CNN international internette “Suriye"deki Kürtlerin meydanlara, caddelere akmak için bekledikleri” yolunda bir makale yayımlandı.
Suriye karışmış durumda.
Muhaliflerin gösterileri tüm Suriye"ye “metastas” yaptı.
Bunlara Suriyeli Kürtlerin katılmasının eli kulağında.
Orman yangınlarında, ateş toplarına dönüşen kozalaklar patlayarak havada uçuşur.
Yeni alevleri başlatır.
Yangını yayar.
“Allah korusun” diyerek güney sınırımızdaki yangının tehlikesine karşı dikkatli olmak önemlidir.
Bütün İslam âlemini sosyal patlamalar sardı.
İsrail HAARETZ gazetesi “İslam âlemindeki devletlerin parçalanacağını, yeni devletlerin oluşacağını” öngörüyor.
“Bunun da İsrail dış politikası için olumlu sayılması gerektiğini, çünkü, çok sayıda ve küçük İslam devleti ile birlikte yaşamanın daha kolay olacağını” yazıyor.
“Parçala, böl, yönet” dış siyaset tarihinin yazdığı en eski ve en gerçekçi yöntemdir.

İŞTE YENİ DEVLETLER

HAARETZ"e göre BM üyesi 200 devlet varken yakında bu sayı 300"e çıkacak.
Bakın İslam coğrafyasında yeni harita nasıl olacak.
Sünni, Alevi ve Dürzi bölgelere ayrılacak 3 Suriye...
Doğu Libya...
Batı Sahra...
Güney Sudan...
Güney Yemen...
Kürdistan... (Türkiye"ye rağmen)
Filistin ve İsrail kuvvetlerinin çekilmesi sonrası Hamas yönetiminde Gazze... (İsrail"e rağmen)
Mekke ve Medine gibi kutsal kentlerin bir tarafta petrol coğrafyasının olduğu ikiye ayrılacak Suudi Arabistan.
Birleşik Arap Emirlikleri"nden ayrılacak Körfez kentleri...

1916-1922 arasında Avrupalılar tarafından masa başında cetvelle çizilerek sınırları oluşturulan devletler 21. yüzyılda bu kez savaşlarla, halkın başkaldırılarıyla çökmekte.
Yeni devletlerle ve yeni bir Ortadoğu/Kuzey Afrika haritası çizilmekte.
HAARETZ"e göre bütün bunlar Irak"a 8 yıl önce Amerika"nın işgali ve “defacto” merkez, kuzey ve güney etnik bölgelerin kurulmasıyla depar aldı.
Domino taşları etkisi diğer ülkelerle sürüyor.
Boğazlarına kadar yolsuzluğa batmış diktatörler çökertilmekte.

STERİL KALMAK

Tozun dumana karıştığı, alevlerle ısınmış kozalakların ateş topları gibi sınırların ötesine fırladığı, yangını yaydığı şu ortamda “steril” bir ülke gibi tüm dış etkilerden korunabilmek çok zor...
Türkiye"nin kendi içinde de etnik sorunların olması zorluk katsayısını yükseltiyor.
Sandıklar kurulurken dış politikanın ve içerideki sorunların “seçim malzemesi” olarak kullanılması gibi riskler de var.
Türkiye farkını ve bu farkın değerini bilmeli.
Türkiye tüm o yapay devletler gibi Avrupalılar tarafından sınırları cetvelle çizilerek değil, onların daha şimdi şimdi kendi iradeleriyle ve mücadeleleri ile kazanmaya çalıştıkları özgürlüğü 100 yıl önce söke söke almıştır.
Onların yangınları “post-colonialism” diye adlandırılıyor.
Türkiye ile örtüşmeyen bir tanım bu.
Türkiye demokrasi ve insan haklarına dayalı hukuk devleti yolculuğuna 100 yıl önce başlanmıştı.
Kendi içindeki sorunları demokrasi olgunluğu ile çözebilecek mesafeyi almıştır.
Farklılıkların bir arada olabildiği büyük resimdir.
Bunlar ateş topları uçuşurken gene de kendimize güvenmemizin nedenleri.
Ama...
Gene de dikkat.
HAARETZ"in “küçük devletlerle örülen yeni Ortadoğu İsrail"in yararına olacak” ifadesini yazın bir kenara.
Bir de “bütünlüğünü koruyacak büyük Türkiye” gerçeğini.

Güneri Civaoğlu / Milliyet