Bahar aylarının gelmesi ile birlikte, göz yüzeyindeki alerjik problemlerde artış görülür. Bu nedenle, özellikle göz alerjisi bulunan hastalar, bu aylarda göz rahatsızlıklarında artış, kaşıntı, gözlerde dolgunluk, kızarıklık ve batışma gibi göz alerji belirtilerinde artış hissetmektedirler.

Yıl boyunca göz alerjisi problemi yaşayan hastalar ile her yıl bahar aylarında alerji şikâyetleri başlayan birçok hasta, içinde bulunduğumuz bu aylarda göz şikâyetlerinde belirgin artış hissetmektedirler. Bunun sebebi, havadaki polen miktarındaki artış ile birlikte, güneşin kendini göstermeye başlamasıdır. Çiçeklerin açması ve çimlerin yeşermesi ile birlikte, bu dönemde, havaya önemli miktarda polen salınmaktadır. Bu polenler, havada asılı kalarak, hepimizin göz, burun ve nefes borusuna ulaşmaktadırlar. Bunun neticesinde, göz yüzeyi, burun içi ve nefes yollarında alerjik belirtiler gelişir. Bunun yanında, güneş ışınları da özellikle göz yüzeyindeki problemlerin gelişimine ve ağırlaşmasına katkıda bulunmaktadır. Tüm bunların neticesinde, alerjik hastalarda, göz ve çevresinde dolgunluk, sulanma, kaşıntı, kızarıklık ve ışık rahatsızlığı gelişir. Bu belirtilerin yanında, yine aynı sebeplerle, burun içinde dolgunluk ve nefes almada zorlanma gelişmektedir. Bu tür hastalarda, astım birlikteliği mevcut ise, özellikle bu dönemde belirgin öksürük ve nefes darlığı gelişebilmektedir.

Göz alerjisi bulunan hastaların, bu dönemi rahat geçirebilmeleri için, mutlaka mevsim başlangıcında (ve hatta başlamadan önce) göz muayenesi olmalarında büyük fayda vardır. Bu tür hastaların, alerjik belirti ve bulgular henüz başlamamış iken ilaç kullanmaya başlamalarının büyük faydası vardır. Çünkü, göz yüzeyinde başlayacak olan reaksiyonun önlenmesi, ortaya çıkmış bir reaksiyonun tedavisinden daha kolaydır. Bu sayede, bahar mevsimi (diğer adı ile alerji sezonu) bu hastalar için çok daha rahat geçmektedir. Bu dönemde kullanılan ilaçlar, çeşitli kategorilerde olup, hastanın klinik durumuna göre, en hafifinden, en ağırına kadar tek başına veya birlikte kullanılabilmektedirler. Bu ilaçlar arasında, suni gözyaşları, pomatlar ve antihistaminik veya kortizonlu göz damlaları sayılabilir. Nihayetinde, alerjinin kontrol altına alınamaması pek mümkün değildir ve yeterli olan tedaviye ulaşılıncaya kadar ilaç değişiklikleri ve artışları yapılabilmektedir. Klinik durum her ne şekilde kontrol altına alınırsa alınsın, sezon bitimi ile ilaç sayısının ve sıklığının azaltılacak olması hastalar için mutluluk vericidir.

Alerji döneminde göz alerji problemi yaşayan hastaların unutmaması gereken diğer bir konu da, güneş ışınlarından korunma ihtiyacıdır. Göz alerjisi yaşayan hastaların, bu amaçla, güneş gözlükleri ve önü gölgelikli şapkalar ile gözlerini güneşten korumaları kendileri için oldukça faydalı ve aynı zamanda rahatlatıcı olacaktır. Bu uygulama ise, polen mevsiminin bitmesinde sonra da, tercihen yaz sonuna kadar devam ettirilmelidir.

Göz alerji problemleri yaşayan hastaların dikkat etmesi gereken diğer bir konu ise, alerji nedeni ile kullanılabilecek bazı ilaçların (ağızdan alınan antihistaminik ilaçlar), göz kuruluğu yaparak göz alerjisini arttırabileceği gerçeğidir. Bu nedenle, hastaların kullandıkları tüm ilaçları hakkında (özellikle antihistaminikler) göz doktorlarını bilgilendirmeleri gereklidir ve bu dönemlerde fazladan suni gözyaşı kullanmalarında fayda vardır. Aksi takdirde, alerji nedeni ile pürüzlü hale gelen göz kapak arka yüzeyleri, kuru gözün de etkisi ile göz yüzeyinde çok daha fazla tahrişe neden olacaktır.

Sonuç olarak, özellikle çiçeklerin açması ve güneşin kendini göstermeye başlaması ile, göz alerjilerinde belirgin artış olabileceği unutulmamalı, özellikle gözlerinde alerji öyküsü bulunan hastaların bu dönemde göz doktoru kontrolü altında olmaları ve gözlerin güneşten korunması gerektiği unutulmamalıdır.