Referandum öncesi kamuoyunda bilinen kişi ve kuruluşlar sosyal medyada “evet” ve “hayır” kampanyaları başlattı.

“Evet” kampanyasında, spor ve siyasetten isimler ve bazı dizi oyuncuları yer aldı. Buraya  kadar her şey normal. Çünkü kişisel olarak fikrini belirtmiştir. Bir unvan ve sıfat ile topluluğun kararı gibi sorumluluk almamışlardır.

Fakat '‘Evet'’ kampanyasına rektörlerin de katılmış olması büyük bir talihsizliktir. Çünkü onlar üniversiteleri yani kurumları temsil eder. Adnan Menderes, Düzce ve Mardin Artuklu Üniversitesi rektörleri çektikleri videolarla oylarını açıklamış ve diğer rektörlere de çağrıda bulunmuşlardır.

Rektörlerin bu tarz yöntemlere başvurması, yerlerini sağlamlaştırma kaygısını akıllara getirdi. Bu tavır ile Anayasa oylamasına puan kazandıramazlar. Bu konuda Celal Kılıçdaroğlu'nun Ak Parti’ye katılma isteği gibi günlerce gündemi meşgul etti. Bu kadar popülist işler AK Partiye bir şey kazandırmaz. Ak Parti’nin böyle bir propagandaya ihtiyacı yoktur.

Evet videolarını sosyal  medyada servis edenler, ancak unvan ve sıfat  kullanmadan kampanyaya katkı sunabilirler. Üniversite rektörlerinin evet ya da hayır şeklindeki beyanları yanlıştır ve yönetmeliklere göre de suç teşkil eder.

Devletin valisinin, kaymakamının siyasete bulaşmaması gerekir.

Videoyu izlediğim an aklımdan geçenleri sesli düşünmek istedim. Bilimselliğin esas olduğu, siyaset ve bilim adamı yetiştirilen üniversitelerde; sempozyumlar düzenlenseydi,

Yeni Anayasa tanıtımı yapılsaydı,

Siyasi  özne olmak yerine araştırmacı ve eğitici çalışmalar olsaydı,

Rektörlerimize daha çok yakışmaz mıydı  rektörlük unvanı?

Referandumda ne evet diyen hükümetin yalakası, ne hayır diyen vatan hainidir. Bu süreçteki  propagandalarda ötekileştirmeye sebep olmadan, bölünmeden gidelim sandığa. Burada en büyük sorumluluk kurum amirlerine, oda başkanlarına düşüyor. Kurum içinde ayrışmaya, bölünmeye sebep olacak unsurları kontrol altına almaları gerekir. Bir kurum amirinin, unvanı ile tercihini beyan etmesi doğru değildir. Kişisel görüş olarak fikrini tabi ki savunabilir. Fakat isminin başına unvan eklemek kurumun kararı gibi lanse etmek hiçbir siyasi partiye puan getirmez.

Her görüşten akademisyenlerimiz, amirlerimiz, memurlarımız ebetteki olacaktır fakat onların temsilcilerinin siyasi açıklama yapması doğru değildir.

Ben “İkna Odalarına” ne kadar karşı isem, rektörlerin “evet videoları”na da o kadar karşıyım.

Her ne kadar aynı görüşte olsam da yanlışa doğru diyemem, sağır dilsiz olamam.

ATLAR NALLANIRKEN KURBAĞALARIN AYAK UZATMASINA GEREK YOK.

 

Aydınpost ANDROID'de TIKLA İNDİR!   Aydınpost APPSTORE'da TIKLA