71 yaşında olmasına rağmen torunu yaşında bir kızla evlendiği için kızlarının hakkında vesayet davası açtığı Halis Toprak, TV"de evliliğini savundu. Dün gece Fox TV"ni haber bültenine çıkan Halis Ağa, “Benim evliliğimin Hüseyin Üzmez"le hiçbir alakası yok. Ben devletin kanunlarına riayet ederek, Allah"ın emriyle 18 yaşındaki bir hanımefendiyi aldım” dedi.

Anne ve babası onay verdi...

Eşinin 13 Temmuz"dan sonra 18"e girdiğini belirten Halis Toprak, şunları söyledi:

“Buna istinaden belediyeye müracat ettik. Bizim resmi nikahımızı kıyın dedik. Bize "hanımefendi 18 yaşın içindedir. 18 yaşını bitirmesi lazım"dediler. Bunun üzerine babasından, annesinden resmi vekalet alındı. Belediyeye gönderildi. Ben Kuşadası"ndaydım. Belediye "Tamamdır"dedi ve nikahımızı kıydılar. İki gün sonra yaşı küçük, konuları çıkınca annesi ve babası Kuşadası"na geldi, imza aldık. Nikahta bizim çocuklardan kimse yoktu. Benim şahidim Kuşadası"ndaki evin müdürü Necdet Bey oldu. Nazlıcan Hanım"ın şahidi de dayısı oldu.”

Niye 54 yaş küçük kız aldım?

Nazlıcan Hanım"dan şimdi çocuk istemediğini belirten Halis Ağa sözlerine şöyle devam etti:

“O da çocuk istemiyor. Nazlıcan"ı ilk gördüğümde tahminen 25-30 yaşında dedim. Bizim otelde servis görevlisiydi. "Neden evlendim?"derseniz: Benim yaşım 71. Yaşlandım, yataktan kalkamıyorum. Bana bakım lazım. 71 yaşında bir hanım alsam o mu bana bakacak, ben mi ona bakacağım. Ben dost tutsaydım, nikah yapmadan yaşasaydım kimse, medya böyle yazmazdı. Küçük yaşta hanım almamın sebebi biraz daha güçlü olsun da bana baksın diye. Eğer o beni alıyorsa ben neden onu almayayım? Biz şükür Müslümanız. Peygamberimizle evlendiği zaman Hz. Ayşe 16 yaşındaydı. Ben niçin 18 yaşında olanı almayayım? Benim akli dengem yerinde. Yerinde olmasa bu ülkede 23 tesisim var. 4 milyon metrekare üzerinde inşaatım var. Kendine çok güvenen beğenen birisi, bunların penceresini bile yapamaz. 6 bölgede Toprak sanayisi var.”

Nazlıcan Hanım yoksul biri...

Yeni eşinin yoksul olduğunu bildiğini söyleyen Halis Ağa, sözlerini şöyle noktaladı: “Nazlıcan Hanım"ın ailesinin imkanlarının az olduğunu biliyorum. Babası Antalya"da huzurevinde kalıyor. Takdiri ilahi. Ticarette insanın başına herşey gelir. Düşmez kalkmaz bir Allah. Huzurevinde olmak ayıp birşey değil. Zaten imkanı iyi olan birisini ben almazdım. Ben öyle bir insan alayım ki, ben ona yardım edebileyim. O da bana yardım etsin. Benim maddi imkanım iyi. Bizim otelde arkadaşlar araya girdi. Hem annesi hem kendisi beni gördü. "Olur"dediler. Kayınvalidem de çok hanımefendi birisi. Bir kere görüştük tanıştık hepsi o. Aramızdaki aşk ilişkisi felan değil. Reşit olmuş bir kızın bir an önce evlenmesinde fayda var. Bizim Doğu ve Güneydoğu da çok daha küçük yaşta evleniyorlar. Nazlıcan benim hanımımdır onun kötü olmasını ister miyim hiç. Okutacağım onu. Ona bir hoca tutacağım evde okuyacak. Üniversiteye gitmeyecek. Benim çocuklarım iyidir. 18 yaşındaki hanımla evlendim diye şimdi kızgın olabilirler ama sonra bunun geçeceğine inanıyorum. Nazlıcan Hanım"la evlilik sözleşmesi yapmadık. Evlilikte güven herşeyin başında gelir.”
Vatan