Halkın 'Karaoğlan'ı Ecevit!

5 Kasım 2006 günü kaybettiğimiz Başbakan Bülent Ecevit'in 8. ölüm yıldönümünde, önemli iki özelliğinden bahsetmek istiyoruz. Birincisi, Kıbrıs Barış Harekâtı'nda gösterdiği kararlı tutumla elde ettiği tarihi başarı, diğeri de Türkiye'de Gladyo'yu dillendiren ilk siyasetçilerden olmasıydı. Kıbrıs'taki başarı Ecevit'i 'Karaoğlan' yaptı. Halkın gönlünde taht kurdu. 81 yaşında kaybettiğimiz Ecevit'in devlet adamlığı yönü, siyasi tarihimize miras olarak kaldı.

İnönü'nün koltuğuna oturdu

1925 yılında İstanbul'da doğan Bülent Ecevit, 1974-2002 arasında beş kez Başbakanlık yaptı. Ecevit, siyasete 1953 yılında CHP'de başladı. 1957 yılında Milletvekili oldu. 1961-65 arasında İnönü Hükümetinde Çalışma Bakanlığı yaptı. Genel Sekreter iken 1972 kongresinde İsmet İnönü'nün yerine CHP Genel Başkanlığına seçildi ve kısa sürede parladı. 'Sosyal Demokrasi'yi CHP'nin içine getirdi. Sol'un yükseldiği yıllarda 'Ortanın solu' ve 'demokratik sol' söylemlerini kullandı. 'Toprak işleyenin, su kullananın' sloganı ile 'Köykentler' projesi de onundu.

Sağa kaydı zayıfladı

1980 darbesinden sonra CHP Genel Başkanlığından ayrıldı ve 1987 yılında DSP'yi kurdu. 1999 yılında MHP ve ANAP ile ortak hükümet kurdu. 2002 Amerikancı komplosuyla hükümetten indirildi. Son yıllarında yükselen dinciliğin etkisinde kalarak, Fethullah'a övgüler düzdü. Vahdettin için "Vatan haini değildir" diyerek tepkiler de aldı. Son dönemde dünya sermayesi temsilcisi Kemal Derviş'i kabineye alarak '15 günde 15 yasa' dayatmasıyla kendine ve Türkiye'ye büyük zarar verdi. Ama onun değişmez bir yanı, emperyalist ülkelere karşı, Türkiye'nin çıkarlarını gözetmesiydi. Gazeteciliği, şiir yazması, eşine duyduğu sevgi sadeliği ve giydiği mavi gömleklerle 'Ecevit mavisi'ni modamıza sokması unutulmaz...

Amerikaya boyun eğmedi

1973 seçimlerinde partisinin oyunu yüzde 6 artırarak birinci parti oldu. 26 Ocak 1974 günü MSP lideri Necmettin Erbakan ile koalisyon hükümeti kurdu. İlk iş ABD'nin baskısıyla yasaklanan Haşhas ekimini serbest bırakmak oldu. ABD'liler 'Sultanahmet camisini bombalarız' dediler. Tehditlere rağmen geri adım atmadı. 15 Temmuz 1974 günü Kıbrıs'ta Yunan cunatısın desteklediği EOKA darbesiyle karşı karşıya kaldı. Darbeciler, Ada'yı Yunanistan'a bağlamak istiyordu. En ağır krizi, kararlı tutum ve uyumlu çabalarla zafere dönüştürdü. Türkiye, Ada üzerindeki garantörlük hakkına dayanarak, 20 Temmuz 1974 günü çıkarma yaptı. Dünyayı şaşırttı.

ABD ihtimal vermedi

Kıbrıs olayında Hükümet - TSK uyumu bugünlere de örnektir. Yoğun ABD ve İngiltere baskısını göğüsledi. ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı Joseph Sisco, arabulucu olarak Ankara'ya arabulucu olarak geldiğinde, ordumuz Ada'ya yol almıştı. ABD bunu duyunca çok bozuldu. Onları atlatmıştık. Dışişleri Bakanı Henry Kissinger, harekâttan iki saat 45 dakika sonra haberdar oldu. Kissinger, Türklerin Ada'ya çıkma ihtimallerini zayıf bularak şu değerlendirmeyi yapmıştı: "Belirtmeliyim ki 1964 ve 1967’de de Türk güçlerinin istila ile sonuçlanmayan böyle iki girişimi olmuştu. Bu nedenle birçok üye, özellikle gün boyunca gördüğümüz birçok yabancı hükümet, ayrıca istihbarat üyeleri düşündüler ki..." (Hürriyet, 21 Aralık 2007)

'Kıbrıs fatihi' oldu

İngiltere Başbakanı Harold Wilson, 19 Temmuz günü telefonda Ecevit'e "Beni evimden Dışişleri Bakanlığı’na kadar koşturdunuz. Araç da bulamadım, süt kamyonuyla Bakanlığa geldim..." demişti. Sovyetler Birliği (Rusya) ise, harekâta destek için 50 bin kişilik kolordunun hazır olduğunu açıkladı. 15 Ağustos'taki ikinci taarruzla da bugünkü sınırlara ulaştık. Soğuk Savaş yıllarındaki çekişmeden yararlanarak bunu başarmıştık. Bununla Ecevit, 'Kıbrıs fatihi' oldu. Dağa taşa 'Karaoğlan Ecevit' yazıldı. MSP ile uyumsuzluk sonucu 18 Eylül 1974 günü görevinden istifa etti. 1977 yılında yapılan seçimlerde ise yüzde 41.4 oy alarak, solu tarihi zirveye çıkardı. Ancak seçim sisteminden dolayı, istikrarlı bir hükümet de kuramadı.

Gladyo ile tanıştı

1977 seçimleri öncesi "Devletin içinde Kontrgerilla türü yapılanmalar var" diyerek Türkiye gündemine en yüksek mevkiden Gladyo'yu getirdi. Zaten Aydınlıkçılar tarafından sıkça dile getiriliyor ve tertipler açığa çıkarılıyordu. Ecevit "Kontrgerilla'dan hesap soracağız" açıklamasını yaptı. Bu da ona olan güveni ve oyu artırdı. Ancak istikrarlı hükümetler kuramayınca, bu hesap sorma bir türlü gerçekleşmedi. Gladyo da onu sıkça yokladı. 1977 seçimleri öncesi İzmir'de başarısız suikast girişimi, İstanbul Taksim mitinginde kendisine suikast yapılacağı haberleri ve 1979'da TÜSİAD bildirisiyle hükümetinin düşürülmesi, hep Gladyo ile tanışmasıydı. 1980 darbesi de Türkiye'ye yapılmış en büyük Gladyo operasyonuydu. Binlerce genç birbirine düşürülerek katledildi ve kanlı tertipler üzerinden Evren-Özal-Çiller-Erdoğan süreci açıldı. Ecevit'in de görkemli günleri bitti.

Halkımızın gönlünde saygın yeri olan Ecevit'i aynı duygularla anıyoruz...

Sosyal medyada bu konuyla ilgili düşüncelerinizi #aydınbunukonuşuyor etiketiyle paylaşın, yayınlayalım!