AİHM'de iş yükünün arttığını, bunun hafifletilmek istendiğini ifade eden Kaplan, Türkiye'nin önünde yeni bir süreç olduğunu, anayasa referandumu sonucu 23 Eylül'de bireysel başvuru yolunun açılacağını, bu tarihten itibaren davaların AİHM'e gitmeyeceğini anlattı.

Kaplan, şöyle devam etti:

''Bu süreç işlerken Avrupa mahkemesi, Hükümetle görüşmeler yapıyor. Strasbourg Mahkemesi ne yapmak istiyor? Sözleşme hukukuna göre, görev, yetki ve sorumluluğunu neden tekrar ulusal mahkemelere devretmek istiyor? Amacı sadece iş yükünü hafifletmekse vahim bir durumla karşı karşıyayız. Hukuken, siyaseten, ahlaken, ulusal üstü hukuk ve yargı sorgulanır duruma düşüyor. AİHM'in, ihlalleri koruyucu, kollayıcı bir yaklaşım içine girmesi, etkinliğini, güvenilirliğini, saygınlığını, caydırıcılığını sorgulanır bir duruma getirmiştir. AİHM davalardan kurtulmak istiyor, Hükümet de mahkumiyetten kurtulmak istiyor. İnsan hakları ihlallerinin doruğa çıkacak bir atmosferde, AİHM, AKP Hükümetine oksijen vermeye, ihlaller konusunda cesaretlendirmeye, korumaya kalkışırsa, meşruiyeti de tartışma konusu olmaya başlar. Hükümet ile Strasbourg Mahkemesi arasında tartışmalı bir pazarlık sürüyor. Pazarlığın konusu insan hak ve özgürlükleridir.''


''Tarih tekerrür edecekse''

Kaplan, 18 yıl önce, 2 Mart 1994'te, DEP milletvekillerinin, dokunulmazlıklarının kaldırıldığını, Mecliste gözaltına alındığını hatırlattı. 18 yıl önce yaşananların tekrarlandığını savunan Kaplan, tutuklu 8 milletvekilinin, aylardır görev yapamadığını belirtti.

''Milletin seçtiklerini, her isteyen istediği gibi cezaevine koyacaksa, tarih tekerrür edecekse, çok vahim noktayız''diyen Kaplan, şunları söyledi:

''Hükümet yol ayırımdadır; ya siyasi, askeri operasyonlarını devam ettirecek, 1994 Meclisteki darbe süreci gibi bir süreci devam ettirecek. Ki bunun sonucu çok ağırdır; çatışma, ölüm, kan, gözyaşıdır. Meclis bu deneyimi kaldıracak durumda değildir. Böyle bir deneyim yaşadıktan sonra, Kürt halkının, 'bu Meclis bizim Meclisimiz değildir, seçtiklerimizi her defasında tutukluyorlar' noktasına gelmesi, duygusal kopuşun başlangıcı olarak böyle bir tehlikenin olma ihtimali hala vardır. Sorunlarımızın tek çözüm yolunun demokratikleşme, onurlu barış, Meclis ve Ankara olduğunun ısrarla altını çiziyoruz. Hükümete çağrıda bulunuyor ve uyarıyoruz; yeni bir anayasa, barışçıl ve demokratik yollardan, sorunların çözümünü, bu bahar sürecinde çatışmasızlık ortamını istiyorsanız, gelin bu sorunları birlikte konuşalım.''

Kaplan, İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin'in, Adıyaman'da bazı Alevi yurttaşlarının evlerinin çocuklar tarafından işaretlendiğine yönelik sözlerinin sorulması üzerine, ''İçişleri Bakanı, çocukça açıklama yapmış, onun kusuruna bakmayın. Yapanlar iyi çocuklar olmasın?''dedi.

Bir soru üzerine Kaplan, Türk lirasının simgesinin estetik olmadığını söyledi.