GALATASARAY Teknik Direktörü Frank Rijkaard,Türk futbolu ile ilgili çarpıcı bir değerlendirme yaparak, “Her şeyden biraz var, hiçbir şey tam değil” dedi.

Futbol Federasyonu tarafından yayımlanan Tam Saha dergisine röportaj veren Rijkaard, “Türk futbolunu nasıl tanımlarsınız?” sorusuna verdiği cevapta, “Aslında her şeyden biraz var Türk futbolunda. Ama hiçbir şey tam yok. Bu işi hem zorlaştırıyor hem de komplike hale getiriyor. Daha çok tepkisel bir oyununuz var. Karşı takıma göre taktikler belirleniyor. Kalite, güç aslında üç aşağı beş yukarı aynı. Ama Türkiye"yi farklı kılan şey biraz da şu; işler kötü gittiğinde bir anda oyun mantalitesi kaybolabiliyor.

Coşku bazen zarar verir
Yürekten oynayan oyuncu sayınız çok. Ama bu bazen aklı devre dışı bırakıyor. Herkes kendi başına maçı çevirmeye kalkıyor. O zaman da bütünlük kayboluyor. Türk futbol kimliğini tanımlasak kesinlikle yetenek var deriz, ruh var deriz, mücadele var deriz. Ama hepsi bir anda ortaya çıkabiliyor. Bir anda herkesi defansta, sonra bir anda herkesi hücumda görebiliyorsunuz. Bu biraz dağınıklık yaratıyor. Takım oyununda asıl olan dengeli olabilmektir. Coşku konusunda hiçbir sıkıntı yok, ama bazen o coşku bozucu bir etki de yarabiliyor” dedi.

Zorluklar beni cezbetti
Türkiye Ligi için, “Yeni bir şeyler başarmak için iyi bir başlangıç yeri” değerlendirmesini yapan Rijkaard, Galatasaray"a transferinin biraz da tesadüfler sonucu gerçekleştiğini söyledi. Hollandalı çalıştırıcı, şöyle konuştu:

“Galatasaray"a gelişimde tesadüfün de payı var. Çünkü beklenenden kolay oldu. Galatasaray bana ulaştığında hiçbir takımla görüşmemiştim ve tekliflere açık olduğumu yeni yeni hissetmeye başlamıştım. Galatasaray iyi bir teklif sunmuştu ve ben de Türkiye"de çalışma tecrübesini görmek istiyordum. Türkiye"de pek çok yabancı teknik adamın çalıştığını biliyordum. Bu zorluk beni cezbetti. Türkiye"de başarılı olmanın kolay olmadığını da biliyordum ve bu rekabetçi ortam beni çekiyordu. Eğer ciddi anlamda bir rekabet yoksa o lig iyi değildir. Türkiye bu açıdan gayet tatmin edici. Motive olmak, yeni bir şeyler başarmak için iyi bir başlangıç yeri.”

Hedef belirlemek için erken
Teknik direktörlerin işine son verilmesinin artık dünyanın her yerinde sıradan bir olay haline geldiğini ve bu durumun kendisini korkutmadığını ifade eden Hollandalı teknik adam, “Galatasaray"da hedefiniz nedir?” sorusunu şöyle yanıtladı:

“Bunları konuşmak için çok erken. Henüz elemeler aşamasındayız. Takım düzeni oturmadı. Yolun başındaki bir takım için şimdiden çok büyük hedefler çizmek istemem. Ama şunu da iyi biliyorum, eğer iyi başlarsanız, işler de iyi gider. Her gün üstüne koymalıyız, takım ruhunu yaratmalıyız. Bunu başardıktan sonra gerçekten anlamlı bir şey söyleyebiliriz, ama şimdi değil.”

Yıldızları takım parlatır
Frank Rijkaard, sanılanın aksine, yıldız futbolcularla problemi olmadığını vurgulayarak, “Bu oyunu seven herkes gibi ben de yıldızları severim. Çünkü oyunda fark yaratanlar onlardır. Bununla ilgili hiçbir problemim olmaz. Ama şöyle bir anlayışa sahibim; futbolda oyuncular arasında eşitlik vardır. Birinin katkısını diğerinin çok üstüne çıkartmak doğru değildir. Eğer takımda herkes yapması gerekeni iyi yaparsa, yıldızlar da daha rahat öne çıkar. Yıldızı, takım parlatır” diye konuştu.

Arda iyi oyuncu ama...
Galatasaray taraftarının gözdesi Arda Turan"ın sorulması üzerine de Frank Rijkaard, şu yorumu yaptı:
“Bir oyuncu iyiyse iyidir. Ama iyi oyuncu olmak aslında güçlü olmak da demektir. Size yönelik ilgiyle, üzerinizdeki baskıyla baş edebilmek demektir. Ne kadar yetenekli olursanız olun, şöhretle baş edemiyorsanız gerisi gelmez. İnsanların Arda"dan bahsetmesinden daha doğal bir şey olamaz. Çünkü o gerçekten müthiş bir oyuncu. Ama daha çok genç ve bence çok daha iyi olabilir. Bunu başarmak için ne kadar övgü alırsa alsın, alçakgönüllü olmaya devam etmeli ve çok daha fazla çalışmalı.”