AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Salih Kapusuz, "Fert başına milli gelirde 25 bin doları bulacağız, bundan kaçış yok. Fert başına milli gelirin 25 bin dolar olması da Türkiye'de bazı tartışmaların son bulması demektir" dedi. Kapusuz, Zonguldak'ta TTK Memurlar Lokali'nde sivil toplum kuruluşlarının katılımıyla düzenlenen toplantıda yaptığı konuşmada, dünyada yaşanan krize rağmen Türkiye'nin ilk kez seçimlere çok rahat gireceğini söyledi. 2002-2011'in, Türk siyasi hayatının başarılı bir dönemi olduğunu ve başarı hikayesi yazıldığını vurgulayan Kapusuz, şöyle konuştu:

"Enflasyon ve tahvil faizleri, 41 yılın en düşük seviyesindedir. Üretimden tüketime, ticaretten sanayiye kadar her şeyi etkileyen sebeplerden birisi enflasyondur. Bir ülke düşünün ki kendi parası, kendi ülkesinde geçmiyor. 6 sıfırı sildik, AK Parti'nin başarısını istemeyen çevreler dalga geçiyordu, 'İmam efendi bunlar, ne anlar' diyorlardı. Biz dünyanın gidişatını doğru okuduğumuz için Merkez Bankasını güçlendirdik, rezervini ve paramızın değerini yükselttik. İMKB'nin bugünkü değeri 300 milyar dolar, bu çok büyük kazanımdır. 2002'de Gayri Safi Yurt İçi Hasılamız 230 milyar dolardı, 2010 itibarıyla 750 milyar dolara çıktı. Buna nasıl ulaştık? Bunu akıllı ve cesur yönetim, gayretkeş çabayla tüm kesimlerle bunu yakaladık. Ama geldiğimiz yer yeterli mi? Asla değil. Fert başına gelir 3 bin dolardan 12-13 bin dolara yükseldi, 25 bin doları bulacağız, bundan kaçış yok. Fert başına milli gelirin 25 bin dolar olması da Türkiye'de bazı tartışmaların son bulması demektir. Açıklayacağımız seçim beyannamesi 2015'e kadar olan değil, 2030'a kadar olan dönem ilan edilecek.

2023 HEDEFİ

Bundan sonra Türkiye'nin günübirlik yaşamak, günü kurtarmak durumunda değil, büyük düşünmek, büyük hedeflere kilitlenmek ve büyük gayretler içinde olmak mecburiyetinde bulunduğunu anlatan Kapusuz, şöyle devam etti:

"Hedefimiz, 2030'da dünyanın 10 büyük ekonomisinden biri olmaktır. İnanır, çalışır, gayret edersek bunu yakalamak hayal değil. 2023'te 2 trilyon dolarlık bütçeye ulaşmak istiyoruz. 2 trilyon olur mu? Olur, Türkiye böyle bir dinamizme, yönetime ve ekibe sahip olduğu müddetçe hiç de zor değil. 2002'de her 100 liranın 43 lirası faize gidiyordu, geçen yıl bu 15 liraya düştü. 1950'den 2003'e kadar esnafa topyekun verilen kredi toplamı 450 milyon TL, 2003-2010'a kadar ise 15.8 milyar TL'dir. Faizler yüzde 59'dan yüzde 5'e düşmüş. Merkez Bankasında 22.5 milyar dolarlık rezerv vardı, bugün yaklaşık 90 milyar dolardır. Krize rağmen batan, fona devreden banka var mı? Yok. IMF'ye borç 25.6 milyar dolarken 5.5 milyar dolara, enflasyon yüzde 68'den yüzde 4.2'ye düştü. Büyümemiz eksi 9.4'ten artı 8.9'a çıktı. Yaptıklarımız yapacaklarımızın garantisidir."

YATIRIMLAR

2001'de 43 bin toplu konut inşa edilirken şimdi 480 bin konut inşa edildiğine dikkati çeken Kapusuz, şunları söyledi: "Bizim dönemimizden önce bölünmüş yol 6 bin 10 kilometreydi, bugün 19 bin 700 kilometreye çıktı, halen devam ediyor. Sağlığa ayrılan pay 3 milyar dolardan 14 milyar dolara yükseltilmiştir. Eğitim bütçemiz, en fazla para ayırdığımız kalemdir. Ülkenin probleminin çözümü eğitimdir. Bir fakiri doyurmak yetmiyor, ayrıca ona doymanın yolunu göstermeniz lazım. Bunun çıkar yolu da eğitimdir. Daha çok yatırıma, üretime ve istihdama ihtiyacı olan ülkeyiz. Gücümüz yettiğince bunları yapmaya devam edeceğiz."

Türkiye'de rejim sorunu bulunmadığına işaret eden Salih Kapusuz, şunları kaydetti: "Bu ülkenin tepesinde boza pişirmek, istediği gibi şekillendirmek, köle gibi kullanmak isteyenler bugüne kadar birçok şeyi istismar, korku üzerine, rejim tehdidi ile bu milleti susturmak istediler. Bunlar bitti, bundan sonra olmayacak. Ülkemiz, dünyanın gelişmiş, çağdaş ülkelerindeki hangi seviye varsa onun üzerine çıkacak. Bu milleti bunlarla korkutmak isteyenler artık görsünler ki pabucu dama atıldı, değerleri yoktur. Tecrübe ve birikimleri sizlerle paylaşma konusunda çok rahatız. Söylediklerimiz anlaşılıyor, meramımız dikkatle takip ediliyor, yaptıklarımız görülüyor. Ama zaman zaman insani olmanın getirdiği kusurlarımız da var. Bakıyorsunuz kişinin yüksek tahsili var, ama öyle bağnazlık yapıyor ki var olanı kabul etmiyor, kabul etse bile ikna olmuyor. Demek ki cahillerin yobazları ve bağnazlarından daha çok okumuşların yobaz ve bağnazlığı maalesef daha katı oluyor." Bazı katılımcıların sorularını da yanıtlayan Kapusuz, şöyle dedi:

"Biz bozulan dengeleri yerleştirmeye, planlamaya çalışıyoruz. En çok ihtiyaç duyulan branşlardan birisi doktordur. Tıp fakülteleri ve kontenjanlarını sınırlandırmışlar. Biz 'dışarıdan doktor getireceğiz' dediğimizde kıyamet koparıyorlar. Nüfusu 74 milyon olan bu ülkede düzgün sağlık hizmeti verecekseniz, bu doktor yetmez. Geçmişte pratisyenler doktor sayılırdı, şimdi saymıyorlar. Bir ihtisas sahibi doktor 15 yılda yetişiyor. Zamanla yarışma, insanlara bu hizmeti sunma mecburiyetim var. Herkesin Ankara'ya gelme mecburiyeti yok. Bugün kalp ameliyatı Batman'da, Muş'ta, Zonguldak'ta da yapılıyor."

AA