Lübnan Enformasyon Bakanı Cemal el-Cerrah, hiç kimse mülteciler konusunu bahane ederek kendilerini, suç işlemiş Suriye rejimi ile yakınlaşmaya zorlayamayacağını söyledi.

Lübnan Başbakanı Saad el-Hariri'nin partisi Müstakbel Hareketi mensubu Cerrah, ülkelerindeki iç savaştan kaçarak Lübnan'a sığınan Suriyeli mültecilerin vatanlarına dönmesinin yanı sıra Suriye rejimi ile ilişkileri düzeltme, İngiltere'nin Hizbullah'ı terör listesine alma kararına ilişkin AA'ya değerlendirmelerde bulundu.

Lübnan'ın 1 milyon 500 bine yakın Suriyeli mültecinin yükünü taşıma gücünde olmadığından onları biran önce vatanlarına dönmüş olarak görmek istediklerini belirten Cerrah, ancak söz konusu mültecilerin Birleşmiş Milletler gözetiminde veya Rusya'nın sunduğu girişim doğrultusunda ülkelerindeki güvenli bölgelere gitmeleri gerektiğini kaydetti.

Lübnan makamları, Rusya'nın geçen yıl mülteciler konusunda teklif ettiği girişim çerçevesinde 890 bin civarındaki Suriyelinin dönmesini öngörüyor.

Mültecilere ilişkin yaklaşımlarının insani olduğuna işaret eden Bakan Cerrah, "İnsani yaklaşımımızdan dolayı mültecileri zorla gönderemeyiz. Çünkü orada hemen ertesi gün kendilerine karşı suç işleyecek bir rejim var, zaten daha önce dönen bazı insanlara karşı suç işlenmişti." dedi.

Lübnanlı Bakan, ülkelerine dönen Suriyeli mülteciler için uluslararası koruma çağrısında bulundu.

Bir süredir Suriyeli mültecilere gönüllü olarak ülkelerine dönmeleri çağrısı yapan Lübnanlı yetkililer, mülteciler konusunda uluslararası toplumun desteğini istiyor.

Lübnan'ın resmi verilerine göre 2011'de patlak veren iç savaş nedeniyle yaklaşık 1,5 milyon Suriyeli mülteci Lübnan'a göç etti. BM verilerine göre ise bu sayı bir milyonun altında.

SURİYE REJİMİ İLE İLİŞKİLERİ DÜZELTME KONUSU

Lübnan'da bir kesimin Suriye rejimi ile ilişkileri düzeltmek amacıyla mülteciler konusunu devreye sokmaya çalıştığına dikkati çeken Bakan Cerrah, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Aslında rejim ile normalleşmeye çağıranlar, Suriyeli mültecilerin dönüşüyle pek ilgilenmiyorlar bile. Suriyeli mülteciler konusunun siyasi amaçlara alet edilmesine karşıyız ve bu yöndeki duruşumuzu bakanlar kurulunda da dile getirdik. Hiç kimse bizi, mülteciler konusu üzerinden suçlu Suriye rejimi ile ilişkileri düzeltmeye zorlayamaz."

SURİYE'NİN ARAP BİRLİĞİ ÜYELİĞİ

Suriye'nin Arap Birliği'nde dondurulan üyeliğinin yeniden aktif hale getirilmesine de değinen Lübnan Enformasyon Bakanı Cerrah, Suriye'nin üyeliğini aktif hale getirme kararının tamamen Arap Birliği'nin alacağı karara bağlı olduğunu ifade etti.

Halihazırda konuya ilişkin Arap ülkeleri dışişleri bakanları ve temsilcilerinden duydukları kadarıyla Suriye üyeliği için şartların henüz olgunlaşmadığını aktaran Cerrah, dolayısıyla bu yönde verilecek kararın ne Lübnan'ın ne de Suriye rejiminin elinde olduğunun altını çizdi.

İNGİLTERE'NİN HİZBULLAH'I TERÖR ÖRGÜTÜ LİSTESİNE ALMASI

İngiltere'nin Hizbullah'a yönelik kararına da değinen Cerrah, İngiliz hükümetinin bağımsız bir ülke olarak bu kararı aldığı değerlendirmesinde bulundu.

Hizbullah'ın Lübnan'da halkın bir kesimini oluşturduğu ve parlamento ile Bakanlar Kurulun'da varlık gösterdiğini hatırlatan Cerrah, "Avrupa Birliği'ne üye ülkelerin kendilerine has siyasi programları var. Bizler de İngiltere, ABD ve Fransa'ya Hizbullah'a olan bakış açılarının ne şekilde olacağını söyleyecek güce sahip değiliz." diye konuştu.

Cerrah, kabinedeki Hizbullah üyelerinden Sağlık Bakanı Cemil Cabak'ın halihazırda görevini sürdürdüğüne vurgu yaptı.

İngiliz İçişleri Bakanlığı, 25 Şubat'ta Lübnan Hizbullahı'nı, siyasi kanadı dahil terör örgütleri listesine aldığını duyurmuştu. Bakanlıktan yapılan yazılı açıklamada, Lübnan'daki Hizbullah'ın terör listesine alındığı bildirilmişti.

İngiltere daha önce Hizbullah'ın sadece askeri kanadını terör listesine almıştı.

TÜRKİYE-LÜBNAN İLİŞKİLERİ

Türkiye ile Lübnan arasındaki ilişkilerin gerçekten güçlü olduğu ve iki ülke arasındaki iş birliğinin tarihi olduğuna dikkati çeken Cerrah, bu ilişkileri takdirle karşıladıklarını ve iki ülke halkının çıkarlarını daha da ileriye götürmek istediklerini belirtti.

Türkiye'nin kendilerine komşu bir ülke olduğunu dile getiren Lübnanlı Bakan, şu ifadeleri kullandı:

"Türkiye, Suriyeli mülteciler konusunda Lübnan gibi ağır bir yük taşıyor, aynı zaman da kendisi de şu zalim Suriye rejiminin komşularından biri olarak Lübnan ile ortak kaygılara sahiptir. Türkiye, bölgede etkisi olan ülkelerden biridir ancak onun İran ile olan ilişkilerinden endişe duyduğumuzu da gizleyemeyiz. Bunun Arap ülkelerini etkilememesini ve Türk hükümetinin, Arap çıkarları ve vizyonunu da dikkate almasını temenni ediyoruz."

LÜBNAN BASINININ YAŞADIĞI MALİ KRİZ VE İFADE ÖZGÜRLÜĞÜ

Lübnan'daki ekonomik sorunlar ve basının yaşadığı mali krize de değinen Cerrah, basına mali destek sağlama konusunda önceki hükümetin birtakım görüşmeler yaptığı ancak ülkedeki ekonomi yönetiminin başında olanlar buna bütçe ayırma durumunda olmadığını kaydetti.

Bu tür destek projelerinin büyük meblağlar istediğini ve ülkenin mevcut ekonomik şartlarının da buna hazır olmadığını aktaran Cerrah, basın özgürlüğüne ilişkin şunları söyledi:

"Basın özgürlüğü ile gazetecilik sınırlarını aşma arasındaki farkı görmemiz gerekiyor. İfade özgürlüğünün sorumluluğu ve sınırları var. Ancak asparagas haberlerinin ise bugün sadece biz değil, tüm dünya ülkelerinin sorguladığı bir konu."

Lübnan'da son zamanlarda mali sorunlar yaşayan bazı gazeteler baskılarını durdurmuş ve dijital yayına geçiş yapmışlardı.

Uluslararası Af Örgütü'nün de aralarında bulunduğu bazı uluslararası kuruluşlar, zaman zaman Lübnan'daki basın özgürlüğüne karşı baskıcı birtakım uygulamaların olduğu yönünde eleştirilerde bulunuyor.