Çalışma hayatının stresi en fazla kadınları vuruyor. Uzmanlar, panik atak ve benzeri rahatsızlıkların en çok iş dünyasında var olma savaşı veren başarılı, hırslı ve güzel kadınları yakaladığına işaret ediyor.
Araştırmalar; özellikle kadın çalışanlarda panik atak, migren, anksiyete bozuklukları, kalp yetmezliği gibi rahatsızlıkların arttığını gösteriyor. Bu ve benzeri şikayetlerle psikologlara, psikiyatristlere ve ruh sağlığı alanında çalışan kliniklere başvuran kadınların sayısındaki artış, uzmanların da dikkatini çekiyor. "Kadınların hayat standartlarını belirlemedeki rolünün artması sebebiyle kaybetme korkusunu daha ağır bir şekilde yaşadığını" ifade eden uzmanlar;
”Kadınlar saygınlıklarını ve sosyal ortamlarını kaybetme endişesi taşıdıklarından daha fazla stres altında. Strese sebep olan faktörler kişiden kişiye değişirken, araştırmalar, çalışan kadın ve erkeklerin stres karşısında verdikleri tepkilerde ciddi farklar olduğunu ortaya koyuyor. Erkekler iş stresinden kaynaklanan sebeplerin varlığı karşısında agresif bir yapıya giriyor, daha saldırgan tepkiler verebiliyor. Kadınlar ise stres karşısında kaygı ve çökkünlük gösteriyor" dediler.
Kadınların stres karşısında psikolojik, erkeklerinse fizyolojik tepki verdiğini ifade eden uzmanlar, kadınlarda stresin meydana getirdiği fizyolojik aşınma, nispeten düşük olsa da psikolojik bilanço hayli ağır olduğunu açıkladılar. Bu yüzden ortalama ömür süresi kadınlarda daha yüksek olduğunu belirten uzmanlar; “ Buna karşılık erkekler, karşı cinse göre depresyon gibi ruhi bozukluklarla daha az savaşıyor” dediler.
Uzmanlar;"Günümüzde çalışan kadının yükü şüphesiz ki çok ağır. Evinde, sosyal ve iş hayatında dengeleri kurmak zorunda kalan, özellikle de işte başarma hırsı yüksek kadınlar psikolojik olarak çok daha olumsuz sonuçlarla karşı karşıya kalabiliyor. Mükemmeliyetçi, hassas, titiz ve başarılı olma konusunda hırslı olanların panik atak hastalığına yakalanma konusunda ciddi risk taşıyor" diye konuştular..
Uzmanlar yaptığı açıklamalarda zeki ve güzel kadınlarda hastalığın daha sık görüldüğünü, vurdumduymaz, gamsız kişilerin ise daha az risk taşıdığını vurguladılar
"EV KADINLARI RİSKTEN UZAK"
Depresyon ve panik atak hastalıklarıyla anksiyete bozukluklarının en çok çalışan kadınlarda görüldüğünü vurgulayan uzmanlara göre bu hastalıklar, çalışan kadınlarda, ev kadınlarına göre beş kat daha fazla görülüyor. Uzmanlar, idareci ve işverenlerin kadın çalışanlarına hissettirmeden bunu dikkate almaları gerektiğini savundular. Uzmanlar, kadın-erkek arasındaki bu farklılıkla kadının zayıf olduğu yargısına varılmasının yanlış olacağını, yalnızca kadının farklı yapısının dikkate alınarak davranılması gerektiğinin altını çizdiler.
"İş hayatında depresyon sebeplerinin başında başarma hırsı geliyor. Başarısız olduğumuzda canımızı yakmayan türde bir hırs, en iyi hırstır" diye konuşan uzmanlar, pek çok kişinin başarısızlığı 'dünyanın sonu' gibi gördüğünü söylediler. Bu kişilerin ellerinden gelenin en iyisini yapmadıklarını düşündüklerinde kendilerini veya ilişkili kişileri cezalandırma eğiliminde olduklarına dikkati çeken uzmanlar, bu tipolojideki insanların tipik davranış modellerini ise söyle sıralıyorlar:
"Kolay öfkelenirler. İhmal ve özensizlik onların düşmanıdır ve pek çok kişiyi bu şekilde davranmakla suçlayabilirler. İşlerin ve kişilerin hatasız olamayacağını kabul etmekte zorlanırlar. Bu düşünce yapısı, özellikle kaygıya bağlı depresyonla sık olarak kendini gösterir."