Özellikle ülkemizde, rast gele kullanılan ilaçların ciddi sıkıntılara neden olduğu belirtilerek, her ilacın mutlaka doktor kontrolünde tüketilmesi gerektiği belirtildi.
Antibiyotikler bakterileri öldürmeye veya üremelerini durdurmaya etkili ilaçlar olduğunu belirten Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Dr. Ş. Barçın Öztürk “Antibiyotikler bu nedenle sadece bakterilerin neden olduğu hastalıklarda kullanılır. Yani kış aylarında sıkça rastlanılan nezle, grip gibi virüslerin neden olduğu hastalıklarda kullanılmaz. Kullanılsa da işe yaramaz. Bunun yanında vücutta normalde bulunması gereken bakterileri de öldürerek, vücut savunmasını zayıflatır ve fırsatçı olabilecek başka bakterilerin gelip hastalık yapmasına zemin hazırlar. Antibiyotik asla kişinin doktor reçetesi olmadan eczaneden alıp kullanabileceği bir ilaç değildir. Doktor önerisi ile kullanılıyorsa önerildiği dozlarda ve sürede kullanılamalıdır. "Daha önce bana iyi gelmişti, aynısından alayım" gibi bir yaklaşım son derece yanlıştır. Üstelik bu yaklaşım daha sonrasında doktorun tanı koymasını zorlaştırır. Tek bir tablet bile idrar yolu enfeksiyona neden olan bakterinin kültürde üremesine engel olur ve enfeksiyonun etkeni saptanmadan yapılan tedavi gereksiz ve uzun süreli antibiyotik kullanıma yol açar. Antibiyotikler enfeksiyon bulgusu olan kişinin gerekli muayenesi ve laboratuar tetkikleri yapıldıktan sonra doktorun uygun gördüğü şekilde kullanılacak ilaçlardır. Her antibiyotik herkeste kullanılamaz. Bu nedenle başka bir kişinin enfeksiyonuna iyi geldiği gerekçesi ile antibiyotik almak ya da doktordan yazmasını istemek hatalı bir yaklaşımdır” dedi.
“ANTİBİYOTK KULLANIRKEN NELERE DİKKAT ETMEK GEREKİR”
Antibiyotik kullanılırken dikkat edilmesi gereken hususlar hakkında da bilgiler veren BSK Aydın Anka Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Dr. Öztürk “Antibiyotiklerle alerjiler sık karşılaşılan sorunlardır bu nedenle kişinin eğer daha önce kullandığı bir antibiyotikle bu tip bir alerjisi olmuşsa mutlaka doktoruna bildirmelidir. Aynı şekilde tedavi sırasında alerji veya başka yan etkiler oluşursa doktoruna danışarak kesmesi veya başka bir ilaçla devam edilmelidir. Doktor önerisiyle başlanan antibiyotikler kullanılırken önceden günün hangi saatlerinde alacağı, aç veya tok olup olmayacağı, ne kadar süre kullanacağı, yan etki olursa ne yapması gerektiğini iyice öğrenmelidir. Hasta, günde bir taneden fazla alıyorsa doz aralıklarına dikkat etmelidir, örneğin 8 saat arayla alıyorsa, öğünlerini de ona göre ayarlanmalıdır. Sadece antibiyotikler için değil tüm ilaçlarla geçerli olan bir kural mümkünse ilaç kullanıldığında alkol tüketilmemesidir. Antibiyotiklerin yanlış ve bilinçsiz kullanımı sadece kullanan kişiyi değil tüm toplumu ilgilendiren sonuçlar doğurur. Bakteriler de yaşamak için bizim onları öldürmek için kullandığımız antibiyotiklere karşı direnç gösterirler ve verilen antibiyotik tamamen etkisiz hale gelir. Bu durumda bazen çok pahalı ve damardan verilmek zorunda kalınan antibiyotikler kullanılmak zorunda kalınır bazense kullanacak tek bir silahımız kalmaz ve çaresiz kalırız. Uzun süreli ve gereksiz antibiyotik kullanımı insanın vücudunda normalde bulunan ve hastalıklara karşı savunma sağlayan bakterilerin ölmesine neden olur. Bu bakterilerin yerine mantarlar, başka hastalık yapıcı bakteriler gelir yerleşir ve hastalığa neden olurlar” ifadelerine yer verdi.
Uzman Dr. Öztürk ayrıca, çocukların, hamile ve emzikli kadınların antibiyotik kullanımında daha dikkatli olması gerektiğini ifade ederek “Ülkemizde gereksiz antibiyotik kullanım oranı yüzde 50 civarındadır. Tüm ilaç maliyetlerinin de yüzde 21"i antibiyotiklerdir. Avrupa ve Amerika"da bu oranlar çok düşüktür. Reçetesiz ilaç kullanmak ve bilinçsiz olarak her ateşin, burun akıntısının antibiyotikle iyileşeceğini sanmak ülkemizde bu oranları yükseltmektedir. Bununla beraber aynı nedenle dünyanın pek çok ülkesine göre çok daha yüksek oranda dirençli bakterilerle enfeksiyonlar görülmektedir. Antibiyotik kullanımının oluşturduğu sahte güvenlik duygusu, bu ilaçların hem doktor hem de hasta için adeta sakinleştirici ilaç gibi kullanımını beraberinde getirmektedir. Bunu düzeltmek için hem tıp çevrelerinin hem de hastaların bilinçlendirilmesi oldukça önemlidir” şeklinde konuştu.