Son yıllarda okullarda artış gösteren akran zorbalığına karşı yeni bir düzenleme hazırlığında olan Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), son aşamaya geldiği taslak çalışma ile ilkokula başlama yaşında değişikliğe gidecek.
Halihazırda yürürlükte olan 2014 tarihli yönetmeliğe göre ilkokullar, eylül ayı itibarıyla 69 ayını tamamlayan çocukları kabul etmekte. Ancak velilerin başvuru yapması halinde bu aralık 66 aya kadar düşürülebiliyor.
Bu uygulama birinci sınıflarda 14 aya kadar varan yaş farkları oluştururken; aradaki yaş farkı çocukların anlama kapasitesini ve davranışlarını büyük ölçüde etkileyebilmekte.
Sabah'ın haberine göre; Bakanlık, yaş farkının yol açtığı akran zorbalığını önlemek ve farklı yaşlardaki öğrencilerin aynı sınıfta toplanmasının önüne geçmek amacıyla okula başlama yaşını yukarı çekecek.
Planlamaya göre ilkokula başlama yaşı temel olarak 72 ay olacak; çocukların gelişimsel durumuna göre 72-3 yani 69 ay ve 72+3 yani 75 ay esnekliği tanımlanacak.
Mevcut sistemde 66 aylık bir çocuk ile 80 aylık bir çocuk aynı sınıfta olabiliyor. Eğitimciler bu farkı "Bir bebeğin 14 aylık bir çocukla aynı beceriyi göstermesini beklemek gibi" sözleriyle özetliyor.
Uzmanlara göre özellikle küçük yaşta başlayan öğrenciler, duygusal ve fiziksel olarak daha olgun yaştaki akranlarının baskısına karşı savunmasız kalıyor. Bu nedenle yaş düzenlemesinin yukarı çekilmesi zorbalığı azaltmada kritik bir adım olarak değerlendiriliyor.
MEB, geçen yıl gerçekleştirilen sınıf yerleştirmelerinde yaş farkını dikkate alarak benzer yaş grubundaki öğrencileri aynı sınıflarda toplamış ve homojen dağılım sağlamıştı. Bu uygulamanın olumlu geri dönüşleri üzerine, başlama yaşının da revize edilmesi gündeme geldi.
Uzmanlar, gelişimsel açıdan ilkokula başlamanın en uygun yaşının 72 ay olduğunu vurguluyor. Bu görüşü destekleyen değerlendirmelerde şu tespitler öne çıkıyor:
72 ayını dolduran çocuklar bedensel, zihinsel ve sosyal açıdan okula uyum için en hazır dönemdedir.
66-71 aylık çocuklar hala oyun çağı özellikleri gösterdiği için ilkokul disiplinine uyumda zorlanıyor.
İlk yıllarda başarılı olsalar bile üçüncü sınıftan itibaren akademik güçlükler artabiliyor.
"Sen küçüksün" gibi sosyal baskılar, çocukların uzun vadeli özgüven gelişimini olumsuz etkileyebiliyor.