Türkiye"de insanların yüzde 35"i kilolu, yüzde 35"i obez, geri kalan % 30"u ise sağlıklı.

“Gülme komşuna, gelir başına...”
Dünyanın ortak derdi olan kanserle ilgili yayınlarda tehlikeye dikkat çekilerek, “Obezleri sakın alaya alma, senin de başına gelebilir” deniliyor.

ÜRKÜTEN RAPOR: %70"İMİZ KİLOLU
SAĞLIĞIMIZI KAYBETTİK
Meclis Araştırma Komisyonu"nun 4 ay süren “Kanser araştırması” sağılımızda tehlike çanlarının çaldığını ortaya koydu. Özellikle bilinçsiz sanayileşme ve çevre kirliliğinin getirdiği olumsuz hayat şartlarının bedelini ağır ödediğimiz konusunda önemli ipuçları verdi. Gelecek nesillerin sağlıklı yetişmesi için acil tedbirler alınması istenen TBMM raporunda, kanser ve obezitenin önüne geçilmesi için yapıl-
ması gerekenler sıralandı.

ÇARPICI RAKAMLAR
TBMM Kanser Araştırma Komisyonu raporundan çarpıcı sonuçlar çıktı: Türkiye"de insanların yüzde 35"i kilolu, yüzde 35"i obez, sadece geriye kalan yüzde 30"u sağlıklı.

KANSER HIZLA ARTIYOR
Ülkemizde her sene yaklaşık 150 bin yeni kanser vakası tespit ediliyor. Her gün 200 kişi kanser ve sigaraya bağlı hastalıklardan ölüyor ki, bu, günde iki uçak düşüyor demektir.

TBMM Kanser Araştırma Komisyonu Başkanı Kemalettin Aydın, Türkiye"de insanların yüzde 35"inin fazla kilolu, yüzde 35"inin de obez olduğunu, yalnızca geri kalan yüzde 30"luk bölümün sağlıklı kiloda bulunduğunu söyledi. TBMM"de bir basın toplantısı düzenleyerek, komisyonun dört aylık çalışma sonunda 800 sayfalık bir kanser raporu hazırladığını ve raporun önümüzdeki günlerde Meclis Başkanlığına sunulacağını belirten AK Parti Gümüşhane milletvekili Doç.Dr. Kemalettin Aydın, kanserle mücadele kapsamında özellikle kanserin en önemli sebepleri arasında yer alan obezitenin önüne geçilmesi ve bunun için de öncelikle, beslenme alışkanlıklarının değiştirilmesi, fiziksel aktiviteye daha fazla önem verilmesi gerektiğini vurguladı.
Kanser Erken Teşhis Tarama ve Eğitim Merkezlerinin (KETEM) sayılarının artırılmasını isteyen Aydın, YÖK"ün daha çok sayıda onkolog yetiştirmek için acil tedbir alması, yetişmiş personel sayısının artırılması ve Türkiye"de kansere yönelik ulusal bir enstitü kurulması gereğine işaret etti.

KETEM SAYISI ARTMALI
Batı toplumlarında kanser hastalığının genellikle birinci evrede teşhis edildiğini ve tedavide yüzde 90 oranında başarı sağlandığını, Türkiye"de ise hastalık genellikle son evrede teşhis edildiği için tedavide yüzde 40-50 oranında başarı sağlandığını belirten Aydın, “KETEM"lerce yürütülen tarama hizmetlerini takdirle karşılıyoruz, ancak hâlen devam eden bazı problemler var. KETEM sayıları henüz bütün ülkeyi kapsayacak oranda değil, şu an 122 olan KETEM sayısı kısa süre içinde 250"ye ulaştırılmalı” dedi. Aydın, Türkiye"de obezitenin attığına dikkat çekerek, bu sebeple fiziksel aktiviteye önem verilmesi ve beslenme alışkanlıklarının gözden geçirilmesi gerektiğini anlattı. Kemal Aydın başkanlığındaki komisyonun hazırladığı, TBMM Başkanlığına sunulacak raporda özellikle kanserdeki artışa dikkat çekiliyor.

YETERLİ DOKTOR YOK
“Ülkemizde ne yazık ki hekim ve hemşire sayısı yeterli değildir. Hekim ve hemşire eksikliği onkoloji alanında hâlen kendisini göstermektedir. Ülkemizde mevcut medikal onkolog sayısı sadece 180"dir. Sağlık Bakanlığına bağlı çalışan medikal onkolog sayısı ise sadece 42"dir. Benzer şekilde, radyasyon onkoloğu, cerrahi onkolog, hemato-onkolog sayıları da istenilenin altındadır” tespitlerine yer verilen raporda, “Kanser konusunun önümüzdeki yıllarda her geçen gün etkisini daha da artarak göstereceği düşünülürse ve bir onkoloğun en azından 15 yıllık bir eğitimle yetiştirilebileceği de göz önüne alındığında YÖK"ün bu konuda acil tedbirler alması ve zaman kaybetmeden gerekli altyapının oluşturulması gerekmektedir"" denildi.

HAREKETSİZLİK VE OBEZİTE KANSER SEBEBİ
Yanlış beslenme alışkınlıkları ve fiziksel aktiviteden uzak kalmanın önde gelen kanser sebeblerinden olduğuna dikkat çekilen TBMM kanser araştırması sonuçlarını Dünya Sağlık Örgütü raporu da (DSÖ) doğruladı. 34 farklı ülkeden obeziteyle başı dertte olan 70 bin genç üzerinde inceleme yapan DTÖ raporunda, “Her 3 çocuktan 1"i obez ve bunun sebebi hareketsiz yaşama tarzı; bu gençler günde 3 saatten fazla TV izliyor, ya da video oyunlarıyla vakit geçiriyor denildi. Raporda ayrıca, çocukların ve gençlerin fiziksel aktivelere pek katılmadığı kaydedildi.

Acılarını bile dindiremiyoruz
Hekimlerin palyatif bakım (ümitsiz kanserli hastalarda ağrıyı azaltıcı tedavi) ve ağrı yönetimi konusunda bilgi-beceri düzeylerinin geride olduğu vurgulanan raporda ise ""Türkiye"de pek çok terminal kanser olgusunun kendi hâline terk edildiği ve ağrı içerisinde öldüğü, ülkede palyatif bakım merkezlerinin sayısının sadece 7 olduğu belirtilerek, “Palyatif bakım konusunda çok acil eylem planları devreye sokulmalı, Hastanelerimizde bu konuda eğitilmiş personelle evde bakım üniteleri ve palyatif bakım merkezleri kurulmalı. Basit tedaviler ile rahatlatılacak hastaların kendi hâllerine terk edilmesinin önüne geçilmesi, evlerinde huzur içerisinde ve yüksek kalitede yaşamaları sağlanmalıdır"" denildi.

Tedavide öncelik hakkı verilmeli
Önemli konulardan birinin de kanserli hastalarda randevu ve tetkik ya da muayene için bekleme süreleri olduğu ifade edilen raporda, “Özellikle hafta sonları ya da tatillerde kemoterapi, radyoterapi gibi hizmetler verilmemektedir. Aciliyet gösteren bazı tetkiklerde haftalarca sürebilen bekleme süreleri olabilmektedir. Onkolojik hastaların bakımıyla ilgili kalite kriterlerinin geliştirilmesi ve bütün hastanelerde bu konuda yaptırımların gerçekleştirilmesi önemlidir. Kanser teşhisi konulan hastalar için "öncelikli hasta prosedürü" uygulaması düzenlenmelidir” tespitine yer verildi.

TEHLİKE ÇANLARI
Her 6 saniyede bir kişi ölüyor

> Prof. Dr. İsmail Çelik"in, verdiği bilgiye göre, her yıl dünyada 5 milyon kişi, sigaraya bağlı hastalıklar nedeniyle hayatını kaybediyor; yani, her 6 saniyede 1 kişi ölüyor.
> Türkiye"de, sigaraya bağlı kanserlerden yılda 100 binden fazla kişi hayatını kaybetmektedir; bu, her gün 150-200 kişi ölüyor, diğer bir ifadeyle günde iki uçak düşüyor demektir.
> Ülkemizde her sene yaklaşık 150 bin yeni kanser vakası tespit ediliyor. 2030"da kanserli sayısına her yıl 400 bin kişi eklenecek.
> 15 yaş üzerindekilerde alkol tüketiminde artış görülüyor.
> Tüm ölümler içinde kanserden kaynaklanan ölümlerin oranı, 2000 yılında yüzde 13.1 iken, 2004"te yüz binde 167 olan kanser görülme hızı, 2005"te yüz binde 180.3"e, 2006"da ise yüz binde 200"ün üzerine çıktı.
> Son yıllarda 30 yaş üzeri kadınlarda, yüzde 20 gibi yüksek oranlarda rahim ağzı kanseri tespit edildi.
> Türkiye, AB ülkeleri içinde 2.3 milyar Euro ile kansere toplamda en fazla harcama yapan ilk 6 ülke arasın da yer alıyor.

NE YAPMALIYIZ?
Beslenmeye dikkat!
> Akdeniz diyeti (zeytinyağlı, yeşil sebze ve taze meyve ağırlıklı yiyecekler), kanser hastalıklarının azalmasına katkıda bulunan diyet kalemlerinin kombinasyonudur. Akdeniz diyeti, sigarayı bırakma ya da daha az içme, alkolden uzak durma, daha az obezite ve daha fazla fiziksel aktivite ile de desteklenmelidir.
> Geleneksel beslenme alışkanlıklarını değiştirin. Her gün orta düzeyde fiziksel egzersiz yapın, günlük değişik türlerden sebze ve meyve tüketiminizi artırın,
> Tiryakiler dikkat! Sadece sigara kontrolü ile yıllık 150 bin kanser vakasının 100 bininin önlenebileceği tahmin ediliyor.
> İçme suyu kalitesine dikkat edilmeli. Karadeniz Bölgesinden alınan 558 su numunesinin 103"ünde arsenik, 290"ında kurşun, 306"sında selenyum değerleri limitlerin üzerinde çıktı.
> 30 yaşından önce kapalı mekânda bronzlaşma işlemine başlamaktan kaçınılmalı.
> Sünnet şölenlerine devam! Sünnetin, gerek HPV (cinsel yolla gelen kanser virüsü) bulaşmasını, gerekse serviks (rahim ağzı) kanserini önlemede önemli bir rolü olduğu belirlendi.

türkiye