Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu Araştırma Enstitüsü (DİSK-AR) 2010 yılı Ekim döneminde işsizlik rakamının bir önceki yıla oranla 1.8 puanlık düşüşle yüzde 11.2 seviyesine gerilediğini belirterek, buna karşın işsiz sayısının kriz öncesi dönem olan 2007 Ekim"inin 536 bin kişi üzerinde olduğunu bildirdi.

DİSK-AR, “İş bulmaktan umudunu kesenler ve diğer nedenlerle son 3 aydır iş aramayan ancak işe başlamaya hazır olanlarla birlikte işsiz sayısındaki artış 3 yılda 850 bini buldu” ifadesinde bulundu.

DİSK-AR 2010 yılı Ekim Dönemi İstihdam Raporu sonuçlarını açıkladı. Raporda, “AKP hükümeti, gizli bir ajandaya sahip olan ve kamuoyundan sır gibi saklanan istihdam strateji belgesinde ifadesini bulan ve sadece başlıklarından haberdar olduğumuz tüm düzenlemeleri parça parça gündeme taşıyor. İstihdamla mücadele adına gündeme getirilen düzenlemeler, emekçilerin kazanılmış haklarının budanmasını, sermaye kesimlerine daha fazla kaynak aktarılmasını ve işsizlik fonunun bu amaç doğrultusunda yağmalanmasını amaçlıyor” ifadelerine yer verildi.

-İŞSİZ SAYISI 850 BİN KİŞİ ARTTI-

Eylül, Ekim ve Kasım dönemini (Ekim dönemi) kapsayan Hanehalkı İşgücü Anketi (HİA) sonuçlarına göre işsizlik oranı 2010 yılında bir önceki yılın aynı dönemine göre 1.8 puanlık düşüşle yüzde 11.2 oldu. İşsiz sayısı ise 398 bin kişi azaldı. Raporda, buna karşın işsiz sayısının kriz öncesi, Ekim 2007 döneminin 536 bin üzerinde olduğu ifade edilerek, “İş bulmaktan umudunu kestiği için ya da diğer nedenlerle son 3 aydır iş aramayan ancak işe başlamaya hazır olanlarla birlikte işsiz sayısındaki artış 3 yılda 850 bini bulmuş durumdadır” denildi.

-“İŞSİZLİK FONU PRİMLERİ YAĞMAYA AÇILIYOR”-

İşsizlik fonundan yapılan harcamaların 14 milyar TL"sinin sadece 4 milyarının işsizlik ödemeleri için kullanıldığını ve geriye kalan 9 milyarının ise “hükümetin kasasına” aktarıldığını savunan DİSK-AR raporunda “Torba yasada yapılan düzenleme ile ilk işe girişlerde işveren primlerinin daha uzun süreler işsizlik sigortası fonundan karşılanmasının yolu açılmaktadır” dedi. Raporda şu ifadelere yer verildi:
“İşsizlik fonunun sermaye için seferber edilmesi, gençlerin daha fazla sömürülmesi, esneklik, taşeronlaşma, torba yasada yer alan bu hükümler ile artacaktır. Emekçilerin sorunları daha da ağırlaşacaktır. İşsizliğin çözümü sömürüyü artırmak değil, emekçilerin sorunlarına sahip çıkmaktan geçmektedir.”

Bu veriler ışığında işsizlikle mücadele için atılacak pek çok adımın, yapılacak pek çok düzenlemenin bulunduğunu ifade eden DİSK-AR, işsizlikle mücadele için acil alınması gereken tedbirleri sıraladı. Buna göre alınması gereken tedbirler arasında, “Haftalık çalışma süresi gelir kaybı yaşanmaksızın 40 saate, fazla mesailer için uygulanan yıllık 270 saat sınırı, 90 saate düşürülmelidir. Herkese en az 1 ay ücretli izin hakkı tanınmalıdır. Herkes için iş güvencesi ayrımsız bir biçimde uygulanmalıdır. İşsizlik fonu amacı doğrultusunda kullanılarak, yararlanma şartları hafifletilmelidir. Sendikal hak ve özgürlükler güvence altına alınmalı, sendikal barajlar, noter şartı kaldırılmalı, herkesin sendika hakkını özgürce kullanabilmesi için gerekli yasal düzenlemeler yapılmalıdır. Kamu girişimciliği ve hizmetleri istihdam yaratacak şekilde yeniden ele alınmalıdır.Kamuda personel açığı derhal kapatılmalıdır. Taşeronlaşma ve kayıtdışı istihdam engellenmelidir” ifadeleri yer aldı.

-KAYITDIŞI İLE MÜCADELEDE YENİ DÖNEM-

Kayıtdışı ekonominin Türkiye"nin en can yakıcı sorunlarından biri durumunda olduğunun dile getirildiği raporda, ekonomisinin yaklaşık yarısının kayıtdışında olduğu Türkiye"nin, bu dolayımla sosyal güvenlikten, gelirler politikasına kadar “ciddi bir kriz” yaşamakta olduğu ve bu krizin faturasının ise topluma kesilmek olduğu ifade edildi
2010 Ekim dönemi için açıklanan istihdam verilerine göre, kayıtdışı istihdam edilenlerin sayısının bir önceki yılın aynı dönemine göre 188 bin kişi, 2007 Ekim döneminden bu yana ise 503 bin kişi artarak, 9 milyon 996 bin kişiye ulaştığının belirtildiği raporda, “3 yıllık süreçte kayıtdışı istihdam ise oransal olarak sadece 2 puanlık bir düşüşle yüzde 43.5 olmuştur” denildi.

-“EĞİTİMLİ KADINA İSTİHDAM AYIBI SÜRÜYOR”-

Kadınların iş gücüne katılım oranlarının eğitim düzeyi ile yükseldiği ancak kadınlara yönelik ayrımcılığın da bütün çıplaklığı ile açığa çıkmakta olduğunun savunulduğu raporda, “Lise ve üzeri eğitime sahip kadınlarda işsizlik oranı erkeklerin yaklaşık iki katından fazladır. Lise mezunu kadınlarda işsizlik oranı yüzde 23.4 iken, bu oran erkeklerde yüzde 11.2"dir. Aynı oran Yüksek öğretim mezunu kadınlarda yüzde 17.7, erkeklerde yüzde 8.4, teknik ve meslek lisesi mezunu kadınlarda yüzde 21.4, erkeklerde ise yüzde 11.2"dir. Bu durum Türkiye"de kadınların işgücüne katılımda yaşadığı sorunların ne kadar ağır olduğunu göstermektedir” ifadelerine yer verildi.

-“GÜVENCESİZ ÇALIŞMA YAYGINLAŞIYOR”-

Herkese insan onuruna yaraşır bir iş talebi dikkate alındığında, krizden güvencesiz ve geçici işlerle çıkmanın çözüm olmadığının görüleceğinin ifade edildiği raporda, geçici bir işte çalışanların sayısının, 2010 yılında 1 milyon 702 bin düzeyine ulaştığı belirtildi. Güvencesiz ve geleceğinden endişeli olan bu kesimin sayısındaki artış 17 bin olarak kayıtlara geçerken, 2009 yılının aynı dönemi ile karşılaştırıldığında ise artış miktarı 104 bini buldu.

-GEÇİCİ İŞÇİLERDE İŞSİZLİK KALICILAŞIYOR-

Raporda, resmi rakamlara göre işsiz kalanların, işsiz kalma nedenlerine göre en ön sırasında yine güvencesiz çalışan, geçici işçiler bulunduğu ifade edilerek, geçici bir işte çalışan yaklaşık her iki işçiye karşın, geçici bir işte çalıştığı ve iş sona erdiği için işsiz kalan bir işçinin olmasının, güvencesizliğin işsizliğe nasıl bir boyut kattığının somut bir ifadesi olduğu dile getirildi. Bu dönemde ücretlilerin yüzde 12.1"ini geçici bir işte çalıştığı halde, işsizlerin yüzde 26.5"ini geçici işlerde çalıştığı için işsiz kalanlar oluşturdu. Bu halde olanların sayısı 769 bin olarak kayıtlara geçti. 1 milyon 702 bin geçici işçinin halen istihdam da olduğu düşünüldüğünde, geçici işlerde çalışanların işsizlik oranı yüzde 31"e ulaştı.

-ÇALIŞIYORMUŞ GİBİ GÖRÜNENLERİN SAYISI 1 MİLYON 154 BİN-

Raporda, TÜİK HİA Ekim dönemi verilerine göre eksik istihdam rakamlarında da artış göründüğü belirtildi. Buna göre esas işinde ve diğer işinde toplam olarak 40 saatten daha az süre çalışmış olan ve 1 saat çalışmış olsa bile istihdam da sayılanlarla, aynı nedenlerle istihdamda görünen ancak iş bakanların yani gizli işsizlerin sayısındaki artış, kriz öncesi Ekim 2007 dönemine göre 501 bin oldu.. Raporda, bugün 1 milyon 154 bin kişinin yetersiz ya da zamana bağlı eksik istihdam edildiği ifade edilerek, “Dolayısıyla istihdamdaki artış nitelikli ve insan onuruna yaraşır bir çalışma yaşamına işaret etmemektedir” denildi.

-“TARIMSAL İSTİHDAM FELAKETİ ÖRTTܔ-

İşsizlik verilerinin düşük görünmesinin nedenlerinden birinin de, çaresizlik nedeniyle kentten kırsal alana işgücündeki kayma olduğunun savunulduğu raporda, Ekim 2010 döneminde de bu durumun kendini gösterdiği savunuldu. Raporda, “Bu dönem için tarımdaki istihdam kriz öncesi Ekim 2007 dönemine göre 1 milyon 97 bin kişi artış göstererek 5 milyon 905 bine ulaşmıştır. Kırsal kesimde gelir kaybı yaşadığı için kentlere yönelen yüz binlerce emekçi, işsizlik girdabından kaçarak, yine çaresizliklerine yani tarıma dönüş, kırsal kesime dönüş yapmıştır. 3 yılda istihdamın yüzde 52"sini tarım kesimi yaratmıştır. Tarım kesiminde istihdam 3 yıldır değişmeseydi resmi işsizlik oranı 7 puan fazlayla yüzde 18"i, işsiz sayısı ise 4 milyonu bulacaktı” ifadeleri kullanıldı.

-GENİŞ TANIMLI İŞSİZLİK YÜZDE 17.3-

Türkiye açısından işsizlik verileri ile ilgili olarak giderek önemini artıran diğer bir kesimin, işe başlamaya hazır olup, iş aramayan ve bu nedenle işsiz sayılmayanlardan oluştuğuna dikkat çekilen araştırmada, bu durumda olan kişi sayısının, 10 yıl önce son derece azken, bugün neredeyse toplam işsiz sayısına yakın bir düzeye ulaştığı ifade edildi. 2004 yılında sayısı 1 milyon 100 bin olan işe başlamaya hazır olup son 3 aydır, başta umutsuzluk olmak üzere, çeşitli nedenlerle iş arama kanallarından birini kullanmayan ve bu nedenle işsiz sayılmayanların sayısı, 2010 yılının Ekim dönemi için 1 milyon 902 bin düzeyinde gerçekleşti. 2007 yılının aynı dönemine göre ise bu sayı 314 bin kişi arttı.
Tanımlama nedeniyle işsiz sayılmayan, söz konusu 1 milyon 902 bin işsiz dahil edildiğinde, “daha gerçekçi” bir rakama işaret eden geniş tanımlı (GT) işsizlik oranlarına ulaşılan raporda, bu hesaplamaya göre işsiz sayısının 4 milyon 803 bine yükselmekte olduğu ve işsizlik oranının ise yüzde 11.2"den yüzde 17.3"e çıkmakta olduğu ifade edildi.