Ergenekon davası sanığı Mehmet Haberal"ın tedavi gördüğü hastanedeki odasındaki baskının soruşturmayı yürüten savcılık tarafından değil Adalet Bakanlığı Müfettişleri tarafından yapıldığı ortaya çıktı.

Ergenekon davası sanığı eski Başkent Üniversitesi rektörü Prof. Dr. Mehmet Haberal"ın tedavi gördüğü hastanedeki odasında polis tarafından önceki akşam saat 19.30 sıralarında başlayan aramalar dün sabah sona erdi. Terörle Mücadele Şubesi ekipleri İstanbul Üniversitesi Kardiyoloji Enstitüsü"nde Haberal"ın odasında, arabasında, hastanenin bilgi işlem merkezinde ve doktorların kullandığı odada arama yaptı. Aramalarda hastanenin ziyaretçi defteri, kamera kayıtları, bilgisayar harddiskleri ve personel kayıt defterlerinin kopyaları alındı.

Müfettişler de katıldı

Aramanın hastanede gerekli güvenlik şartlarının sağlanmadığı gerekçesi ile Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı hakkında Adalet Bakanlığı Müfettişlerince yürütülen soruşturma kapsamında yapıldığı öğrenildi. Müfettişlerin arama kararını Hakim ve Savcılar Yüksek Kurulu Kanunu"nun “Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulunun Başkanvekili ile asıl ve yedek üyeleri haklarında, disiplin işlemleriyle görevlerinden doğan veya görevleri sırasında işlenen suçlarından dolayı, özel kanunlarındaki hükümler uygulanır” hükmünü kapsayan 17. maddesi kapsamında aldığı kaydedildi.

'Çek çek nidaları"

Aramalar sona erdikten sonra hastaneden önce Adalet Bakanlığı müfettişleri , daha sonra polisler ayrıldı. Haberal"ın avukatı Köksal Bayraktar, “Kanuna aykırı olmasına rağmen 6 saat süren arama yapıldı. Yaklaşık 8 kamu görevlisi ile 20 sivil polis Haberal"ın odasına kameralarla ve "çek çek" nidalarıyla girdi. Haberal"ın odası, koridorlar ve stajyer doktorların odası arasında bir bağlantı olup olmadığı araştırıldı. Yüksek ölüm riski olan Haberal"ın tansiyonu yükseldi ve sağlığı tehlikeye girdi. Haberal için 2 doktor geldi. Monitöre bağlandı. Ne aradıklarını biz anlayamadık. Yanlarında kendini ben savcıyım diye tanıtan kimse yoktu” diye konuştu.

"Jandarmayı tartakladılar"


Haberal"ın avukatları yaptıkları yazılı açıklamada, “Hukuka aykırı arama-el koyma işlemleri sırasında, hastane nöbetçi jandarma timi ve bazı hastane personeli tartaklanmış ve yaşanan tüm bu olumsuz gelişmeler nedeniyle, müvekkilimizin sağlık durumu, daha da kötüleşmiştir. Haberal, sabah saat 06.00 sıralarında, Emniyet Güçleri ve Jandarma tarafından, mesai saatleri dışında düzenlenen bir baskınla, zorla Adli Tıp Kurumu"na götürülmek istenmiştir. Müvekkilimizin “yaşam hakkına” ve “hasta haklarına” kasten müdahale niteliğini taşıyan bu hukuka aykırı eylemler nedeniyle, tüm sorumlular hakkında yasal işlem başlatılacağını kamuoyunun bilgisine saygılarımızla sunuyoruz” denildi.

BASKINA TEPKİLER

"Hukuktan uzaklaşıyoruz"

CHP GENEL BAŞKANI KILIÇDAROĞLU: “Sayın Başbakanın, kendisine sorması gerekir. "Acaba yoğun bakımda yatan bir hastanın odası 6 buçuk saat aranır mı?" Doktor gözetiminde olmaksızın bir başka kişinin girmesi doğru mudur, değil midir? Böyle bir şey olmaz..." Her isteyen elini kolunu sallayarak yoğun bakıma giremez. Öyle anlaşılıyor ki hijyen şartlarına uyulmadı. Türkiye zaten bir hukuk devleti olmaktan süratle uzaklaşıyor. Bunları da artık olağan karşılamaya başladık.”

"Bu gidişle kalbini açacaklar"


MHP Grup Başkanveili Oktay Vural: “Bu gidişle savcılık herhalde "kalbini bir açıp bakalım gerçekten hastalık var mı" araştırması da yapacaktır. Sonu bunlara kadar gidebilir. Buna bir anlam verebilmiş değilim.”

Çağdaş ULUS/VATAN