Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''27 Mayıs 1960'ta demokratik rejime, seçimle gelmiş hükümete yönelik müdahale, hukuka bakışta da çok ciddi bir kırılmaya zemin hazırlamıştır. 27 Mayıs müdahalesini ilerici bir müdahale olarak görenler, ne yazık ki aradan geçen 50 yıl boyunca 27 Mayıs hukukunu da ilerici bir hukuk olarak adeta kutsamışlardır'' dedi.

Anayasa Mahkemesi'nin 50. kuruluş yıl dönümü dolayısıyla Çırağan Sarayı'nda düzenlenen yemeğe eşi Emine Erdoğan ile birlikte katılan Başbakan Erdoğan, burada yaptığı konuşmada, evrensel demokratik prensiplere göre hukukun temel gayesinin, fertlerin temel hak ve hürriyetlerinin hem diğer fertlere hem de idareye karşı korunması olduğunu söyledi.

''Hukuk, en başta bireyin hak ve özgürlüklerini korumak zorundadır'' diyen Erdoğan, esasen hukuk devleti kavramının da ''vatandaşlarının hak ve özgürlüklerine hukuk güvencesi sağlayan devlet'' anlamına geldiğini kaydetti. Erdoğan, gerek modernleşmenin, gerek hak ve özgürlükleri tanımanın aşağıdan yukarıya değil, yukarıdan aşağıya doğru olduğu sistemlerde maalesef hukukun demokratik değerlerin uzağında şekillendiğini vurgulayarak, bireyle, vatandaşla değil, devletle özdeşleşen bir hukukun, bireyi ve özgürlükleri değil, devleti koruduğunu belirtti.

Türkiye'nin, bu acı tecrübeyi on yıllar boyunca yaşamış bir ülke olduğuna dikkati çeken Başbakan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: ''27 Mayıs 1960'ta demokratik rejime, seçimle gelmiş hükümete yönelik müdahale, hukuka bakışta da çok ciddi bir kırılmaya zemin hazırlamıştır. 27 Mayıs müdahalesini ilerici bir müdahale olarak görenler, ne yazık ki aradan geçen 50 yıl boyunca 27 Mayıs hukukunu da ilerici bir hukuk olarak adeta kutsamışlardır. Şunu hepimiz yaşadık ve gördük; 1961 Anayasası, Türkiye'de vesayetçi sistemi kuran, koruyan, idame ettiren bir anayasadır. Hiç tartışmasız bu Anayasa, devleti korumak adına toplumu denetim altına almayı, siyasetin alanını daraltmayı hedeflemiştir. 1961 Anayasası'ndaki bu yaklaşım ve bu ruh, 1982 Anayasası'na da aynen sirayet etmiştir.''


Anayasa yargısı

Başbakan Erdoğan, anayasa yargısının, hiç kuşkusuz demokratik sistemin ayrılmaz bir parçası olduğunu dile getirerek, ''Ancak anayasa yargısının, hukuku egemen kılmaktan ziyade, siyaseti engelleyen, siyasete sınır çizen, tabiri caizse kendi anlayışına göre siyasetin yoldan çıkmasını engelleyen bir araç haline getirildiğini de zaman zaman gördük ve yaşadık. Anayasa yargısı ile siyaset arasında çok ince, çok hassas bir çizgi olduğu malumunuzdur'' şeklinde konuştu.

Anayasa Mahkemesi'nin toplumsal meşruiyete dayanan parlamentonun çıkardığı kanunları şekil ve esas yönüyle, anayasa değişikliklerini ise sadece şekil yönüyle denetlediğini; yani hukukla siyasetin kesiştiği bir hat üzerinde durduğunu kaydeden Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti: ''Hukukun evrensel kurallarını kriter olarak aldığı müddetçe, inanıyorum ki gerek anayasa yargısı, gerek siyaset, bu ince ve hassas çizgiyi en sağlıklı şekilde muhafaza edecek, tartışmalı alandan kendisini kurtaracaktır. Anayasal ilkeleri dondurmayan, kalıplaştırmayan, anayasa maddelerini demokratik gelişmeye uygun şekilde yorumlamayı başaran bir anayasa yargısı, hiç şüphesiz demokrasiyi de özgürlükleri de güçlendirecektir. 12 Eylül 2010 tarihinde milletimizin takdirine sunduğumuz, milletimiz tarafından da büyük bir çoğunlukla kabul edilen Anayasa değişikliği, esasen Anayasa Mahkemesi'ne, demokrasiyi ve özgürlükleri güçlendirecek bir yapı kazandırmıştır. Tüm yargı sistemi gibi, anayasa yargısı da 12 Eylül halk oylamasıyla birlikte, üstünlerin hukukunu değil, hukukun üstünlüğünü savunan, koruyan, yaşatan bir sürece girmiştir. Askeri darbelerle demokratik sisteme sirayet eden vesayetçi anlayış ve vesayet altındaki hukuk, artık bireyi, vatandaşı, hak ve özgürlükleri merkeze alan bir çerçeve kazanmıştır.''

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''1961 ve 1982'deki gibi tepeden inmeci olmayan, bireyin özgürlüklerini sınırlandırmayan, devleti değil vatandaşı öne çıkaran, siyasetin alanını daha da genişleten bir anayasa yapmak en önemli hedefimizdir. Türkiye Büyük Millet Meclisi, böyle bir anayasa yapacak güç, birikim ve iradeye ziyadesiyle sahiptir'' dedi.

Anayasa Mahkemesi'nin 50. kuruluş yıl dönümü dolayısıyla Çırağan Sarayı'nda düzenlenen yemekte konuşan Başbakan Erdoğan, hükümet olarak, son 9,5 yılda her alanda gerçekleştirdikleri reformların, Türkiye'nin ekonomide, aktif ve barışçı dış politikada, demokratikleşmede, sosyal hayatta önemli başarılar elde etmesini sağladığını söyledi.

Gerçekleştirdikleri reformlar arasında, hukuk reformunun özellikle önemli, özellikle hayati olduğunu herkesin takdir edeceğini vurgulayan Erdoğan, şunları kaydetti:

''Hukuk alanındaki aksaklıklar, hukuk sisteminin yavaş işlemesi, yargı kararlarının geç tecelli etmesi, tarafların sonuçtan tatmin olmaması, maalesef ekonomiyi, dış politikayı ve demokratik yapıyı da olumsuz etkiliyor. Biz, ülke olarak, Cumhuriyetimizin kuruluşunun 100'üncü yıl dönümü, yani 2023 yılı için oldukça iddialı hedefler belirledik. 2023 hedefleri doğrultusunda, hukuk sistemimizde gerekli reformları kararlılıkla yapıyoruz. Türk Ceza Kanunu, Ceza Muhakemesi Kanunu, Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Kanunu, Türk Ticaret Kanunu, Türk Borçlar Kanunu, Hukuk Muhakemeleri Kanunu gibi temel kanunları tümüyle yeniledik. Demokratik ve özgürlükçü bir yaklaşımla anayasada 10 defa tadilat yaparak, 54 maddeyi değiştirdik. Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'nun yapısını değiştirerek, yargıyla millet arasındaki irtibatı arttırdık. Hakim ve savcı sayısını 8 bin 999'dan 12 bin 54'e çıkartarak, mahkemelerdeki yargı personeli eksiğini giderme yönünde önemli ilerleme sağladık. İhtisas mahkemelerinin sayılarını arttırıyor ve altyapılarını güçlendiriyoruz.''

Yargıtay ve Danıştay'daki daire ve üye sayılarını arttırarak, buralarda oluşan tıkanıklığın çözümü yolunda önemli bir adım attıklarına da işaret eden Erdoğan, yargı sisteminin fiziki ve teknik altyapısını geliştirdiklerini, insan kaynaklarını arttırdıklarını ve bu çerçevede Adalet Bakanlığı'nın personel sayısını 24 bin 531'den 42 bin 416'ya yükselttiklerini anlattı.


Başbakan Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti: ''Meclis'te bulunan 3'üncü yargı reformu paketiyle de yargılama sürelerinin kısaltılması yönünde önemli bir adım atıyoruz. Bu reformları kararlılıkla sürdüreceğiz. Tabii burada en önemli konu, 2023 hedefleriyle de uyum sağlayacak yeni bir anayasanın inşa edilmesidir. 1961 ve 1982'deki gibi tepeden inmeci olmayan, bireyin özgürlüklerini sınırlandırmayan, devleti değil vatandaşı öne çıkaran, siyasetin alanını daha da genişleten bir anayasa yapmak en önemli hedefimizdir. Türkiye Büyük Millet Meclisi, böyle bir anayasa yapacak güç, birikim ve iradeye ziyadesiyle sahiptir. Biz, böyle bir anayasanın yapılması noktasında son derece samimiyiz, son derece kararlıyız. Nitekim, 12 Haziran seçimlerinin hemen ardından, toplumun tüm kesimlerinin görüş ve önerilerini dinleyen, dikkate alan bir süreci hemen başlattık. Meclis'te grubu olan partilerle, başta Anayasa Mahkemesi olmak üzere ilgili tüm kurumlarla, sivil toplum örgütleriyle, akademisyen ve uzmanlarla birlikte bu süreci istişare ve diyalog içinde yürütmeye devam edeceğiz. Biz, hiçbir zaman masadan kalkan, masayı terk eden taraf olmayacağız. 12 Haziran'da, milletimizin verdiği mesajı iyi okuyan, verdiği yetkiye sahip çıkan bir hükümet olarak, gerekirse milletimizle birlikte, sivil, katılımcı, demokratik bir anayasayı inşallah vücuda getireceğiz.''

Bölgesinde ve dünyada önemli bir aktör olan Türkiye'nin, bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da uluslararası platformlarda bütün mazlumların ve mağdurların yanında olmak kararında bulunduğunu vurgulayan Erdoğan, ''Komşularımızı, dost ve kardeş ülkeleri de kapsayan barış esaslı bir anlayışla geleceğe yürümeye devam edeceğiz. Bu süreçte, yeni anayasa başta olmak üzere, demokrasimizi daha ileriye taşıyacak, ekonomimizi güçlendirecek yeni adımları atmayı da kararlılıkla sürdüreceğiz. Bu düşüncelerle, Türkiye'nin demokratikleşmesi yolunda önemli bir sorumluluk yüklenen Anayasa Mahkemesi'ne, başkanından üyelerine, çalışanlarına kadar Anayasa Mahkemesi'nin tüm mensuplarına, kuruluşunun 50'nci yıl dönümünde bir kez daha başarılar diliyorum'' şeklinde konuştu.