BKM'nin Turkcell Kuruceşme Arena'daki konserleri, dünyaca ünlü isimlerle devam ediyor. Haziran başında yeni albümleriyle dünya turnesine çıkan Placebo, 18'inci konserlerini bu akşam Turkcell Kuruçeşme Arena'da Boğaz'a karşı verecek. Son albümleri 'Battle for the Sun' (Güneşe Karşı Savaş) daha piyasaya çıkmadan önce yayınladıkları single ile Avrupa listelerine zirveden giren Placebo, dördüncü kez İstanbullu hayranları ile buluşuyor. Stefan Olsdal, Brian ve Steve konser öncesi sorularımızı yanıtladı:

Albümün adını niçin 'Güneş İçin Savaş' (Battle for the Sun) koydunuz?
Stefan: Bu albüm, bir önceki albümümüz 'Meds'e reaksiyon olarak doğdu. O albüm çok karanlık ve sevimsiz bir kayıttı. Bu albümü yaparken daha renkli, daha umutlu olsun; daha çok iyimserlik içersin istedik. 'Güneş İçin Savaş', daha mutlu ve dengeli bir hayat için karar vermeye yapılmış bir gönderme. Karanlığa karşı ışığı seçmek, zor zamanları atlatmak ve her gün şeytanları uzak tutmak için savaş vermek...

KENDİMİZİ ELEŞTİRİRİZ
Hayranlarınızın baskısını göz önüne alırsak, yeni bir albüm yapmak giderek zorlaşıyor mu?
Her yeni albüm, öncekine göre daha zor. Şarkı yazarken formülleri takip edip konforlu yola sapma tehlikesi her zaman mevcut. Biz kendi kendimize en acımasız eleştirileri yöneltiriz. Kendimizle yarışırız. Hissettiğimiz baskı, kendi kurduğumuz baskıdır. Kendimizden başka birilerinin damak tadını tatmin etmeyi önemsediğimizi düşünmüyorum!

Yeni albümünüzden bahseder misiniz? Niçin bu albümün 'Meds'ten daha farklı olduğunu düşünüyorsunuz?
Meds' albümünün turnesi bittiğinden beri, Placebo evreninde birkaç değişiklik oldu. Öncelikle grupta genç ve yeni bir kan var. Bu bize genç ve pozitif enerji enjekte etti. Ayrıca albümü yaparken herhangi bir yapım şirketiyle çalışmadık. Bu da bize istediğimiz kadar yaratıcı olma özgürlüğü verdi. Son olarak da, bizim için bir ilk gerçekleşti ve albümün kaydı Avrupa dışında yapıldı. Bu da bizi evin konforundan ve dikkat dağıtıcılığından uzak tuttu. Tüm bu faktörler Placebo'da yeni bir heyecan yarattı. Bu albümü daha azimli, renkli, epik ve iyimser bir iş haline getirdi.

UYUŞTURUCUDAN DAHA İYİ
Müzik yaparken size en çok ilham veren şey nedir?
Yeni bir müzik yarattığınız zaman gelen bir coşku duygusu, bir kendini tatmin hissi var. Bu bildiğim bütün uyuşturuculardan daha iyi! Ama bedava değil! Sanırım beni daha çok öğrenmeye ve gelişmeye iten bir duygu var, bu da kendimi zorlamamı sağlıyor.

Placebo kurulduğu günden bu güne neler değişti?
90'larda kendimizi yabancı gibi hissediyorduk, hâlâ öyle hissediyoruz! Bence bir grup için en önemli şey, neyin trend ve moda olduğuna dikkat etmemesidir! Bir grubun doğru olduğuna inandığı şeyi yapması ve yaptığı işi sevmeyen insanlara aldırış etmemesi gerekir.

Kendinizi beş yıl sonra nerede görüyorsunuz?
Biz eski moda yöntemi kullanıyoruz ve müziği mümkün olduğunca çok insana ulaştırmaya çalışıyoruz. Bu da, önümüzdeki iki yıl boyunca dünyayı geziyor olacağımız anlamına geliyor. Ayrıca hâlâ canlı çalmaktan ve henüz gitmediğimiz yerlere gitmekten büyük heyecan duyuyoruz. Kendi adıma, Hotel Persona's projesi üzerinde çalışmayı ve ikinci albümü çıkarmayı da planlıyorum. Belki Placebo'nun yedinci albümü de çıkar...

BAŞKA BİR İŞ YAPMAM ÇOK ZOR
Eğer bu noktada olmasaydınız, ne olmak isterdiniz? Placebo olmasaydı hangi gruba katılırdınız?
Hiç başka bir işim olmadı. Bu yüzden kendimi başka bir iş yaparken düşünmem çok zor. Ne iş yaparsam yapayım mutlaka müzikle ilgili olmalı.

Yapımcı David Botrill'le çalıştınız. Size yenilik kattı mı?
Kariyeri boyunca yarattığı sound'lardan ve aldığı Grammy ödüllerinden de çok etkilendik! Çok iyi bir insan ve en iyi performanslarımızı onunla çıkardık. İlk kez bir prodüktörün şarkılarımızın aranjesini yardım etmesine izin verdik. Bize çok fazla bilgi kattı ve bunun için ona müteşekkiriz.