Bilkent Üniversitesi ve Alman Uluslararası Hukuki İşbirliği Vakfı"nca düzenlenen "Anayasalardaki Değiştirilemez İlkeler" sempozyumunda, 1982 Anayasası"nın "Değiştirilmesi teklif dahi edilemez" hükümleri tartışmaya açıldı.

"Biraz endişeliyim"

Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç, değiştirilemez ilkeleri, Anayasa Mahkemesi"nin kuruluş yıldönümündeki konuşmasında konu olarak tespit etmeyi düşündüğünü açıklamıştı. Kılıç, "Ancak bu konuda ne kadar cesaretli olabilirim, o konuda biraz endişeliyim. Ama görüyorum ki hem vakfın hem de Bilkent Üniversitesi Hukuk Fakültesi"nin cesaretle tespit ettikleri konunun ne kadar önemli ve Türkiye açısından ne kadar hayati bir değere sahip olduğunu anlamak

mümkündür" demişti.Sempozyumun ikinci gününde ise, Bilkent Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ergun Özbudun, değişmezliğin yalnızca "Cumhuriyet" ilkesiyle sınırlı tutulacağı bir Anayasa yapılmasının uzun yıllardır savunulduğunu vurguladı. Özbudun, Türkiye"de büyük çoğunluğun, yeni bir Anayasa ihtiyacı konusunda birleştiğini söyledi. Özbudun, toplumların çok değer verdiği, demokrasi, cumhuriyet, laiklik gibi ilkelerin değişmesinin sosyolojik olarak ihtimal dışı olduğunu da savundu.

Takdir sınırsız

Anayasa"nın değiştirilemez maddelerinin, yoruma açık, geniş kavramlar olduğunu da kaydeden Özbudun, "Bu kavramları değiştirilmezlik kapsamı içine sokmak ve hükümlerin bekçiliğini de Anayasa Mahkemesi"ne bırakmak, bu mahkemeye, anayasa değişiklikleri konusunda sınırsız takdir hakkı tanımaktır" dedi. Anayasa Mahkemesi"nin, başörtüsüne yönelik Anayasa değişikliğine ilişkin son kararında da "Yetkisini aştığını" iddia eden Özbudun, "İdare hukukundaki deyimiyle bu bir yetki gasbıdır" ifadesini kullandı.

Raportörün görüşü

Anayasa Mahkemesi Raportörü Doç. Dr. Osman Can ise, sempozyumun ilk gününde yaptığı konuşmada, değiştirilemez ilkelere atıfla, "Devletin dili değil, devletin resmi dili" olabileceğini savundu. Anayasa"nın değiştirilemez maddeleri ile diğer maddeler arasında hiyerarşi kurulamayacağını ileri süren Can, bu maddeler arasında soyut ve somutluk ilkesi bulunduğunu, değişebilir normların, değiştirilemez maddelerin somut hali olduğunu anlattı. Bu nedenle bir Anayasa değiştirildiği zaman değiştirilemez maddelerine dokunmanın kaçınılmaz olacağını ifade eden Can, "Çünkü her bir anayasa değişikliği o anayasaya aykırıdır, her bir yasa değişikliği o yasaya aykırıdır ama aykırı olduğu unsuru çıkarır atar" görüşünü savundu.

TEPKİLER

Ciddiye almam

ANAYASA Mahkemesi Başkanvekili Osman Paksüt, gazetecilerin Raportör Osman Can"ın, "Anayasa değişikliği yapılırsa değiştirilemez maddelere dokunmak kaçınılmaz" sözleriyle ilgili sorusu üzerine şunları söyledi: "Biz gerekçeli kararda değiştirilemez ilkelerle ilgili görüşümüzü açıkladık. Değiştirilemez ilkelerin dolaylı yollardan içeriğinin boşaltılmasının, pratikte değiştirilmesinin yolunun kapatılması gerekir. Mahkeme de bunu yaptı. Bu eleştiriler yapılır ben bunları ciddiye almıyorum."

Sivil bir darbe

YARGITAY Onursal Başsavcısı Sabih Kanadoğlu, Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç"ın oturduğu makama layık olmadığını, makamının ağırlığını ve sorumluluğunu bilmediğini öne sürdü. Kanadoğlu, şunları söyledi: "Anayasa"nın ilk 4 maddesiyle oynamak demek, aslında her zaman korktuğumuz ve olmasını hiç istemediğimiz bir sivil darbe niteliğindedir. Sonuç, sivil dinci bir dikta hevesinin ürünüdür."

YARGITAY 8. Ceza Dairesi eski Başkanı Naci Ünver, bu maddelerin tartışlamasını ülkenin geleceği açısından kaygı verici bulduğunu söyledi. Ünver, "Bu tartışma demokratik laik rejimi dönüştürme niyetlerinin dışa vurulmasıdır" dedi.
HÜRRİYET