25-26 Şubat 1992 "de Ermenilerce gerçekleştirilen ve yüzlerce Türk"ün şehit edilmesiyle sonuçlanan vahşet kınandı. Konferansa konuşmacı olarak Doç. Dr. Murat Hatipoğlu katıldı
Hatipoğlu, Türkiye"de en önemli meselenin Türlük meselesi olduğunu ifade ederek “Bugün Türkiye " de en önemli mesele Türk meselesi yani Türklük meselesidir. Öncelikle bu meselenin ülkemizde çözülmesi gerekir.Azeriler,Karabağ ve Hocalı "Bizden Değildir" diyemeyiz. Hocalı ,Kıbrıs kadar dikkatle ele alınması gereken bir konudur. Hocalı"yı dikkatle ele almalıyız. 25 Şubat 1992" de Rusların 368. Mekanize Tümeninin desteğinde,Batı Azerbaycan"ın Hocalı Kentinde, Ermeniler bütün bölgede "Etnik Temizlik ve Türk Soykırımına" girişmişlerdir. Şehrin tamamı yakılıp yıkılmıştır.Genç yaşlı,çocuk kadın demeden vahşet gerçekleştirilmiştir.İnsanlar yakılmış,ezilmiş,parçalanmış ve işkenceyle öldürülmüştür. Onlar için önemli olan Türklere bu acıları yaşatmaktır” dedi.
Kendini uygar olarak gören batının Hocalı"da yaşanan vahşete kulaklarını ve gözlerini tıkadığını belirten Doç. Dr. Murat Hatipoğlu “ Uygar Batı halen bu vahşeti ve soykırımı görmezden gelmektedir. Ermenileri masum olarak görmektedir. Karabağ ve Hocalı"dan kaçan 1 Milyon 250 Bin Azeri Türk"ü bugün Azerbaycan"da kaçgın olarak yaşamaktadır. Aradan geçen 17 yıl boyunca değişen hiçbir şey olmamıştır.Yani Hocalı Katliamı unutulmuş ya da unutturulmuş ve yok sayılmıştır.Türk Etnik Kıyımının üzerine sünger çekilmiştir. Ermeniler 19 yüzyıl sonlarından itibaren Türklere karşı hep bir düşmanlık beslemişlerdir.Hatta geçmişte Türkiye Cumhuriyeti"nin kurucusu Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk " e 1925 "te Ankara"da,1927 "de İstanbul"da suikast düzenlemişlerdir.Ama bu konudan kesinlikle hiç bahsedilmez. Hatta İstanbul"daki suikastta 6 ermeni saldırıyı yapmış ve bu saldırıda 2 polisimiz şehit olmuştur.Atatürk"ün 7 Şubat 1920 "deki Ermeni meselesi ve diğer iftira kampanyaları ile ilgili görüşleri topluma anlatılmalıdır"" şeklinde konuştu.
Toplantının sonunda Türk Ocağı başkanı Dr. Eyüp Doyuran Hocalı Soykırımının TBMM tarafından tanınmasını ve uluslararası kamuoyunda da tanıtılmasını talep etti.