Sabah gazetesi yazarı Dilek Güngör'ün yazısından alıntı

Devletin kefaletiyle sağlanan ucuz maliyetli banka kredilerinin yata, kata, dövize gittiğini her daim yazıp çizdik. Sağ olsun hükümet her seferinde yeni metotlarla iyileştirmelere gitti. Ama gemiyi azıya alan işadamları illa ki sistemi delecek yollar buldu.

Hatırlıyorum, 2017'de KGF teminatlı bol kepçe dağıtılan desteğin büyük bölümü çarçur edildi. Neredeyse paranın yüzde 70'i amacı dışında kullanıldı.

 2018'den sonra sistem yeniden ele alındı. Ucuz finansmanı alanın parayı nereye yatıracağı daha sıkı kontrol edilmeye başlandı.

Kredi çekenin ihtiyacı olan yere banka direkt ödeme göndermeye başladı. Para her önüne gelene değil, üretim, istihdam, döviz geliri sağlayana gitmeye başladı.

2021'den sonra kredi çekecek iş insanına harcamasını faturalandırma zorunluluğu getirildi. Diyelim ki, bankadan kredi isteyeceksiniz. Nereye harcayacağınızın faturasını vereceksiniz.

Eee, uyanık işadamları ne yaptı?

Arkadan dolanma yöntemini buldu. Önce tanıdığı firmayla anlaşıp, ondan mal almış gibi fatura kestirip, kesilen faturayla bankadan kredi aldılar. Sonra o siparişi iptal ettiler. Ya da bir faturayla yan yana dizili her bankadan ayrı ayrı ucuz krediyi topladılar.

Önceki gün Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati 250 milyar liralık 14 başlıkta yeni kredi paketini açıkladı. Belli ki, bu sefer KGF'nin yeni sistemi kendini 'uyanık' sanan işadamlarına nefes aldırmayacak.

Nasıl mı?

Diyelim ki, A firması (alıcı), B firmasından (satıcı) mal ya da hizmet alıyor. Bunun için kredi çekecek. A firması malın karşılığında B firmasından aldığı faturayı bankaya veriyor.

Banka ucuz maliyetli, uzun vadeli krediyi A firmasının eline saymıyor. Fatura ödemesini kendisi direkt B firmasına yapıyor.

Ödemeden önce de faturayı Merkezi Fatura ve Katılım Bankaları Fatura Kayıt Sistemleri'nden inceletiyor. Fatura geçerli mi, mükerrer mi, tutar aşımı var mı? Gelir İdaresi sisteminden iptal edilen faturalara bakılacak. Kriterler tamamsa kredi çıkacak.

Tam tersi durum varsa…

O zaman hem krediyi çekecek işadamına hem de bankaya ceza var. Refinansman yapan banka sistemden 1 yıl faydalanamıyor.

Gerçeğe aykırı beyanda bulunanlar veya döviz alanlar için kredinin kullanılmayan bölümü iptal ediliyor.

Krediyi çekmeye çalışan işadamı kara listeye giriyor. İptal edilen faturanın yerine yenisini getirmeyenin faizi 9 puan artıyor. Diyelim ki, banka size 1 milyon TL limit açtı.

Bankaya verdiğiniz faturaların bazıları bir hafta sonra iptal oldu. Ya 90 gün içinde yenisini getireceksiniz, ya da iptal olan faturanız kadar olan krediye yüksek faiz ödeyeceksiniz. KGF yönetiminin eline sağlık…

Son bir not da, KGF kredilerinin enflasyon yaratacağını söyleyenlere…

Yahu, ucuz kredilerle maliyet düşürülüp, üretim arttığında enflasyon azar mı yoksa frenlenir mi!