Bazı analistlere göre iPad’in bu tasarımı, aslında Apple’ın ürettiği B planı sonucu ortaya çıkmış. A planında ise ekstra bir ağırlık söz konusu değildi. İlk planda, görüntü teknolojisi açısından da bir takım farklılıklar yer alıyordu.

DisplayMate Genel Müdürü Raymond Soneria’ya göre bu plan hayata geçseydi; Apple, Sharp’ın ürettiği IGZO adlı yeni teknolojiden yararlanacaktı. Devre elemanı ve transistörlerin daha ufak kullanılacağı bu teknoloji sayesinde daha fazla elektron devinirliği sağlanmış olacaktı. Böylece istenenden çok miktarda ışık geçişi elde edilecekti.

Ancak Sharp, yeni IGZO görüntü teknolojisini zamanında yetiştiremeyince bu plan suya düşmüş oldu. Sonuç olarak Apple, yeni iPad’ini şu anki haliyle; yani, amorf-silikon teknolojisiyle piyasa sürdü.

3. nesil iPad’in artılarını ve eksilerini değerlendiren Soneira, yeni iPad’deki ışık yayılımının istenen düzeyde olmadığını belirtti ve IGZO’nun daha az LED kullanarak, daha parlak bir görüntü sağlayacağından dem vurdu. Ayrıca IGZO planı hayata geçseydi, yeni iPad şu an kullandığının yarısından daha ufak bir pil boyutuna sahip olacaktı.

Sonuç ne olursa olsun, neredeyse imkansızı gerçekleştirerek kullandığı amorf-silikon Retina ekranıyla ortaya çıkan iPad, sevenlerini hayal kırıklığına uğratmamış gibi görünüyor.