KPMG’nin küresel ölçekte yaptığı Kilidi Kırmak araştırması, iş hayatında kadının yönetim yolculuğunda doğru kabul edilen yargıları inceledi. Araştırmadan çıkan sonuç, 21’inci yüzyılda iş dünyasının hâlâ akademik doğruluğu kanıtlanmamış ‘inanışlar’ üzerinde yükseldiğini gösteriyor. Bu inanışlar, toplumsal cinsiyet eşitliği mücadelesine de darbe vuruyor. KPMG’nin Kilidi Kırmak araştırmasına göre, kadınların yönetici kademesine yükselirken karşılaştığı kabul edilen 10 mit ve gerçekler şöyle...

Gerçek: Kadınların kariyer hedefleri erkeklerden farklı değil ve mesleki tecrübeler arttıkça hedefleri de büyüyor. Ancak kadınlar kariyer hedeflerini daha yavaş büyütüyor. Başarıyı daha geniş tanımlayan kadınlar, kariyer geçişi konusunda karar verirken daha çok faktörü göz önüne alıyor. Bu da kariyer hedeflerine bağlılıklarının ‘şartlı’ olduğu şeklinde yanlış bir yorumlamaya neden oluyor.

Gerçek: Üst düzey pozisyonlarda kadınlar kariyerlerinde ilerleme konusunda en az erkekler kadar istekli ve çaba gösteriyor. Yetenek havuzunun cinsiyet dengesi üzerinde, kadınların kariyer geçişi yapmalarının –pozitif veya negatif- herhangi bir etkisi yok.

Gerçek: Çocuk sahibi olmanın kariyer üzerindeki etkisi sanıldığından küçük. Çocuk sahibi olmanın kadınların kariyer ilerlemesi üzerinde gerçekten de yavaşlatıcı bir etkisi var ancak bu etki üst pozisyonlara gelmelerini engelleyemez.

Gerçek: Risklere karşı hazırlıklı olma isteği kadınların gerçeklikten uzaklaşmasını engelliyor. Kadınlar bilmedikleri zorluklarla karşılaşacakları pozisyonlar için aday olurken kendi becerileri ve kabiliyetleri konusunda son derece dürüst davranıyor. Kadınların bu konudaki kariyer tercihleri kendine güven duymamaktan ziyade kişisel risk ve getiri konusunda titiz davranmaktan kaynaklanıyor.

Gerçek: Kadınların liderlik davranışları ile erkeklerin liderlik davranışları büyük oranda aynı. Kadın liderler ile erkek liderler arasındaki farklar küçük ve birbirini tamamlar nitelikte. Ancak erkeklerin avantajlı olduğu konular kurumlar tarafından büyütülüp, daha kıymetli görülüyor. Oysa kadın, pozitif tutum, enerji ve güçlü çalışma etiğine sahip olma, sorumluluk alma ve işin yapılmasını sağlama, kaynakları düzenleme ve yönetme konularında erkeklerden daha başarılı. Kadınların doğasından gelen kurumsal değerlerle uyumlu liderlik özellikleri öne çıkıyor.

Gerçek: Kadınlar yükselme ile mesleki bağlantılara sahip olma arasındaki ilişkinin farkında. İş yerinde özgeçmişlerini oluştururken ve mesleki gelişim için destek ararken resmi kanalları kullanıyorlar. Erkekler ise yükselmek için gayriresmi bağlantıları kullanma konusunda daha rahat davranıyor.

Gerçek: Üst düzey kadın yöneticiler farklı yöntemler kullanarak diğer kadınların da yükselmesi için ciddi çaba gösteriyor. Kariyerlerinin ilk aşamalarındaki kadınlara ilham olma konusunda erkekler de kadınlar kadar önemli birer rol model.

Gerçek: Yüksek potansiyel liderlik programları ve diğer gelişim programları hem kadın hem de erkek çalışanları destekleyen bir kurum kültürünün varlığını gösteriyor. Ancak bu tür programlar üst seviyedeki yöneticiler arasında cinsiyet dengesinin iyileştirilmesini sağlamıyor.

Gerçek: Esnek çalışma koşulları kadınların ev ve işle ilgili sorumluluklarını başarılı şekilde dengelemesini sağlıyor. Esnek çalışma koşulları olmasa yetenek havuzundan kaçan kadın oranı daha yüksek olur. Kadınlar kendilerine esneklik ve kolaylık sağlayan gayriresmi ve kişiye özel düzenlemelerin başarılı olmalarında en önemli faktör olduğunu düşünüyor. Çalışan yönetiminin kalitesi kadınların kendilerine güven duyulduğunu hissetmeleri açısından çok önemli.

Gerçek: Cinsiyet çeşitliliğinin özellikle de erkekler tarafından kişisel gerekçelerle savunulması değişimin gerçekleşmesi açısından daha etkili sonuç veriyor. Şirketler ‘büyük veri’nin sağladığı imkanları kullanarak cinsiyet çeşitliliğinin kendi iş hedeflerine nasıl katkı sağladığını şirketin her kademesinde anlatmalılar.