Devlet dediğimiz organizasyonun insanların can ve mal güvenliğine, devlet malına zarar verenleri cezalandırma görevi yanında bu gibi suçları işleyenleri ya da meyilli olanları ayrıca ama engelli ama sağlam toplumdan dışlanmış hisseden bireyleri rehabilite, topluma kazandırma yükümlülüğü vardır.

Çünkü suçu ve suçluyu görmezden gelince topluma da “ibret-i âlem için” korku yerleştirince o potansiyelde olanlar belki suç işlemezler ama uygun zamanını kollamak için ertelerler.

Entegrasyon sağlamada gerekli adımlar atılmazsa biraz daha bilenirler bu da toplum için daha büyük tehlike demektir.

Yani görmezden geldiğimiz, toplumdan tecrit ettiğimiz insanlar belli bir süre sonra topluma uyum sağlar bir konuma gelmiyorlar.

Suça meyilli olanlar da yapacaklarından vazgeçmiyorlar.

Tam aksine sorun katmerleşerek büyüyor ve zamanla içinden çıkılması zor bir hale dönüşüyor.

Ayrıca engelli vatandaşlarımız dışlamamız halinde hayata küsmekle kalmıyorlar kendilerini sosyal hayatın da dışına itilmiş hissediyorlar.

Onun içindir ki, günümüz eğitim sisteminde engelli çocuklarımızın yaşıtları ile aynı sınıfta eğitim görmelerine, mümkün olmadığı hallerde sınıflarının ya da okullarının diğer eğitim kurumları ile iç içe olmalarına özel önem veriliyor.

Modern, gelişmiş bir ülke olmanın hem gereği hem de günümüzdeki ölçüsü bunun böyle olmasını gerektiriyor.

Engelliler aralarında kurdukları organizasyonlarla seslerini bir diğer dışlanmış grup hükümlülere göre daha iyi duyurmalarıyla ileri ülkelerdeki standardı yakalayamasa da rehabilite konusunda epeyce yol katetmişlerdir.

Devlet son zamanlarda her iki grubu topluma kazandırmada imkânlar ölçüsünde adımlar atmaktadır.

Ancak herkesin üzerine düşen bir sosyal sorumluluk olan bu önemli konu yoğun siyasi gündem nedeniyle kamuoyunun yeterli ilgisini çekemedi.

Biz de sosyal sorumluluğumuzu yerine getirmek için konunun ilgili bürokratı İŞ-KUR İl Müdürü Rahmi Terzi’nin kapısını çaldık.

İşte sorularımız ve karşılığında aldığımız yanıtlar.

S-Peki, o zaman İŞ-KUR İl Müdürlüğü bu tür vatandaşlarımızı sosyal hayata rehabilite konusunda ne yapıyor?

C-Onlara iş kuruyoruz,

S-Peki, neden icabetti?

C-İş bulma konusunda en fazla zorlanan kesim bunlar. Bir engellinin “ben bir asalak gibi devletin sürekli yardımları ile geçinmek istemiyorum. Ekmeğimi kendi alın terimle kazanmak istiyorum,” sözleri bizim duymaya alışık olduğumuz sözlerdir.

Ayrıca eski hükümlülerin “ben kader mahkûmuyum. Kendi işinde gücünde bir adam olmak istiyorum ancak iş için çaldığım kapı hükümlü olduğum için yüzüme kapanıyor.

Benim isteğim devlet bana o şansı versin yeter,” sözleri de öyle…

Vicdanıyla düşünenler için bu sözler yürek yakıcıdır.

Çünkü onların yerine geçmeyeceğine dair kimin, ne garantisi var.

Ben, siz, onlar ya da yakınları her an engelli veya hükümlü durumuna düşebilir.

Üstelik herkes ikinci bir şansı her zaman hak eder. Hayatın kuralı bu.

Bu konularda sosyal sorumluluk anlamında herkesin üzerine düşen görev olduğunu düşünüyorum.

S-Kime ne kadar hibe desteği veriyorsunuz?

C-Engelli girişimcilere 50 bin TL, eski hükümlü girişimlere 38 bin 370 TL…

S-Geri ödemesi?

C-Yok… Tamamı hibe…

S-Her isteyen destekten faydalanabiliyor mu?

C-Tabii ki değil… Şartları uyan yararlanabilir.

S-O halde nedir şartları?

BİR: En az % 40 engelli olduğunu sağlık kurulu raporuna bağlayanlar, eski hükümlülerden de İŞ KUR’a kaydı olanlar…

İKİ:18 yaşından büyük ama emekli olmayanlar…

ÜÇ: KOSGEP onaylı girişimcilik belgesi olanlar…

DÖRT: İcra borcu olmayanlar, varsa yapılandırmış olanlar…

BEŞ: İş kurmak istediği alanda son bir yılda vergi mükellefiyeti kaydı olmayanlar…

ALTI: Üzerinde iş yeri kaydı bulunmayanlar…

YEDİ: Yapacağı işle ilgili proje sunanlar…

SEKİZ: Kuracağı işle ilgili gerekli belgeleri temin edenler…

DOKUZ: Vasi tayin edilmemiş olanlar…

S-Şu ana kadar hibe desteği ile kadar kaç işletme kuruldu?

C-Son üç yıl içinde 11 işletme kuruldu.

S-Hangi alanlarda?

C-Kırsal kesimde olanlar büyükbaş, küçükbaş hayvancılık, arıcılık, kümes hayvancılığı, küçük arazisi olanlar için fidancılık,

Kent merkezlerinde kafe işletmeciliği, lokantacılık, aperatif salonu kısaca bu sermaye ile ne işletme kurulabiliyorsa karşılıklı anlaşma ile onlar…

S-Ödeme nasıl, fatura karşılığı mı, ele ödeme mi?

C-Elden ödeme yok… Ön ödeme de söz konusu değil. Bütün ödemeler fatura karşılığı işletme açıldıktan sonra…

S-Peki, dükkân kirası, malzeme alımı gibi önhazırlık yapması için avans vermeniz gerekmez mi?

C-Öyle durumlarda biz İŞ KUR olarak devreye giriyoruz yani alacaklıya kefil oluyoruz demek daha doğru bir ifade olur.

S- Peki, vatandaş işletmeyi açtıktan sonra, altı ay sonra devretmek istese  devredebilir mi?

C-Sözleşmeye göre 3 yıl dolmadan ne satabilir ne işletme hakkını devredebilir.

S-Peki, denetliyormuşsunuz?

C-İki ayda bir periyodik kontrollerimiz var. Sözleşmeye uyulmuyorsa uyarıyoruz ve takibi sıklaştırıyoruz.

S-Bu ana kadar kurulan 11 işletmenin başarı grafiği nasıl?

S-Başarısız olanı çıkmadı. Hatta içlerinden 30 koyunu 70’e, 150’ye, 30 kovanı 60’a çıkaranlar oldu.

S-Bu yıl ki hedefiniz nedir?

C-Birinci dönem Bakanlığa sunulan 17 hibe projeden 8’i hayata geçti. İkinci dönem için hazırlanmış 49 hibe proje için bakanlık onayı bekliyoruz.

S-Son olarak ne söylemek istersiniz?

C-Çevrelerinde hibe şartlarını taşıyan engelli ya da hükümlü varsa vatandaşlarımız bize yönlendirsinler.

Yoksa bu yazıyı paylaşsınlar ki, belki o yolla hibe projeden habersiz olanlar bilgi edinme imkânı bulur.

Size ve yardımları için şimdiden herkese teşekkür ederim.

NOT: Bir önceki (04 Temmuz) yazıda adı geçen Söke Belediyesi CHP Meclis üyesi Faik Polat gönderdiği elektronik postayla şahsının Söke Belediye Başkan Yardımcılığı talebi olmadığını belirtmiştir.

Okurların bilgisine….

 

Aydınpost ANDROID'de TIKLA YÜKLE!   Aydınpost APPSTORE'da TIKLA YÜKLE!