İran Atom Enerjisi Kurumu Başkanı Muhammed İslami, Al Jazeera kanalına verdiği röportajda İran'ın şu ana kadar UAEA'ya verdiği tüm cevapların dikkatli ve açık olduğunu söyleyerek, UAEA Başkanı'nın verilen cevapları ikna edici olarak tanımlama konusunda ciddi bir iradesi olmadığını savundu.

İranlı yetkili, "Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı, İsrail liderliğindeki İran düşmanlarının istihbarat raporlarını esas alıyor." şeklinde konuştu.

İslami, ayrıca UAEA'yı kurum içindeki siyasi nüfuzu durdurmaya ve kurumun yasalarına uymaya çağırdı.

İran Atom Enerjisi Kurumu Başkanı, UAEA'nın İran tesislerinin hedef alınmasını eleştirmemesini kınayarak konunun büyük bir soru işareti oluşturduğunu belirtti.

İslami, ülkesinin küresel nükleer enerjideki payının sadece yüzde 3 olmasına rağmen, UAEA müfettişlerinin toplam çalışmalarının yüzde 25'ini İran'da gerçekleştirmesine şaşırdığını ifade etti.

İran'ın "iyi ve kalıcı bir anlaşmayı memnuniyetle karşılayacağı; ABD ve 3 Avrupa ülkesinin gerçeği kabullenmesi durumunda böyle bir anlaşmanın mümkün olduğu" yönündeki açıklamasına ilişkin de konuşan İslami, ülkesinin, tüm hükümlerinin diğer taraflarca uygulanması karşılığında anlaşmaya uymaya hazır olduğunu vurguladı.

UAEA'nın nükleer tesislerdeki kamera kayıtlarına erişiminin, anlaşmanın kaderine bağlı olduğuna dikkati çeken İslami, "Nükleer anlaşmanın akıbeti ne olursa olsun İran barışçıl nükleer faaliyetlerine devam edecek." dedi.

İran'ın uranyum zenginleştirmeyle ilgili kararlarının provokasyon amaçlı olmadığını dile getiren İranlı yetkili, ülke stratejisinde nükleer silahlara yer olmadığını ve bununla ilgili söylentilerin "kötü niyetli suçlamalar" olduğunu vurguladı.

İran Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan, Avrupa Birliği Dışişleri ve Güvenlik Politikaları Yüksek Temsilcisi Josep Borrell ile Viyana müzakerelerine ilişkin ve yaptırımların nasıl kaldırılacağı konusunda görüşme yaptıklarını söylemişti.

Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı'nda olası İran karşıtı bir kararı destekleyenlerin, sonuçlarından da sorumlu olacağını kaydeden Abdullahiyan, İran'ın iyi ve kalıcı bir anlaşmayı memnuniyetle karşılayacağını; ABD ve 3 Avrupa ülkesinin gerçeği kabullenmesi durumunda böyle bir anlaşmanın mümkün olduğunu ifade etmişti.

ABD, Viyana'daki Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı Yönetim Kurulu'na bu hafta sunmak üzere Avrupalılarla bir karar taslağı hazırladığını duyurmuştu. Söz konusu tasarıda ise İran'dan ajansla tam ve koşulsuz olarak işbirliği yapmasının istendiği belirtiliyor.

Diğer taraftan ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Ned Price, Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu Başkanı'nın İran'ın büyük miktarda zenginleştirilmiş uranyum bulundurmasına ilişkin yaptığı değerlendirmenin Washington'un değerlendirmesiyle örtüştüğünü söyledi.

Price, ABD Başkanı Joe Biden'ın İran'ın asla nükleer silah elde edecek durumda olmayacağını taahhüt ettiğini ve ABD'nin kendi ulusal güvenliğinin çıkarına olduğu sürece nükleer anlaşmaya geri dönmek istediğini de sözlerine ekledi.

İsrail Savunma Bakanı Benny Gantz da Başbakan Naftali Bennett'in İran'ın nükleer faaliyetleriyle ilgili bilgileri Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (UAEA) Genel Direktörü Dr. Rafael Grossi'ye teslim ettiğini söylemişti.

İsrail Savunma Bakanı, uluslararası toplumu İran'ı uranyum zenginleştirmekten ve nükleer bomba yapmaktan caydırmak için harekete geçmeye çağırmıştı.

Bennett, ülkesini ziyaret eden UAEA Genel Direktörü Grossi ile 3 Haziran'da bir araya gelmişti. Naftali Bennett, Grossi'ye, "İsrail'in, İran'ın nükleer silahlara ulaşma yolundaki ilerlemesinden ve uluslararası toplumu yanlış bilgi ve yalanlar kullanarak aldatmasından duyduğu derin endişeyi" aktarmıştı.

Rafael Grossi, Viyana'da düzenlediği basın toplantısında, İran'ın iddialı bir nükleer programı olduğu söyleyerek, Tahran yönetiminin işbirliği yapması ve faaliyetleriyle ilgili belirsizlikleri netleştirmesinin kendi çıkarına olduğunu kaydetmişti.

Ajansın İran'dan aldığı bilgilerin yetersiz olduğunu ve gerekli açıklamaları yapmaya devam etmesi gerektiğini belirten Grossi, İran'ın nükleer bomba yapmak için yeterli uranyuma sahip olmasının an meselesi olduğuna işaret etmişti.

Diğer taraftan, gözlemciler, İranlı yetkililerin aksi yöndeki beyanlarına rağmen, tutuklular dosyasının, Tahran yönetimi ile Batılı ülkeler arasında genel olarak diyalog dosyalarından biri olduğunu düşünüyor.

"Savaş suçu" ve "kasten cinayet" iddialarıyla İsveç'te yargılanan İranlı eski yargı yetkilisi Hamid Nuri ve İsrail adına casusluk iddiasıyla idama mahkum edilen İran-İsveç çifte vatandaşı akademisyen Ahmed Rıza Celali'ye yönelik davaların bu kapsamda olduğu ifade ediliyor.

İran, mayıs ayında yaptığı açıklamada, Ahmed Rıza Celali'nin İsveç ile mahkum takasıyla serbest bırakılma ihtimalinin olmadığını ve idam kararının kesin olduğunu duyurmuştu.