ABD Başkanı Barack Obama Suriye’ye sembolik ve mesaj niteliği taşıyan bir yaptırım kararı alarak, Devlet Başkanı Beşar Esad’ı gözetti ve kardeşi Mahir, yeğeni Atıf Necib ile Genel İstihbarat Başkanı General Ali Memluk’un mal varlıklarını dondurdu. Obama, yaptırım kararında İran Devrim Muhafızları’nı da sivillere saldırıların ‘ikmal gücü’ olmakla suçladı. ABD’nin 3 ismi şiddetten sorumlu tutması ancak Beşar’ı kayırması, ‘nifak tohumu’ yorumlarına yol açtı.

İran, Beşar’a darbe planlıyor

ABD Dışişleri Bakanlığı Planlama Direktörü Jacob Sullivan, yaptırımdaki amacın, ülkedeki şiddetten sorumlu görülen yöneticiler ile kurumları hedef almak olduğunu açıkladı. Bu açıklama, Amerikan yönetiminin Devlet Başkanı Beşar Esad’ı, en azından diğer isimlerden daha az sorumlu tuttuğunun göstergesi oldu. Amerikan medyası yaptırım kararındaki seçiciliği iki türlü yorumladı. Bir grup, Beyaz Saray’ın Esad’a uyarı ateşi açtığı ve ikinci hedefin kendisi olacağını savundu. Diğer bir grup ise Obama’nın Suriye’de iç savaş çıkması halinde müttefikleri ile çıkarlarının çok zarar göreceğini hesap ederek, Libya ya da Mısır’daki gibi davranmaktan çekindiğini ileri sürdü. Yaptırım kararı, mal varlıkları ile hesaplarının dondurulmasını içeriyor. Ancak hedefteki kişilerin ABD’de herhangi bir malvarlığı ve hesabı bulunmuyor. Keza Suriye, terörü destekleyen ülkeler listesinde bulunması nedeniyle ayrı bir Amerikan yaptırımı altında bulunuyor. 
Suriye ile ilgili bir başka çarpıcı iddia ise İsrail’den geldi. İsrail gizli servisi Mossad’a yakınlığı ile bilinen Debka sitesi, ABD’nin yaptırım için seçtiği 3 ismin, İran desteğiyle Beşar Esad’a yönelik darbe girişimine hazırlandığını, bu nedenle sadece bu 3 ismin mal varlığının dondurulduğunu ileri sürdü. Böylece ABD İran’a, ‘yaptıklarından haberim var’ mesajı verdi. İstihbarat raporlarına dayanan siteye göre, kardeş Mahir Esad, olayların başladığı ilk günlerde isyancılara sert davranmayan Beşar’ı, muhaliflerin silahlı hücreler halinde örgütlenmesine vakit tanımakla suçladı. Mahir Esad, isyanın merkezlerinden Deraa kentini kuşatan ve diğer kentlerde de konuşlanan Cumhuriyet Muhafızları ile ordunun 4’üncü Zırhlı Tümeni’nin komutanlığını yapıyor. Yeğen Atıf Necib, iktidardaki Baas Partisi’nin istihbarat sorumlusu. General Ali Memluk ise hem Muhaberat hem de diğer istihbarat kurumlarının liderliğini yürütüyor. İsrail kaynakları,İran desteğini Suriye sınırına (Lübnan ya da Irak sınırı) gönderilen Devrim Muhafızları’ndan Tümgeneral Kasım Süleyman’ın koordine ettiğini ileri sürüyor. İsraillilerin iddiaları bunlarla da sınırlı değil. İddialar arasında İran’ın Şam’a havayoluyla toplumsal olaylarda kullanılacak askeri malzeme gönderdiği ve içinde 200 devrim muhafızının bulunduğu uçağın Beşar Esad’ın karşı çıkması nedeniyle Şam’dan Tahran’a geri döndüğü de bulunuyor. Suriye, olayların başladığı Mart ayından bu yana ülkeye yabancı basının girmesine izin vermiyor bu nedenle, iddiaları doğrulayacak bir mekanizma bulunmuyor.

Ölü sayısı 66’ya yükseldi

Bu arada kardeş Mahir Esad’a bağlı 4’üncü tümenin Deraa’da yol açtığı ölümlerin ardı arkası kesilmiyor. Dün önceki gün ölenleri için cenaze töreni düzenlemek isteyen Deraalılara keskin nişancıların açtığı ateş sonucu 6 kişi daha öldü. Böylece son iki günde Suriye’de öldürülen sivillerin sayısı 66’ya yükseldi. Mahir Esad’ın kentin çevresindeki kuşatmayı yeni tanklarla güçlendirdiği gelen habeler arasında. Öte yandan Suriyeli muhalifler, internet sitelerinde, gelecek hafta daha büyük gösteriler düzenleyeceklerini duyurdular.

Hürriyet