Hükümet, yaya kaldığı alanda mesafe alırken

Milli Eğitim Bakanlığı, Ak Parti iktidarlarının istikrarından nasibini alamaması sebebiyle olsa gerek, hükümetin mesafe alamadığı alanlardan birisiydi. Evet, hakkını yemek lazım; teknoloji anlamında dişe dokunur icraatlar yapıldı. Ancak; ruh ve manadan yoksun bir teknoloji ne kadar faydalı olabilirdi neslimize ve ülkemize!

Kendisini, daha önceki görevleri süresinde sistemsel icraatlarıyla tanıdığımız mevcut MEB’mız sayın Ömer DİNÇER’den beklentisi büyüktü, gerek hükümetin gerekse de Eğitim camiası ve milletin.

Göreve yeni başladığında özellikle öğretmen adaylarını karşısına alan bir açıklamayla gündeme gelen sayın bakan, bu sıralar son derece sıra dışı ve cesur icraatlarla gündeme gelmeye başladı.

Milli Eğitim gibi, neslin terbiyesiyle iştigal ettiği için fıtratı itibariyle zaten zor olan, bir de ideoloji gömleğinin kendisine giydirilmesiyle kemikleşmiş, yılların müzmin problemlerini çözmek durumunda kalan, bir bakanlığın başında olmak kolay değildi tabii ki. Başa gelen her bakan bu zor şartlar dolayısıyla olsa gerek yanlış anlaşılabicek demeçlerde bulunabiliyorlardı belki de.

Ancak şu sıralarda makamına alışmış gibi görünüyor sayın Bakanımız. Bürokrasideki mahiyetine tam vakıf olamadığım büyük orandaki değişikliğin arkasından, yıllardır pedagoji uzmanları tarafından, bir asker tarafından anlatılması yanlış bulunan Milli Güvenlik dersleri tarih oldu. Ardından ilk öğretime Arapça Dersi’nin konulduğu haberi düştü kamuoyuna. Şimdi de farklı branşlardan on yedi bin öğretmenin ataması gündemde. Ayrıca, okulların fiziki anlamdaki değişikliğinden, öğretmenlerin yetiştirilmesine kadar bir çok alanda inkılaplar gündemde.

Öncelikle, eğitim sistemimizden ideolojiyi arındırmasını çok olumlu bulduğumu söylemeliyim, hükümetin, özellikle ilgili bakanlığımızın. İlk öğretime Arapça dersi de şüphesiz çok önemli bir gelişme ancak bu konunun detaylar netleştiğinde daha rahat masaya yatırılabileceğini düşünüyorum. Öğretmen olmaya hak kazanmış muallimlerimizin atanması da çok sevindirici bir diğer gelişme. Diğer radikal değişikliklerin de, daha sonra geri adım atmama adına, çok iyi etüt edilip planlandıktan sonra icraata geçirilmesini umuyorum.

MEB, gerek icra ettiği iş, gerekse de beş yüz bin öğretmen, on beş milyonu aşkın öğrenci, öğrencilerin ailelerini de hesaba kattığımızda ülke nüfusunun yarısından fazlasıyla bir şekilde içlı dışlı olan bir bakanlık olması hasebiyle, en önemli bakanlığıdır ülkemizin. Oradaki küçük bir hata veya önemli bir icraat dalga dalga ülke sathına yansımaktadır.

On yıldır hükümetin yaya kaldığı alan olarak müşahede ettiğim MEB’nın, mesafe almaya başladığını düşünüyorum. Ancak, özellikle Sağlık ve Ulaştırma gibi Bakanlıklarla da arasındaki mesafe çok açıldığı için kolaylıklar diliyorum sayın Bakanımız’a bu zor ancak mükafatı azim olan yarışta.

Taha ÜNAL
Din Sosyoloğu
[email protected]
samanyoluhaber.com