Tigin'in annesi ameliyatı yapan doktoru suçluyor. Profesör doktor Mustafa Taşkın ise suçlamayı kabul etmiyor ve Bülent Tigin'in ölümle sonuçlanan sürecini "tüm çabalar hastanın özel şartlarından dolayı işe yaramadı. Biz yardım amaçlı yaptık, uğraştık elimizden geleni yaptık ama başaramadık." şeklinde anlatıyor.

250 KİLODAN MİDE KELEPÇESİYLE KURTULACAKTI

Anne Tigin'in anlattığına göre Bülent Tigin17 ocak'ta fazla kilolarından kurtulmak için, annesi Betül Tigin ile beraber Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr Mustafa Taşkın'a gitti. Prof.Dr.Mustafa Taşkın 250 kg' lık hastasına mide kelepçesini isterse hemen takabileceğini söyledi.. Hasta doktorun önerisini kabul etti, kelepçe19 ocak tarihinde Çengelköy Özel Ülkü hastanesinde Bülent Tigin' in midesine takıldı. Ancak Operasyon sonrası sancıları ve ağrıları başlayan Tigin, 24 Ocak günü saat 08.20'de Cerrahpaşa Tıp Fakültesi' hastanesine sevkedildi ancak hayatını kaybetti.

"GÖRÜR GÖZÜM, TUTAR ELİM, BİR EVLADIM VARDI. ONU DA ELİMDEN ALDILAR

." Betül Tigin tek oğlunu trajik bir ölüme götüren süreci şöyle anlattı; "Oğlum 250 kiloluydu. Kilolarından kurtulamıyordu. Fazla kilolarından kurtulmak için onunla bir araştırma yaptık. Bu işten kurtulmanın tek yolunun mide kelepçesi taktırmak olduğuna karar verdik... Ameliyat sonrasında Bülent'in gaz şikayetleri başladı. Bu şikayetin giderilmesi için müdahalede bulunuldu. Müdahaleden sonra diğer testlerde yapıldı ve doktor her şeyin normal olduğunu söyledi. Üçüncü gün sonunda bir telefon geldi ve oğlumun Cerrahpaşa Tıp Fakültesi'ne haber verilmeden apar topar sevk edildiğini öğrendim. Hastaneye gittiğimde durumun çok ciddi olduğunu öğrendim, fakat daha sonra Taşkın'ın oğlumu Cerrahpaşa hastanesinde o durumda bırakıp gittiğini öğrendim. Prof. Dr. Mustafa Taşkın'ı aradığımızda başka bir hastanın yanında olduğunu söyleyerek telefonu yüzüme kapattı. Bu ameliyat için 10 bin avro para aldı, ancak oğlumun durumuyla ilgili telefonda bilgi bile vermedi. Para önemli değil gitsin ama can gitti. Benim görür gözüm tutar elim bir evladım vardı onu da elimden aldı." Acılı anne Tigin şöyle devam etti . "Oğlumun ölüsünü hastaneden almaya gittiğimizde, hastanede yapılan tedavinin raporlarını doktorun nereye koyduğunu bilmediklerini söyleyerek bize teslim etmediler ve Çengelköy Özel Ülkü hastanesinde ameliyat edilmesine rağmen Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Hastanesi'nde ameliyat edilmiş göstermişler. Bu yaşananların cezasını kim ödeyecekse ödesin. Bu yaşananları bütün Türkiye duysun ve hiç kimse zayıflamak için bu yola başvurmasın , benim canım yandı başkalarının canı yanmasın." Betül Tigin konuyla ilgili hukuk yoluna gideceğini belirtirken, Avrupa İnsan hakları mahkemesine de başvuracağını söyledi.

PROF. DR. MUSTAFA AŞKIN: AŞIRI KİLOLARI NEDENİYLE HİÇBİR ALETE SIĞMIYORDU

Konuyla ilgili olarak Doğan Haber Ajansının sorularını yazılı bir açıklamayla yanıtlayan Prof. Dr.*Mustafa Taşkın olayı şöyle değerlendirdi; "Hasta ayakta duramayan 250 kg lık ayaklarından sıvı akan bir hasta. Yataklara sığmıyor, serumlar yetmiyordu. Hasta yürümede zorluk, gece oturarak uyumak, aşırı kilolar, ayaklarında ve vücudunda yaralardan sıvı sızması gibi şikayetlerden polikliniğimize başvurdu, gerekli tetkikleri yapıldı ve tedavi verildi. Hasta 19.01.2010 tarihinde yatırıldı. Tüm tetkikleri yapıldı. Bir gün sonra ameliyata alındı. 1 saat 45 dakika da ameliyat yapıldı. Ameliyattan sonraki 2 günde normal seyretti. Hastanın gaz ağrısı dışında bir sıkıntısı yoktu. 22.01.2010 tarihinde ani gögüs ağrısı ve nefes almada zorlanınca yeniden bütün tetkikleri yapıldı. Ancak hasta çok şişmandı ve hiçbir alete sığmıyordu. Bu yüzden ailesinden de izin alınarak ambulansla Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Genel Cerrahideki Özel Servisteki odaya yatırıldı. Fakat burada da hastanın aşırı kilolarından dolayı bazı makinalara bağlanması mümkün olmadı. Bunun üzerine Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Sadi Sun Yoğun Bakım ile görüşülerek ve özel bir yatak ayarlandıktan sonra hasta buraya aldırılıdı. Buraya yatırıldığında, şuuru açık, sorulanlara cevap verebiliyordu ancak solunum zorluğu çekiyordu. Hastaya maske ile solunum yardımı yapıldı ve böbrek yetmezliği içinde bir tedavi uygulandı. Türkiye'deki mevcut teknolojide bu kiloda ki bir insanı görüntülemek mümkün değildir. Tüm çabalar hastanın özel şartlarından dolayı işe yaramadı. Biz yardım amaçlı yaptık, uğraştık elimizden geleni yaptık ama başaramadık." Ailenin yargıya yoluna gitmesinin de doğal olduğunu söyleyen Taşkın telefonla soruları yanıtlarken şöyle konuştu: "Bunları daha önce de yaşadım. Şimdi bize küfür edecekler, ne katilliğimiz ne pislikliğimiz kalacak. Böyle durumlar yüzünden itibarımız zedeleniyor.".

Betül Tigin'in suçlamalarını da yanıtlayan Prof. Dr. Taşkın: " Yüzlerine telefonu kapatmadım. Böbrek yetmezliğinden anlamam, benim tedavim orada sökmez. Akciğere giden damarlardan biri tıkanıyor paralelinde solunum bozukluğu oluyor." diye konuştu. Taşkın ameliyat parasıyla ilgili muhatabın kendisi değil hastanenin ilgili yetkililerinin olduğunu söyledi.

CENAZE KİLYOS'TA TOPRAĞA VERİLDİ.

Bülent Tigin Karacaahmet Mezarlığı Şakirin Cami'sinde kılınan cenaze namazının ardından, Kilyos Mezarlığına götürüldü. Tigin'i son yolculuğuna annesi, onun yakınları ve Bülent Tigin'in arkadaşları uğurladı. Arkadaşları Bülent'in son derece barışçı karakterinden bahsederken onu bilişim dünyasının dahisi olduğunu, müzik dünyasında da önemli bir isim olduğunu söyledi.

PROF. DR. MUSTAFA TAŞKIN KİMDİR ?

Taşkın'ın adı zayıflama operasyanlarında sıklıkla duyuldu. Ozan Orhon'un da doktoru olarak bilinen Prof. Dr. Mustafa Taşkın'ın adı bir başka zayıflama vakasında da duyulmuştu.

DR ZİYANUR BELÜL OLAYI

2000 yılında zayıflamak isteyen 135 kiloluk radyolog doktor Ziyanur Belül (44) ameliyat edilmiş, Belül operasyondan bir hafta sonra hayatını kaybetmişti. Belül'ün ölümüne dalak delinmesi ve mide damarı yırtılmasının yol açtığı ileri sürülmüştü. Eşinin ölümüyle ilgili olarak Dr. Azime Belül Prof. Dr. Mustafa Taşkın hakkında şikâyetçi olmuştu.

DR AZİME BELÜL : ADLİ TIP SUÇLU, YÜKSEK SAĞLIK ŞURASI KUSURSUZ BULDU. BERAAT ETTİ

Dr. Azime Belül, davayı kaybettiğini ancak temyize gittiğini belirterek, “Adli Tıp Kurumu Prof. Dr. Mustafa Taşkın'ı oy birliğiyle suçlu bulmasına karşın Yüksek Sağlık Şûrası ile Yüksek İhtisas Kurulu kusursuz buldu." diye konuştu. Azime Belül: "Benim eşim 135 kiloydu birçok diyet yöntemleri denedi ama başarılı olamadı, daha sonra bir arkadaşından doktor beyin ismini duymuş ameliyat olmaya karar verdi...

Doktor herşey gayet iyi dedi, ama durumu çok iyi değildi. Durumu daha da kötüleşti biz hemen Çapa yoğun bakıma kaldırdık eşimi... Orada çalışan yoğun bakım ekibi bana, olayın adli olay olduğunu söylediler, ben ondan sonra şikayetçi oldum. Zaten ben şikayetçi olmadan da savcılık soruşturma başlamıştı. Adli Tıptan rapor 2 buçuk 3 sene sonra çıktı. Oy birliğiyle kusurlu olduğuna karar verdiler, sonra ne olduysa oldu ben davayı kaybettim." /milliyet