MİT Müsteşarı Hakan Fidan, eski Müsteşar Emre Taner ve Müsteşar Yardımcısı Afet Güneş’in ifadeye çağrılmasına neden olan soruşturma dosyasının detaylarına VATAN ulaştı. İstanbul Özel Yetkili Cumhuriyet Savcısı Sadrettin Sarıkaya’nın MİT yöneticilerine, “KCK’nın kuruluşu ve gelişiminde ne gibi bir rol oynadınız ve Öcalan’ın kuryeliğini yaptınız mı ve Habur’u siz mi planladınız?” diye soracağı öğrenildi.

Deliller 13 Ocak’ta ele geçti

KCK soruşturmasına yön değiştirten delillerin, 13 Ocak’ta Diyarbakır’da yapılan baskınlarda ortaya çıktığı öğrenildi. 13 kişinin tutuklandığı operasyonlarda, 39 yerde arama yapılırken, soruşmanın seyrini değiştirecek deliller savcının eline geçti. BDP Diyarbakır İl Başkanlığı’nda yapılan aramalarda, MİT heyeti il terör örgütü yöneticileri arasında yapılan toplantılara ait 12 ses kaydı ve Öcalan tarafından KCK Yürütme Konseyi Başkanlığı’na yazılan 6’sı el yazısı, 19 ayrı doküman bulundu. Ele geçirilen belgelere göre MİT yöneticilerini ifadeye çağıran savcının, KCK ile ilgili onlarca soru hazırladığı öğrenildi. İşte o sorulardan bazıları:

Birbirinden ilginç sorular

- “KCK MİT gözetiminde mi kuruldu? MİT, KCK’nın yöneltilmesinde ne gibi bir oynadı?”

- “MİT’in doğrudan temaslarında ve örgüt içindeki ajanları aracılığıyla elde ettiği saldırı ve eylem talimatlarının engellenmesine yönelik harekete geçmediği doğru mu?”

- “MİT Öcalan ile örgüt arasında kuryelik yaptı mı? Öcalan’ın mektuplarını örgüte ulaştırdı mı?”

- “Diyarbakır’daki baskında ele geçirirlen Abdullah Öcalan’ın el yazısıyla yazılmış 6 Temmuz 2011 tarihli mektubu, KCK Önderlik Komitesi’ne ulaştırdınız mı?”

- “Öcalan’ın el yazısı ile yazılan mektupta ‘10 Temmuz 2011’de heyet sizinle görüşecek” sözleri yer alıyor. Bu görüşme gerçekleşti mi?”

- “14 Temmuz 2011’de DTK tarafından sözde demokratik özerklik ilan edilmiştir. Demokratik özerkliğin ilan edilmesinde katkınız nedir?”

- “Gizli Tanık Bahar ifadesinde de ‘Habur olayını organize edenlerle Öcalan’la görüşenler aynı kişilerdir ve Habur Hükümete karşı bir operasyon gibi planlanmıştır” demiştir. Habur’u MİT mi organize etti?”

Öcalan’dan el yazılı mektup

Abdullah Öcalan’ın 6 Temmuz 2011 tarihli ‘KCK Yürütme Konseyi Başkanlığına’ başlıklı el yazısı mektup, Diyarbakır’daki aramalarda ele geçirildi. MİT heyeti tarafından örgütün Avrupa kadrolarına ulaştırıldığı öne sürülen mektupta, Öcalan’ın birçok defa MİT heyetiyle görüştüğü ve mektup trafiğini açıkladığı ortaya çıktı.

MİT’ten Öcalan’a: Sessizce oku

Ele geçerilen ses kaytılarında, MİT heyetinin örgüt tarafından hazırlanan mektubu Abdullah Öcalan’a verdikleri ve hiç ses çıkarmadan 1.5 saat boyunca okumasını bekledikleri anlaşılıyor. Öcalan’ın mektubu okumasının ardından cevabını mektubun arkasına 45 dakika boyunca yazdığı belirtiliyor. Heyetin Öcalan’dan kısa yazmasını istedikleri de anlaşılıyor.

Afet Güneş’ten ‘Hukuksuz’ itirafı

Ses kayıtlarında Afet Güneş, mektup trafiğinin hukuksuz olduğunu da itiraf ediyor. Devletin bu durumun daha nereye kadar gideceğini sorgulayacağını söyleyen Güneş, bu sebeple bu mektuplardan sonuç alınmasının önemli olduğunu söylüyor.

Öcalan: KCK alternatif devlet

MİT heyetince KCK Konseyi’ne ulaştırıldığı öne sürülen Öcalan’a ait el yazması mektupta, KCK’nın alternatif devlet kurma girişimi olduğu belirtiliyor. Mektupta Öcalan, KKC’yı şöyle tanımlıyor: “KCK’nın her düzeyde kendini yaşatmak için eğitmesi, lojistiklendirmesi, irtibatlandırması, örgütlendirmesi, demokratik ulus çözümünü pratikleştirmesi için kaçınılmazıdır.”

Oslo Toplantısı (12-13 Mayıs 2011)

Türkiye ve PKK temsilcileri arasında yapılan görüşmelerde mutabakata varılan hususlar şöyle:

1. Taraflar, süregelen Oslo ve İmralı süreci bağlamında Kürt sorununun çözümü konusundaki kararlılıklarını koruduklarını bir kez daha belirtmişlerdir.

2. Taraflar, bugüne kadar Oslo ve İmralı süreçlerinde vurgulanan Kürt sorununun kalıcı çözümüne yönelik temasların sürdürülmesi ve yürütülecek çalışmaların Anayasal ve yasal çerçevede sonuçlandırılmasının esas alınmasının gerekliliği konusunda varılan mutabakatları teyit ederler.

3. Taraflar, 10 Mayıs 2011’de İmralı’da yapılan görüşmede Sayın Öcalan tarafından sunulan, Türkiye’de Temel Toplumsal Sorunların Demokratik Çözüm İlkeleri Taslağı, Türkiye’de Devlet ve Toplum İlişkilerinde Adil Barış İlkeleri Taslağı ve Kürt Sorununun Demokratik Çözüm ve Adil Barışı İçin Eylem Planı Öneri Taslağı adı altındaki taslaklar konusunda, en geç Haziran’ın ilk haftasına kadar görüş ve önerilerini sunarlar.

4. Taraflar, aynı süre içinde yukarıda adı geçen taslaklarda zikredilen Anayasa Konseyi, Barış Konseyi, Hakikat ve Adalet Komisyonu için isim düzeyinde çalışma yaparlar ve netleştirdikleri isim önerilerini sunarlar.

5. Türk tarafı, seçimlerden sonra en kısa zamanda örgütü temsilen iki kişinin Sayın Öcalan’ı ziyaret etmesi, konsey ve komisyonlar kurulduktan sonra, birer alt komisyonlarının da Sayın Öcalan’la ilişkilendirilmesini taahhüt eder.

6. Kürt halkının siyasi ve legal temsilcileri, basın yayın organları ve çalışanlarına yönelik uygulanan baskı, tutuklama ve çalışmalarını engelleme vb. yönelimlere son verilmesi ve KCK adı altında gerçekleşen siyasi operasyonlarda tutuklananların serbest bırakılması sürecin yumuşatılması ve çözüm yönünde ilerlemesi için önemli bir adım olacaktır. Bu çerçevede Türk tarafı ilk adım olarak Nevruz ve sonrasında tutuklanan Kürt siyasetçileri bırakmayı taahhüt eder.

7. Taraflar, seçimlerin güvenli bir ortamda geçmesi ve ortamın normalleşmesi için, en üst düzeyde çağrı yapacaklar.

8. Kürt sorununun nihai çözümünün, ancak çatışmasızlık zemininde gerçekleşebileceğinden hareketle tüm askeri, siyasi ve diplomatik operasyonların ve eylemlerin durdurulması ve uygun tedbirlerin karşılıklı geliştirilmesi esastır. Bu çerçevede taraflar, 15 Hazirana 2011’e kadar her türlü operasyon ve askeri eylemlerini durdururlar.

FİDAN OSLO’DA NE DEMİŞTİ?

‘Başbakan’ın temsilcisiyim’

Çok tartışılan Oslo görüşmesinde, dönemin MİT Müsteşar Yardımcısı Hakan Fidan, Müsteşar yardımcısı Afet Güneş, PKK yöneticisi Mustafa Karasu ve Sabri Ok’la biraraya gelmiş ve internete düşen kayıtlarda şu ifadeleri söylediği duyulmuştu: “Bu ekibin yeni üyesiyim. Afet Hanımın da dediği gibi yaklaşık bir ay önce İmralı da Sayın Öcalan’la bir araya geldik. İsmim Hakan Fidan. Müsteşar yardımcısıyım ama sayın başbakanımızın özel temsilcisiyim. Şu an özellikle Türkiye’nin Ortadoğu’da taraf olduğu krizlerde arabuluculuk görevlerinde ekip varsa ekibin içinde şahıs varsa şahıs olarak görev aldım. Bu konuda arkadaşlarımızın uzun zamandır sizinle beraber devam ettirdikleri çalışmalar gerçekten her türlü takdirin ötesindedir. Ama bir noktadan sonra verilen raporlar çerçevesinde olayın teknik görünen bir çalışmadan öte daha siyasi içerikli daha farklı bir boyuta taşınması ihtiyacı hasıl olunca sayın başbakanımız bu konuda beni görevlendirdi.

Erdoğan: Ben gönderdim

Başbakan Erdoğan, Oslo’daki görüşme sorulduğunda şu cevabı vermişti: “Emre Bey’i de, Hakan Bey’i de gönül rahatlığı içerisinde İmralı’ya gönderdik. Hükümet olarak İmralı ile görüşmeyiz. Ama devlet üzerine düşeni yapar. Sızma nasıl olmuş onu araştırıyoruz. Ama hatası da olsa Hakan Bey’i böyle nedenlerle harcamayız. Biz kolay kolay adam yemeyiz. Bu sızdıranların içlerindeki art niyeti ortaya koydu. Bu kimseye bir şey kazandırmaz.”

vatan