Derleyen: Ömer Faruk Ekinci | 1973 yılında ABD'nin Florida eyaletinin kuzeyinde 16 yaşındaki arkadaşı Floyd Allen ile dağ yürüyüşü yapan 25 yaşındaki Troy Leon Gregg, Fred Simmons ve Bob Moore tarafından yol üzerinde arabaya alındı.

DİNLENMEK İÇİN DURDUKLARINDA...

Soğuk karlı bir günde yolculukları devam ederken araba birden bozuldu. Simmons'ın yanında başka bir araç almaya yetecek kadar para vardı. Yeni araçlarıyla yolculuğa devam eden dörtlü, yolda Dennis Weaver isimli yürüyüşçüyü de yanlarına aldı.

Weaver, yaklaşık 1 gün boyunca araçtakilerle seyahat ederek Atlanta şehrine geldiklerinde araçtan indi. Gregg ve Allen ise Simmons ve Moore ile yolculuklarına devam etti. Yolculuk yüzünden yorulan dörtlü, dinlenmek için yol üzerinde durdu. Burada Simmons, Gregg ve Allen'a karşı 'vahşi tavırlar' sergilemeye başladı.

MEŞRU MÜDAFAA OLARAK ANLATTI

Gregg o anda yaşananlar ile ilgili olarak şu ifadeleri kullandı:

ÖNCE ÖLDÜRDÜ SONRA SOYDU

Gregg, bu yaşananları meşru müdafaa olarak tanımlayıp böyle anlatsa da yanındaki Allen, arkadaşının hiçbir zaman tehlikeli bir durumda kalmadığını söylüyordu. Allen'ın anlattığına göre Gregg kendisine 'Hadi dışarı çık. Bunları soyacağız' demişti.

Gregg, Simmons ve Moore'a toplamda 3 el ateş ederek onları drenaj çukuruna attı. Allen ise arkadaşının iki adamı öldürüp ceplerinde ne var ne yok almasını izlemişti. Daha sonra arabaya binen ikili, hızla olay yerinden uzaklaştı.

GAZETEDEN GÖREN YOLCU AYDINLATTI

Simmons ve Moore'un cansız bedenleri bir sonraki gün aynı çukurda bulundu. Olay bölgesine giden bir yerel gazete ölü bulunan ikilinin haberini yaptı. Atlanta'da gruptan ayrılan Weaver, öldürülen ikilinin fotoğrafını gazetede görünce onları tanıdı. Hemen polise giden Weaver, yetkililere yolculuklarından ve arabada bulunan diğer kişilerden bahsederek yolculuk ettikleri araçın görünüşüne kadar tüm bilgileri verdi.

Weaver'dan alınan bilgiler ışığında ertesi gün Gregg ve Allen, tarif edilen araba ile birlikte yakalandı. Gregg'in üzerinde cinayetleri işlediği silah duruyordu ve mermiler çukurdan çıkarılan mermilerle eşleşmişti.

HER ŞEYİ DEĞİŞTİREN İDAM KARARI

Troy Leon Gregg, silahlı soygun ve cinayetle suçlandı ve ikisinden de suçlu bulunarak cezaya çarptırıldı. Gregg, idam cezası almıştı ve bu ceza, ABD hukukunda idam cezasının kullanılma şeklini sonsuza dek değiştirecekti.

Dörtlü, hücrelerinin parmaklıklarını ve bir pencereyi kesmeyi başardı. Buradan yangın çıkışına kadar yalpalayarak ilerleyen ekip, kıyafetlerini de kaçış için ayarlamışlardı.

Mahkumdan çok bir memurun üniformasına benzetmek için ellerinden geleni yaptılar. Bu yaptıkları kıyafetler o kadar ikna ediciydi ki onları durdudan memurlar, mahkumları kendilerinden sanarak güvenlik kontrolünden geçip çıkmalarına izin verdi.

BİR CESET, İKİ SENARYO

Gregg, idamına yalnızca bir gün kala hapisten kaçmayı başardı ancak ölümden kurtulamadı. Neler yaşandığı hala tam olarak bilinmezken bazı iddialara göre, Gregg kaçışlarından saatler sonra bir gazeteciyi arayarak hapishanede "insanlık dışı" muamele gördüklerini anlatmaya başladı. Bunun üzerine hapishane yetkililerine haber veren gazeteci, onları alarma geçirdi ve Gregg yakalanıp öldürüldü.

Bir diğer iddia ise, Gregg'in kaçış hakkında karısına bir mektup yazdığıydı. Gregg, mektupta kimlerle kaçacağını bile yazmıştı. Bunu öğrenen diğer mahkumlar Gregg'e sinirlenerek onu ölümüne dövdü ve cesedini göle attı.

HAPİSTEN KAÇTI AMA ÖLÜMDEN KAÇAMADI

Hangi hikayenin doğru olduğu hala bilinmezken Gregg'in cansız bedeni bir gölde bulundu ve üzerinde bir kavganın izleri vardı.

Gregg, hapisten kaçarak idam cezasından kurtulmuş olsa da ölümden kurtulmayı başaramadı.