Avukatlık zor meslektir. Adalet dağıtan adliyelerde hakkın yerini bulması için çalışan hukukçulardır. Adalet terazisinin doğru tartması için emek verirler. Hata yapma şansları yoktur, hata yaptıklarında masum insanlar zarar görebilirler.

2014 yılında yapılan baro başkanlığı seçiminde Söke’den bir avukat olan Gökhan Bozkurt Baro Başkanı seçilince şaşırdım. Genellikle Merkez ilçede çalışanlardan biri seçildiği için merak ettim. Ama bir Sökeli olarak mutlu da oldum, ne de olsa hemşerim idi.

ADD yönetimi olarak kendisini ziyarete gittiğimde yakından tanıma fırsatı buldum. Genç bir avukattı, genç olduğu kadar sağlam bir Atatürkçü, olgun ve donanımlı olduğu her halinden belli oluyordu. Kendi kendime; “Söke’den seçilmesi isabetli olmuş” diye düşündüm. Konuşmalarından hukuk devleti ve demokrasi için mücadele edeceği, bu mücadeleyi şartlar ne olursa olsun bırakmayacağı net olarak anlaşılıyordu. Avukat Gökhan bozkurt 2014 seçimlerinden sonra 2016 ve 2018 seçimlerini de zorlanmadan kazandı. Sanırım mevcut şartlarda beş defa daha Baro Başkanlığı seçimlerine girse kazacağını söyleyebiliriz.

İlk döneminde yaptığı konuşmalar ve yerinde çıkışları ile kendisinin kısa zamanda siyasete atılacağı söylendi. Ama o ilk fırsatta üyesi olduğu MHP’den istifa etti. Mücadelesini demokrasiden yana, hukuktan yana, insan haklarından yana, kadın ve çocuk haklarından yana sürdürmeye devam etti. Atatürkçü kişiliğinden hiç taviz vermedi. Toplumun yüreğini sızlatan Özgecan Davası gibi, Karaman Davası, Aladağ Davası gibi davalara müdahil oldu. Böylece hukukun herkes için gerekli olduğunu ve bu hukuku sağlamak için her şartta mücadele edeceğini göstermiş oldu.

Avukat Gökhan Bozkurt, Aydın Barosu Başkanı olduğundan bu yana sadece, avukatlar arasında değil, Aydın’ın tüm siyasi ve sosyal yaşamında farklı davranışlar sergileyerek kendini gösterdi. Bunu sadece yukarıda saydığım davalara katılarak değil, önemli siyasi ve toplumsal olaylara duyarlılık göstererek yaptı. Anayasa değişikliğinde bunun yanlış yönlerini herkese anlattı, önemli çevresel olay ve davalarda çevreden yana tavır koyup Aydın Barosu olarak bu düşüncesinin arkasında durdu. Kurduğu çalışma grupları ile çeşitli sorunların çözümü için yoğun emek harcadı. Herkese eşit davranıp burnu büyüklük yapmadı.

Avukat Gökhan Bozkurt acı dolu zor günlerinde bile bu mücadeleci ruhundan vaz geçmedi, yılgınlık göstermedi. İyi bir iletişim kurdu insanlarla. Bu iletişim süreci ile Aydın Barosu ve Aydınlılar arasında sanki daha bir yakınlık oluşturdu. Kendisi ile siyasi olarak çok farklı olan avukatlarla aynı yönetim kurulunda sorunsuz çalıştı, kendisinden farklı düşünen insanlarla demokrasi ve adalet için birlikte mücadele etmekten mutlu oldu. Halkın arasında olmaktan her zaman mutlu oldu. Aydın Barosunun felsefesini haktan ve halktan yana olduğunu herkese gösterdi.

Gelelim Türkiye Barolar Birliği konusuna. Yeni adli yıl açılışının Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nda yapılmasını boykot eden 52 barodan aralarından Aydın Barosu’nun da bulunduğu 10 tanesi yeterli sayıya ulaşarak TBB’ni olağanüstü genel kurula çağırdı. Son dönemlerde TBB Başkanı Metin Fevzioğlu’nun açıklamaları halkı olduğu kadar baroları rahatsız etmeye başlamıştı. Fevzioğlu’nun yeni adli yıl açılışında yaptığı açıklamalar, Suriye konusunda söylediği sözler zaten olan sıkıntıyı gün yüzüne çıkarıp bu çağrının alınmasında oldukça etkili oldu.

İlk olarak Aydın Baro Başkanlığı’nın başlattığı çağrının etkili olması Aydın Barosu için oldukça anlamlı oldu. Aydın Baro Başkanı Gökhan Bozkurt konu ile ilgili olarak: “Aydın Barosu olarak TBB Genel Kurulunu olağanüstü toplantıya çağırmaya davet yönünde oybirliği ile aldığımız karardan sonra bugün 3 baromuzun daha bu yönde karar aldığını ve toplam 10 Baro Yönetim Kurulu kararının bulunduğu açıklandı. Meslek camiamız için hayırlı olmasını dilerim” dedi.

Çağrının ilk olarak Aydın’dan yapılması aklımıza Aydın Baro Başkanı Avukat Gökhan Bozkurt’un TBB Başkan adayı olacak mı, sorusunu getirdi. Üç dönemdir yaptığı başkanlık süresinde bu işi en iyi şekilde yapabileceğini gösteren Gökhan Bozkurt TBB başkanlığı için en iyi aday olacaktır. Gösterdiği mücadele gücü, Atatürkçü kişiliği, sorumluluk anlayışı ve duyarlılığı ile bu göreve İstanbul, İzmir, Ankara başkanlarından daha fazla yakışacaktır. Aydın’dan bir TBB başkanının çıkması hepimiz için onur ve gurur kaynağı olacaktır. Yerel basında başkan olmazsa yönetim kurulunda yer alacağı söylense de ona yakışan TBB başkanı olmasıdır. Bu yolda kendisine başarılar dileriz.

“Demokrasi, farklılıkların birlikte yaşama biçimidir.” (C.Delavigne)

 

Aydınpost ANDROID'de TIKLA YÜKLE! Aydınpost APPSTORE'da TIKLA YÜKLE!