Ankara'daki Hopa protestolarıyla ilgili 28 kişinin yargılandığı davada, sanık avukatlarının, dosyadaki eylemlerin özel yetkili mahkemenin görev alanına girmediği gerekçesiyle, ''dosyada görevsizlik kararı verilmesi'' talebi reddedildi.

Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmada, sanıkların kimlik tespitlerinin ardından iddianame özetlendi.

Daha sonra sanık avukatlarından Ayhan Erdoğan, söz alarak, mahkemeye görev yönünden itirazda bulundu.

Sanıkların, Hopa'da Metin Lokumcu'nun ölümüyle sonuçlanan olayları protesto etmek için bir araya geldiğini anlatan Erdoğan, Ankara'daki olayların, polisin basın açıklamasına müdahale etmesiyle başladığını kaydetti. Erdoğan, şunları söyledi:

''Terörle Mücadele Kanunu, 'AKP'yi koruma kanunu' olarak kullanılmamalı. Geçtiğimiz günlerde, haklı olduğunu düşündüğüm nedenlerle CHP'nin birçok il binası önünde basın açıklamaları yapıldı, siyah çelenkler bırakıldı. Ortada hiçbir polis bulunmuyordu. İddianame, neredeyse solcu olmayı terörist olmakla özdeşleştirmiş. Kasıtlı ve taraflı hazırlanmıştır. Bizce, bu olaylara ilişkin yargılama olmamalıdır. Yargılama olacaksa da buna benzer eylemlere ilişkin davalar, 2911 Sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Yasası'na muhalefet suçlamasından açılıyor. Ortada terör eylemi yoktur. Dolayısıyla mahkemeden görevsizlik kararı vermesini istiyoruz.''

Erdoğan, dosyada, hukuka aykırı deliller olduğunu ileri sürerek, bunların dosyadan çıkarılmasını ve tutuklu sanıkların tahliyelerini istedi.

Avukatlardan Denizer Şanlı ise tutuklamaların 3 ve 17 Haziran tarihlerinde gerçekleştiğine dikkati çekerek, nöbetçi hakimin, 3 Haziran'da 5 sanığı, ''terör örgütü üyeliğinden'' değil, ''kamu malına zarar vermek'' ve ''2911 sayılı yasaya muhalefet'' suçlamalarından tutukladığını belirtti. Şanlı, ''Mahkemeden, 3 Haziran'daki kararının arkasında durmasını istiyoruz'' dedi.

Cumhuriyet Savcısı Hakan Yüksel'e, görevsizlik kararı verilmesi talebiyle ilgili görüşü soruldu.
Yüksel, ilk soruşturma sırasında ''terör örgütü adına faaliyette bulundukları'' iddiasıyla gözaltına alınan bazı kişiler hakkında görevsizlik kararı verildiğini anımsattı.

Sonraki incelemeler ve istihbari bilgiler doğrultusunda, bazı Öğrenci Kolektifleri ve Halkevleri üyelerinin THKP/C Devrimci Yol-Devrimci Gençlik terör örgütü adına faaliyette bulunduklarının belirlendiğini kaydeden Yüksel, bu konunun, özel yetkili Ankara Cumhuriyet Başsavcıvekilliğinin hazırladığı bazı iddianamelerde de yer aldığını ifade etti.

Bazı Öğrenci Kolektifi ve Halkevleri üyelerinin, silahlı terör örgütü adına suç işlediğinin iddia edildiğini hatırlatan Yüksel, buna ilişkin deliller de bulunduğunu söyleyerek, görevsizlik itirazının reddedilmesini istedi.

Mahkeme heyeti, görevsizlik talebini değerlendirmek üzere müzakereye çekildi. Müzakerenin ardından, ''mevcut deliller, iddianamedeki anlatım ve sevk maddeleri çerçevesinde, sanıklar üzerine atılı suçlamaların, CMK'nın 250-252. maddeleri ile Terörle Mücadele Kanunu'nun 1. ve 7/1. maddeleri dikkate alındığında, mahkemenin görevli olmadığı yönündeki itirazın esas hükümle birlikte karar verilmek üzere temyizi kabil, reddedilmesine'' karar verdi.

-Sanıkların savunmaları-

Duruşmada daha sonra sanıkların savunmalarına geçildi.

Sanık Mahir Mansuroğlu, ''Metin Lokumcu'nun öldürülmesine tepki göstermek üzere olay günü toplandıklarını'' ifade etti. Savcılık sorgusunda sadece 31 Mayıs'taki eyleme katılıp katılmadığının sorulduğunu belirten Mansuroğlu, ''Ama, iddianameyi açtığımda terör örgütü üyeliği suçlamasıyla karşılaştık. Böyle bir suçlamanın gerekçesinin ne olduğunu da anlamadım'' dedi.

Mansuroğlu, herhangi bir yasa dışı örgütün talimatıyla eyleme katılmadığını belirterek, ''Emniyetin ve savcılığın suç ve suçlu yaratma gayreti olduğunu görüyorum'' dedi.

Sanık Kadir Aydoğan da arbedenin arasında kaldığını belirterek, ''İddianamede savunulduğu gibi polis memuru tanımam, hiç karşılaşmadım ve yaralamadım'' dedi.

İddianamede ''zarar verdiği savunulan'' kamu araçlarının fotoğraflarının bulunduğuna işaret eden Aydoğan, ''Ben, Kızılay Meydanı'na o gün hiç gitmedim. Orada bir çelişki var'' ifadesini kullandı.

Üyesi bulunduğu Halkevleri'nin çeşitli eylem ve etkinliklerine katıldığını belirten Aydoğan, ''İddianamede, Anayasa ve yasalarla güvence altına alınan demokratik haklarımı kullanarak katıldığım eylemler suç olarak gösteriliyor'' dedi.

Duruşmaya, verilen öğle arasının ardından tekrar başlandı.

Bu arada, sanıklara destek vermek için Adliye önünde toplanan gruba ''tepki gösteren'' bir kadın, polis tarafından uzaklaştırıldı.