Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım, Yargıtayın baz istasyonlarının yerleşim yerlerinden uzak bir yere taşınmasına hükmetmesine ilişkin, "Haberleşmenin kesintisiz sağlanması için baz istasyonları şarttır. Bunlar olmazsa haberleşme olmaz. Ya cep telefonlarından vazgeçeceğiz ya da baz istasyonları ile yaşamaya alışacağız" dedi.
Yıldırım, Swissotel"de Ulaştırma Bakanlığının 2008 faaliyetlerine ilişkin düzenlediği basın toplantısının ardından, gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Yıldırım, "Youtube" internet sitesinin yasağına ilişkin soruyu yanıtlarken, söz konusu firmanın yetkilileriyle görüştüklerini söyledi. Amaçlarının asla yasak getirmek değil, suçlarla suç oluşmadan mücadele etmek olduğunu anlatan Yıldırım, yasakların yargı kararı ile getirildiğini, yargı kararlarına da müdahalenin söz konusu olmadığını dile getirdi. Yıldırım, şöyle devam etti:
"Bakın, yerel seçimlerle ilgili hükümet bir düzenleme yaptı. Anayasa Mahkemesi de bunu uygun olarak telaki etti. Ama Danıştay bunu bozdu. YSK da önce kabul etti, sonra bu karara uydu. Görüyorsunuz Türkiye"de yürütme, yasama, yargı hepsinin alanları ayrı. Dolayısıyla mahkemelerin verdiği kararı, yine mahkemeler kaldırır ve bu konuda yasal düzenleme değişikliğine gidilir, o zaman kalkar. Buradaki sorun, ilgili kurumun, getirilen bazı düzenlemelere, kurallara uymakta isteksiz davranmasından kaynaklanıyor. Başka ülkelerde yerelleştirme çalışmalarını yaparken, güvenlik belgesi alırken, Türkiye"ye gelince bunları yapmaya yanaşmıyor. Bu da Türk mevzuatına karşı açık bir ihlaldir. Yasak olabilecek içerik kaldırılması gerekirken, bazen site toptan da kapatılabiliyor. Bu, yargıda bilişim ile ilgili suçlara nasıl bakılacağı yönünde tecrübe birikiminin artmasıyla aşabileceğimiz bir konudur. İnternet Kurulu, bir çalışma içerisinde. Biz de bunu Adalet Bakanlığı yoluyla mahkemelere göndereceğiz. Böylece, uygulamadaki yanlış anlaşılmaları da ortadan kaldıracağız. Amaç hiçbir zaman bilgiye erişimi yasaklamak değil ama çocuklarımızı milli değerlerimize açıktan hakaret eden faaliyetlere de seyirci kalamayız."

İSTANBUL BOĞAZI"NA 3. KÖPRÜ
"İstanbul Boğazı"na yapılacak 3. köprünün ihalesi, küresel mali kriz nedeniyle daha sonraya ötelenebilir mi?" sorusu üzerine, İzmit Körfez Geçişini de içeren İzmit-İzmir Otoyolu"nun ihale tekliflerini 9 Nisan"da alacaklarını hatırlattı.
Yıldırım, "Bu bizim için çok önemli bir ölçü olacak. Eğer burada sonuç alırsak, ondan sonra 3. köprü ve diğer otoyol projeleri de bunu takip edecek. Körfez Geçisi ve İzmir Otoyolu ihalesi, YİD projelerine ilişkin bizim için önemli bir gösterge olacak. 3. köprü projesine ilişkin her şey hazır" diye konuştu.

VERGİ İNDİRİMİ
Yıldırım, Özel İletişim Vergisi"nde indirim yapılmasının planlanıp planlanmadığına ilişkin soruyu yanıtlarken, deprem döneminde geçici konan vergilerin, daha sonra kalıcı hale getirildiğini hatırlattı.
Geçen yıl sonunda Maliye Bakanı Kemal Unakıtan"ın mobil ve sabit internetteki vergi oranlarının yüzde 5"e düşürüleceğini söylediğini belirten Yıldırım, "Biz bunun takipçisiyiz ve bunu gerçekleştireceğiz. 2009"da hem sabit hem mobil internette indirim olacak. Kriz zamanında hiçbir alanda böyle bir indirim yok" dedi.

TERSANELER
Geçen yıl Tuzla tersanelerinde yaşanan iş kazalarının hatırlatılması üzerine Yıldırım, tersanelere ilişkin bir yönetmelik çıkardıklarını belirtti.
Yıldırım, denizci yetiştiren okul sayısını 17"den 34"e çıkardıklarını, Tuzla"da meslek hastanesi kurduklarını ve 2 meslek okulu, hastane ile yurttan oluşan bir kompleksin temelini attıklarını söyledi.
Binali Yıldırım, tersanelerin küresel mali krizinden en fazla etkilenen sektörlerin başında geldiğini ve sipariş iptallerinin yaşandığını da belirtti.

CHP"DE DİNLEME CİHAZI
Yıldırım, "CHP Genel Merkezi"nde dinleme cihazı bulunduğu" yolundaki haberle ilgili soruyu şöyle yanıtladı:
"Biz dinlemenin hiçbir yerinde yokuz. Anayasa uyarınca, yargı kararı olmadan dinleme yapılamaz. Dinlemeye yetkili kuruluşlar dışında, dinleme hakkı olan hiçbir kuruluş yok. Bunlar da hakim kararı ile dinleme ve sinyal izleme yapabilirler. Bunların dışındakiler suçtur ve 3-5 yıla kadar cezayı gerektirir. Sürekli "dinleniyoruz" diye şuurumuzun bozulması, paranoyaya dönüştürülmesi kabul edilebilir değil. Bütün bu gerçekler ortadayken ısrarla yasal olmayan yollardan bilgilere erişmek, şantaj yapmak ne ahlakidir ne de kanunidir. "Ana muhalefet partisinde böcek bulunmuş, dinlenmiş" şeklinde haberler duyuyoruz. Bunun tespiti nedir? Yasal yollara başvurmak, polisi çağırmaktır. "Polise güvenmiyorum" deyip, işin içinden çıkmak, siyasi sorumluluğa sığan bir şey değil. Polise hepimizin ihtiyacı var. Polis, asker, jandarma bu ülkenin güvenliğini ve toplumsal barışı sağlamada en önemli kurumlarımızdır. Bunların yıpranmamasına özen göstermemiz lazımdır. Her kurumda yanlış yapan olabilir ama toptancı bir bakışla kurumları kötülemek, bu ülkeye bir fayda sağlamaz."

BAZ İSTASYONLARI
Yıldırım, yönetmeliğe uygun kurulup işletilen baz istasyonlarının "uzun zaman diliminde zarara neden olacağına" karar veren Yargıtay"ın, baz istasyonunun yerleşim yerlerinden uzak, uygun bir yere taşınmasına hükmetmesinin hatırlatılması üzerine, her nimetin bir külfeti olduğunu söyledi. Baz istasyonlarının sağlığa zararlı olduğuna dair şu anda ispatlanmış bir durum olmadığını ifade eden Yıldırım, şunları kaydetti:
"Haberleşmenin kesintisiz sağlanması için baz istasyonları şarttır. Bunlar olmazsa haberleşme olmaz. Ya cep telefonlarından vazgeçeceğiz ya da baz istasyonları ile yaşamaya alışacağız. Kararı vatandaş verecek. "Kaldırın" derse, biz hepsini kaldırırız ama ondan sonra haberleşme ne hale gelir onu bilemem. Oylama yapılır, vatandaş "kaldırın" derse, hepsini keser atarız, otururuz sen sağ, ben selamet. Ne arayan olur, ne aranan olur, hayat daha sakin olur. Bu işin latifesi. İletişim olmaya devam edecek. Olumsuz etkileri varsa, onları da göz ardı edemeyiz. Gelen şikayetleri değerlendiriyoruz. Mutlak zararlı manyetik alan oluşan yerler varsa, onları mutlaka kaldırıyoruz."

E-İMZA ÜCRETLERİ
Elektronik imza ücretlerinin yüksek olduğunun dile getirilmesi üzerine Yıldırım, sabit e-imzanın yıllık maliyetinin 100 TL civarında, mobil imzada ise bu bedelin "yok gibi" olduğunu söyledi. mobil imza kullanımının yaygınlaştığını dile getiren Yıldırım, "e-imza sertifikası veren kuruluşlar eğer varlıklarını sürdürmek istiyorsa bu tarifelerde ısrar etmeleri, kendilerinin sonunu hazırlamak anlamına gelir. Fiyat politikalarını bir kez daha gözden geçirmeleri iyi olur" diye konuştu.

MİLLİYET