacak. İnsanlar suya ulaşamayacak. Çünkü altyapı çökecek. Yangınlar ve beraberinde çok ciddi bir hijyen riski ortaya çıkacak.

Gün içinde 20 milyonu aşan kontrolsüz, hareketli bir nüfus var. Kayıt dışı ve kriminal insan potansiyelini hesaba katarsak ciddi soygun, saldırı ve kaos yaşanmasını tahmin ediyoruz.

Gölcük depreminde Avcılar'da sadece bina yıkımına bağlı 50'den fazla insanımız ölmüştü. Türkiye nüfusunun 3'te 1'i Marmara'da ikamet ediyor. Bırakın binaları, altyapının çökmesine bağlı ölümler asıl felakete yol açacak.”