Haftaya BAKIŞ

Abone Ol

Geçtiğimiz haftanın en önemli spor haberi ,17 yaşında bir Türk gencinin Romanya nın başkenti Bükreş yakınlarında ki Otopeni de düzenlenen dünya Gençler yüzme şampiyonasında Dünya şampiyonu olmasıydı.
Yüzmeye 8-9 yaşlarında annesinin ısrarıyla başlayan Kuzey Tunçelli ,günde üç antreman yaparak 17 yaşında 10 Türkiye rekorunu elinde bulunduruyor ve Romanya da 800 metre serbest yüzme de Dünya Şampiyonu olarak istiklal marşımızı çaldırarak bizleri gururlandırıyordu.
Çok tuhaftır basında birkaç haber dışında sözedilmedi.

Spor ,sadece futbol değildir ama az gelişmiş ülkelerde olduğu gibi ülkemizde de en çok ilgi çeken ve gündemde olan spor futboldur.Bunun sebebi basit ve herkesin kolaylıkla yapabileceği ,sosyalleşebileceği,kendini bir takım taraftarı olarak önemli hissedebileceği ,antrenörden fazla yorum yapabileceği bir spor olduğu için diye düşünüyorum.

Oysaki enaz futbol kadar konuşulmayı,takdir edilmeyi hakeden bir çok spor branşı ve başarılı sporcuları var.
Kuzey Tunçelli yi tebrik ediyor ve başarılarından dolayı gurur duyuyorum.Tam da Gazi Mustafa Kemal Atatürk ün tarif ettiği sporcu tarifine uyuyor.
Hafta içi ,sevgili Ali Rıza Yiğiter ikincisini çıkardıkları kültür edebiyat dergisi Pinhan ı getirip armağan etti.Okan Aksoy un genel yayın yönetmenliğini yaptığı dergiyi büyük bir keyifle okudum,çok beğendim .Önsözünde ;Kalbi susanların sesi olsun istedik demişler ,çok etkiyeci.2.sayısı çıkan ,Aydın da basılan bu dergiyi çıkaran ,katkı sunanların emeklerine sağlık.
Pinhan dergisindeki yazısında sevgili Ali Rıza Yiğiter ,bisiklet sevdalısı biri olarak yazısına ;Bazı araçlar yalnızca bir yerden bir yere taşımaz;insanı içine ,geçmişine ,hayaline götürür diyerek başlamış.

Dünyaca takip edilen Fransanın en büyük spor etkinliği Tour de France ,1903 yılında Emile Zola nın Fransız ordusundaki adaletsizlikleri ifşa ettiği ‘İtham ediyorum’ adlı yazısından sonra gelişen olaylar sonucu ortaya çıktığını keyifle öğreniyoruz .Emeklerinize sağlık.Edebiyat ,sanat ve kültür bir toplumun temel taşları olmalıdır.

Futbolda oyun kurallarını ve değişiklikleri, IFAB (Uluslararası Futbol Birliği Kurulu )tarafından her yıl Şubat ve Mart aylarında yapılan yıllık genel kurulda alınan kararlarla yapılır ve ulusal federasyonlar takip eden sezonda liglerinde uygularlar.
Bu kurulun bu sene aldığı en önemli değişiklik kararı,kalecilerintopa hakim olduktan sonra 8 saniye içinde topu tekrar oyuna sokmaları gerektiği ,eğer sokmazlarsa rakip takım lehine köşe atışı verileceğiydi.Oyunu hızlandırmak adına alınan bu karar sanırım beklenen etkiyi göstermeyeceği gibi karışıklıklara ve tartışmalara neden olacak.

Daha ligin üçüncü haftasında oynanan Fenerbahçe –Kocaeli müsabakasında ,Kocaelispor kalecisi topa hakim olduktan sonra 16 saniye elinde tutmuş sonra oyuna sokmuş,hakem de devam ettirmiştir.Bundan sonraki müsabakalarda hakem kuralı uygulamaya kalkarsa büyük tartışmalara sebep olacaktır.Yoruma açık bu kural değişikliğinin futbol daki oyunu hızlandırmayı bırakın daha da tartışmalara yolaçacağı,televizyondaki futbol yorumcularına malzeme vermekten başka işe yaramayacağı görülüyor.

Süper ligin üçüncü haftasında Galatasaray kayıpsız devam ederken ,Fenerbahçe ligdeki ilk galibiyetini alıp ,ilk maçta Türkiye de berabere kaldığı Benfica ile şampiyonlar ligi guruplarına kalma maçına gözünü çevirdi.Çok zor bir rövanş olacağını düşünüyorum,ama Fenerbahçe nin başarması halinde ülke futboluna çok büyük bir katkısı olacaktır.

Ağustos ayı SMA hastalığı farkındalık ayıdır.Renkleri de mordur.Türkiye SMA vakfı merkezi Eskişehirde dir.Yönetim kurulu başkan yardımcısı Ece Soyer Demir in Ağustos farkındalık ayı etkinlikleri dolayısıyla gönderdikleri mor kurdeleleri tüm sağlık personelimizle birlikte keyifle yakamıza takıp sosyal medya hesaplarımızdan paylaştık.Yerlerinde ziyaret ettiğim ve tanıştığımız Ece Demir Soyer in kendi çocuğu ve tüm SMA lı çocukların ,tüm tedavi yöntemlerine erişebilir olması için mücadelesini hayranlık ve takdirle takip ediyorum.Evlilik öncesi tüm çiftlerin SMA testi yaptırmaları ,genetik geçişli ve kalıtsal bu hastalığın ileriki nesillere aktarılmasının önlenmesinde çok önem arz etmektedir.Ücretsiz yapılan bu testlerin evlilik öncesi yapılması, hem ailelerin ebeveynlerinin bu kalıtsal hastalığa yakalanmasını önleyecek hem de çok pahalı tedavi yöntemleri için uğraşmalarını önleyecektir.

Sorgulayan ,unutmayan ,çözüm arayan,hesap sorabilen bireyler olarak yaşayacağımız bir Türkiye özlemimizin gerçekleşmesi dileğiyle ,iyi haftalar diliyorum.

{ "vars": { "account": "UA-18838004-1" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } }