14 Mart Tıp Bayramı etkinlikleri kapsamında Ufuk Üniversitesi'nde düzenlenen toplantıya katılan İlhan, Sağlıkta Dönüşüm Programı çerçevesinde yapılan uygulamalara ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Ankara Tabip Odası Başkanı Bayazıt İlhan, ''yeni kurulan üniversitelere ya hiç gitmeden ya da çok az giderek, büyükşehirlerde çalışmasını sürdürerek profesör olan hekimler bulunduğunu'' ileri sürerek, ''Hemşirelik, ebelik bölümünden profesörlük alan genel cerrahlar var, sağlık yüksekokulundan profesör olan KBB, psikiyatri hekimleri var'' diye konuştu.

Özel hastanelere kadro kısıtlamaları ile hekimlerin sıkıntı içine girdiklerini belirten İlhan, ''özel hastane temsilcileri ile Sağlık Bakanlığı'nın 14 Eylül 2011'de bir 'mutabakat' yaparak hekim ücretlerini belirlediklerini'' söyledi. İlhan, Atama ve Nakil Yönetmeliği'nde 17 Ocak 2012'de değişiklik yapılarak eğitim ve araştırma hastanelerindeki uzman hekimlerin gönderilmesinin önünün açıldığını da belirterek, asistan hekimlerin performans sistemi nedeniyle kliniklerde oluşan gerilimlerin ortasında kaldığını ifade etti.

Aile hekimliği için ''sistemin mevcut haliyle birinci basamak sağlık hizmetlerinin özelleştirilmesi'' eleştirisinde bulunan İlhan, şunları söyledi: ''Yeni kurulan üniversitelere ya hiç gitmeden ya da çok az giderek, büyük şehirlerde çalışmasını sürdürerek profesör olanlar. Hemşirelik bölümünden, ebelik bölümünden profesörlük alan genel cerrahlar var, sağlık yüksekokulundan profesör olan KBB, psikiyatri hekimleri var! Bir hocamız odamızı haklı bulduğunu, ancak emekli hekim maaşlarının düşük olduğunu, profesör olarak emekli olunca daha çok maaş alındığı için bu yolu tercih ettiklerini belirtti. Sanıyorum daha çok emekli maaşı almak için profesör olunan tek ülke Türkiye olabilir! Madem ki daha çok emekli maaşı almak için profesör olunuyor, o zaman tüm hekimleri profesör yapın...''

ORTAK KULLANIM PROTOKOLÜ
Üniversiteler ile Sağlık Bakanlığı Eğitim ve Araştırma Hastaneleri arasındaki ortak kullanım protokolü ile ilgili de değerlendirmede bulunan İlhan, ''Ortak kullanım protokolü imzalanınca akademik kadroya atanan öğretim üyelerinin ilgili hastanede çalışmaları gerekmiyor mu? Örneğin Erzincan Üniversitesi Tıp Fakültesi'nden profesör olan bir hekim nasıl burayla ortak kullanım protokolü olan Erzincan Mengücek Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde çalışmıyor da Ankara'da Hıfzıssıhha Başkanlığı yapıyor, Numune Hastanesi Başhekimliği yapıyor Sakarya Tıp Fakültesi'nden profesör olununca nasıl ortak kullanım protokolü olan Sakarya EAH'de çalışılmıyor da Sağlık Bakanlığı Tedavi Hizmetleri Genel Müdürü olunuyor?'' diye sordu.

İlhan, Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Tıp Fakültesi hakkında da iddialarda bulunarak, ''Hastanenin profesör kadrosuna atanıp değişik eğitim ve araştırma hastanelerinin başhekimliğini yürüten 5 hekim, başka hastanelerde çalışan 9 öğretim üyesi hekim var. Yardımcı doçent kadrosuna atanan bir hekim önce Ankara İl Sağlık Müdürlüğü, sonra Sağlık Bakanlığı Halk Sağlığı Kurumu Başkanlığı görevini yürütüyor'' diye konuştu.

Çift kol, çift bacak nakli ile ilgili olarak da İlhan, ''En üst düzey Sağlık Bakanlığı bürokratı 'milli maç kazanmış gibi gururluyuz' açıklaması yapmıştı. Türkiye'de sağlık hizmetlerine milli maç olarak mı bakılıyor?'' dedi.

MESLEKTAŞLARIMIZ TERCİH YAPMAK DURUMUNDA KALDI
Ufuk Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Emin Tekeli de Türkiye'de son on yılda sosyal güvenlik ve sağlık politikalarıyla ilgili düzenlemelerle koruyucu ve tedavi edici hekimlik alanlarında olumlu gelişmeler sağlandığını vurguladı.

Aile hekimliği uygulamasının sağlık hizmetlerinin etkinliği ve verimliliği açısından önemli olduğunu dile getiren Tekeli, ambulans sayılarının arttırıldığını, ilaca erişimin kolaylaştırıldığını, kronik hastalıklarla mücadeleye ilişkin uygulamalarda ilerlemeler sağlandığını anlattı.

Türk hekimlerinin sağlık hizmetleriyle ilgili sorunların çözülmesinde ülke kaynaklarının yeterli olacağını belirten Tekeli, dış ülkelerden doktor desteği alınmana ihtiyaç olmadığını ve böyle bir uygulamanın sorun çözmek yerine yeni ve önemli sorunlara yol açacağını düşündüklerini söyledi.

''Tam Gün'' uygulamasıyla başta tıp fakülteleri olmak üzere, Sağlık Bakanlığı eğitim hastanelerinde eğitim-öğretim faaliyetleriyle sağlık hizmetlerinin sunuluşunda önemli sorunlar yaşandığını savunan Tekeli, ''Söz konusu kararnameyle meslektaşlarımızın önemli bir kısmı hastaneleriyle muayenehaneleri ya da özel sağlık kuruluşları arasında mecburi bir tercih yapmak durumunda bırakılmıştır. Bu durum eğitim faaliyetlerinin sürdürüldüğü tüm hastanelerimizde eğitim-öğretim ve sağlık hizmetlerinin sunumuyla ilgili önemli eksiklik ve sorunların yaşanmasına yol açmıştır'' ifadelerini kullandı.

Hekimlerin muayeneleri olsa da üniversitelerde sözleşmeli olarak ders vermelerine ya da ameliyat yapmalarına izin verilmesinin eşitsizlikler yarattığını belirten Tekeli, bu durumun çözüm sağlamayı değil, yeni sorunlar yaratmaya aday olduğunu söyledi.

AKDAĞ: EMEKLİLİK MAAŞLARI GERÇEKTEN DÜŞÜK
Sağlık Bakanı Recep Akdağ da hekimlerin emeklilik maaşlarının düşük olduğuna işaret ederek, ''Kabul edilemez ölçüde düşük. Ekonomi yönetimiyle bunu çalışıyoruz'' dedi.

TUS'A EK PUAN İSTEDİ
Başkent Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğrencisi Oğuz Kızılkaya da Tıpta Uzmanlık Eğitimi Giriş Sınavı'na (TUS) hazırlık sürecinin hekimlik uygulamalarından daha önemli hale geldiğini belirtti.

Gazi Üniversitesi tıpta uzmanlık öğrencisi Dr. Tuba Bedir Demirdağ da üniversite hastanelerinde asistan ve hemşire yetersizliğinin bulunduğunu, TUS dönemlerinde azalan araştırma görevlisi kadrolarının azaldığını, bu durumun hem asistan eğitim kalitesinin düşmesine hem de hasta mağduriyetine yol açtığını ifade etti.