BM Soruşturma Paneli Nezdinde Türkiye'nin temas noktası Büyükelçi Mithat Rende'nin, Dışişleri Bakanlığında düzenlenen basın toplantısında açıkladığı raporda, "İsrail'in sorumluluğunu kabul etmesi, Türkiye Cumhuriyeti'ne resmi bir özür iletmesi ve hukuksuz saldırısından kaynaklanan tüm zarar ve kayıpları tazmin etmesi gerektiği" vurgulandı.

Raporun özet bölümünde, "31 Mayıs 2010 tarihinde günün ilk saatlerinde İsrail askeri kuvvetlerinin, Gazze Şeridi'ne insani yardım olduğu teyit edilmiş malzeme taşımakta olan ve 37 ülkeden sivil toplum örgütlerini bir araya getiren bir koalisyon tarafından organize edilen, altı gemiden oluşan uluslararası ve farklı inançlara sahip insanların yer aldığı konvoya uluslararası sularda saldırdığı" belirtildi.

Saldırının "en yakın sahilden 72 deniz mili uzaklıkta ve yasalara aykırı olarak İsrail tarafından ablukaya alındığı ilan edilen bölgeden de 64 deniz mili açıkta gerçekleştiği" vurgulandı. Saldırı sonucunda sekiz Türk vatandaşı ve bir Türk asıllı ABD vatandaşının hayatını kaybettiği, farklı milletlerden 70'i aşkın yolcunun yaralandığı, yaralılardan birinin hala komada bulunduğu kaydedildi.

Raporun özet bölümünde yer alan bazı ifadeler şöyle:

  • -"İsrail sorumluluğunu kabul etmeli, Türkiye Cumhuriyeti'ne resmi bir özür iletmeli ve hukuksuz saldırısından kaynaklanan tüm zarar ve kayıpları tazmin etmelidir"
  • -"Bu olay, uluslararası camia için, hukukun üstünlüğünün savunulması açısından bir sınavdır. Hiçbir devletin hukukun üstündeymiş gibi hareket etmesine izin verilmemelidir"

Nihai raporun 45 maddeden oluşan sonuç bölümünde ise raporda belirtilen hususlar ışığında, Komisyonun bazı "nesnel ve hukuki" sonuçlara vardığı belirtildi.

Uluslararası insani yardım konvoyunun "bir sivil inisiyatif" olduğu ve barışçıl amaç güttüğünün belirtildiği raporda konvoyun İsrail açısından tehdit teşkil etmediği vurgulandı.

Raporun sonuç bölümünde konvoyun yola çıkışı ve ardından İsrail tarafından gemilerle iletişimin kesilmesi şu ifadelerle anlatıldı:

"Konvoy tarafından kullanılan tüm Türk limanları, Uluslararası Gemi ve Liman Yönetimi Güvenliği Sertifikasına sahipti. Türk limanlarından yola çıkan tüm katılımcılar, gemiler ve eşyalar uluslararası standartlara uygun olarak tüm sınır ve gümrük kontrollerine tabi tutulmuştur.

Gemilerde ateşli silah bulunmamaktaydı. Konvoyun yola çıkmasından önce Türk, İsrailli ve Amerikan yetkililer arasında, konvoyun zorlayıcı bir engellemeyle karşılaşması halinde rotasını Mısır'ın El Ariş limanına çevireceği hususunda anlaşmaya varılmıştı. Olaylar İsrail'in bu anlaşmaya uymadığını ortaya koymuştur.

Başka önleme başvurmadan önce İsrail kuvvetleri tarafından gemiyi denetleme ve aramaya dair girişimde bulunulmamıştır. İsrail kuvvetleri gemilerin iletişim olanaklarını kesmiştir. Bu ise gemileri, yolcuları ve mürettebatı risk altında bırakmıştır.

İsrail kuvvetleri, gemilerle kurulan son irtibattan yaklaşık 2 saat sonra konvoya karşı saldırı başlatmıştır. Saldırı en yakın sahilden 72 deniz mili uzaklıkta, uluslararası sularda gerçekleşmiştir.

İsrailli askerler geminin kontrolünü ele geçirdiğinde dokuz yolcu ölmüştü. İsrail bir insanoğlunun temel hakkı olan 'Yaşam Hakkını' ciddi şekilde ihlal etmiştir."

Raporun sonuç bölümünden:

  • -"Saldırı başlar başlamaz kaptan Mavi Marmara'nın rotasını, İsrail kıyılarının ters istikametinde, batı yönünde 270 dereceye değiştirmiştir. Ancak, İsrail firkateynleri sancak yönünde uç kısımdan yaklaşarak, konvoyu yönünü İsrail'e çevirmeye zorlamıştır."
  • -"İsrail askerlerinin kurşun yağmuru, yolcuların beyaz bayraklar sallamalarına ve geminin anons sistemi üzerinden muhtelif lisanlarda yapılan teslim olduklarına dair duyurulara rağmen devam etmiştir."
  • -"İsrail, 31 mayıs 2010 tarihli saldırısının sonucu olarak, diğer unsurların yanısıra, yolcuların yaşam hakkını, kişi özgürlüğü ve güvenliği hakkını, keyfi tutuklama veya gözaltı yasağını; ayrıca, işkence veya diğer zalimane, insanlıkdışı veya aşağılayıcı muamele ya da cezalandırma yasağını ihlal etmiştir."
  • -"İsrail yol açtığı zararların ve kayıpların tazmininden sorumludur."
  • -"İsrail'in saldırısının kınanması gerekmektedir. Bunun dışındaki her türlü tasarruf, son derece önemli açık denizlerde seyir özgürlüğü hakkından, tehlikeli bir emsal teşkil edecek sapma oluşturacaktır"

habertürk