Kişilerin, ailelerin, toplumların, şirketlerin, futbol takımlarının hatta devletlerin gelişimlerinde yükselme dönemleri olduğu gibi, sıkıntılı ‘’kriz’’ diye nitelendirebileceğimiz dönemlerde gerçekleşebilir… En gelişmiş toplumlarda bile krizlere şahit olabiliriz… Artan değerler azalmaya da adaydırlar… Sıkıntı yaşayan toplumlar da, gelişmeye adaydırlar. Bu nedenle ‘’Her kriz bir fırsattır.’’ sloganını size hatırlatmak isterim… Tabi sıkıntılardan gerekli ders alınmış ise…

Ülkemiz son yıllarda gerçekleştirdiği ekonomik büyümelerin, tabiri caizse zekâtını vermeye başladı. Ülkemizde makroekonomik değerler büyürken, yaşanabilecek sıkıntılarla ilgili, gerekli önlemleri almadığımız için sıkıntılı bir dönemden geçiyoruz. Ülkemiz büyük bir ekonomik savaşla karşı karşıya. Bu ekonomik savaştan başarıyla çıkmamız için; Tarım ve hayvancılığa dayalı sanayi geliştirilmelidir. Katma değeri yüksek ürünler üretmeli ve bütün dünyaya pazarlamalıyız. Çok çalışmalıyız. Hem devlet kurumlarında hem de insanlarımızda tasarruf bilincini daha geniş kitlelere yaygınlaştırmalıyız. Yaşadığımız ekonomik krizin bir manipülasyon olduğunu da belirtmek istiyorum. Ancak, eloğlu kaşınacak yeriniz varsa, fırsat bulursa kaşır… Krizi fırsat yerine fırsatçılığa dönüştürmek isteyen vatandaşlarımızın da hıyanet içerisinde olduklarını belirtmek isterim…

Çünkü Başka Türkiye yok…

Ekonomik sorunlar, her alanda olduğu gibi futbolumuzu da etkiledi. Yaşadığımız sorunlar son yıllarda artarak devam ediyordu. Dersini alan takımlar olduğu gibi, parayı-personeli doğru yönetemeyen kulüplerimizde mevcut. Para ve personelini doğru yöneten takım sayısı bir elin parmaklarını geçmez. Mesela; Altınordu ve Başakşehir kulüplerimiz krizi fırsata dönüştüren, gelecekle ilgili projeksiyonları olan kulüplerin en başında sayılabilir. Beşiktaş ve Trabzonspor kulüpleri borç sarmalından kurtulmak etkili adımlar atmaya çalışıyorlar. Ancak, radikal kararlar almalarına rağmen sıkıntı devam ediyor. Borç sarmalından kurtulamadılar. Yılların biriktirdiği sorunlar altında debelenip duruyorlar. Kasımpaşa, Akhisarspor, Kayserispor ve Konyaspor da taşlar yerine oturmaya başladı. Önümüzdeki sezonlarda bu takımlar ulusal ve uluslararası başarı elde ederlerse kimse şaşırmasın…

Profesyonel futbol kulüplerinde bu mali sorunlar yaşanırken EURO 2024’e aday olan ülkemizde statların yenilenmesi adına muhteşem çalışmalar yapıldı. Otuza yakın stadyum projesinin büyük bölümü devletimiz tarafından hayata geçirildi. Televizyon karşısına geçip maçları izlerken fiziki ortam sebebiyle gurur duyuyorum… Ancak,27 Eylül günü EURO 2024’ün ülkemize verilmemesi beni ve bütün futbol camiasını çok üzdü. Turnuvayı her yönüyle hak ediyorduk. Anglo- sakson Avrupa yine yapacağını yaptı ve turnuvaya ev sahipliği görevini daha önce bu görevi yapmış Almanya‘ya verdi.

Süper ligin 8. haftasını da geride bıraktık. Ligde bir kalite ve coşkudan söz edebiliriz. Her takım rakibini rahatlıkla yenebilir. Futbolumuzun temel özelliklerinden bir tanesi; Yakın temasın futbolumuzda çok yoğun yaşanması. Avrupa’da yakın teması çok az gözlemleriz. Genelde topun dolaştığını gözlemleriz. Önümüzdeki yıllarda bu konuda gelişim kaydetmemiz lazım. Bu gelişim, altyapıya önem verirsek gerçekleşebilir.

Ligimizde Başakşehir son yıllarda devam eden istikrar ve kalitesiyle bu yılda başarılarına devam edecek gibi görülüyor. Üç büyüklerden Beşiktaş ve Galatasaray eksiklerine rağmen iddialarına devam ediyorlar. Her iki takımda da hücum oyuncusu sıkıntısı var… Kasımpaşa, Konyaspor, Trabzonspor ve Malatyaspor lige renk katıyorlar. Fenerbahçe de önümüzdeki günlerde teknik ekip değişimi gerçekleşebilir. Yönetim yeni ekibi bulduğu an değişim gerçekleşecek. Küme düşecek takımı kestirmek oldukça zor… Türkiye 1. Liginde Gençlerbirliği misafir gibi görünüyor. Elazığ, Karabük ve Eskişehir takımları için ise salalar okunmaya başladı.

Aydınpost ANDROID'de TIKLA İNDİR!   Aydınpost APPSTORE'da TIKLA