Sağlık sisteminde hızla özelleştirmeye doğru yasal düzenlemeler yapıldığını ve kısıtlamalar ve katkı paylarının da yaygınlaşmaya başladığını öne süren Dr. Eralp Atay, “Taslak halinde olan Kanun Hükmünde Kararname ile sağlık piyasa koşullarına terk edilmeye hazırlanırken, Sağlıkta oluşturulmak istenen ‘Serbest Bölgelerde’ yabancı doktor çalıştırılacaktır. Halen mevcut durumda Devlet Hastanelerine ve Üniversite hastanelerine muayeneye giden vatandaşlarımız 8 TL, Özel hastaneler için en az 15 TL katkı payı ödemektedirler. Devlet, vatandaşların hastalandıklarında gittikleri hastanede ödedikleri katılım paylarından 2 milyar TL’nin üzerinde gelir elde etmiştir. Bu devlet için önemli bir gelirdir. Bu gelir yeterli görülmemiş, övünülerek ücretsiz olduğu söylenen birinci basamak sağlık hizmetleri paralı hale getirilmiştir. Aile Hekimlerine giden vatandaşlarımız muayene sonunda yazılan reçete başına 3 TL’yi eczaneden ilaç alırken ödeyeceklerdir. Aynı zamanda Devlet hastaneleri için 1TL, özel hastaneler için 2 TL’lik artış yapılacaktır” diye konuştu.
Hastaların devlete ödedikleri katkı paylarının yanı sıra, eskiden olduğu gibi özel hastanelerin sınıfına göre fark ücreti ödemeye devam edeceklerini öne süren Atay, şunları söyledi. “Sigortalı hastalar, özel hastanelere tedavi ücretinin yüzde 30 ile 70’i arasındaki kısmını cebinden vermeyi sürdürecektir. Bu uygulamalar halkımızın sağlık hizmetine ulaşımı zorlaşacaktır. Yıllardır söyleyerek uyardığımız ‘paran kadar sağlık’ anlayışı yaygınlaşacaktır. Ücretsiz olan acil servislere yığılmalar olacak, acil serviste yaşanan sorunlar artacaktır. Nüfus cüzdanı yeterli denilerek lanse edilen sağlık sistemimizde nüfus cüzdanının yanında paranın olması şart olmuştur. Ülkemizde tasarruf düşünülüyorsa bu en son sağlık alanında olmalıdır. Hasta muayene ederek ilaç yazan aile hekimlerini mercek altına alacağınıza, tasarruf için devletin TBMM’sini ve diğer kurumlarını gözden geçirmesinde yarar vardır. Sağlık hizmetleri tüm yurttaşlarımız için nitelikli, eşit, ulaşılabilir ve ücretsiz olmalıdır. Sevk zinciri uygulanmalıdır. Akılcı ilaç kullanımı hayata geçirilmelidir, koruyucu sağlık hizmetleri desteklenerek önemsenmelidir”