İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu'na  bağlı başsavcıvekillerince hazırlanan iddianamede, başka bir soruşturma  kapsamında eski Maltepe'deki Nurettin Baransel Kışlası 2. Zırhlı Tugay  Komutanlığı Kurmay Başkanı Yarbay Fatih Karakaya'nın makam odasında yapılan  aramada ele geçirilen emir ve ekindeki belgeler konu edildi.  Ekinde, "Sıkıyönetim komutanlıkları ve sıkıyönetim mahkemeleri  görevlendirme listesi, Ankara ve İstanbul şehirleri asayiş-takviye planı ve diğer  atamalar" başlıklı gizli ibareli dokümanlar bulunan, tüm sayfaları paraflanmış  "Harekat Yıldırım ve Sıkıyönetim Direktifi" konulu emrin 2. Zırhlı Tugay  Komutanlığı'na gönderildiği belirtilen iddianamede, emir ekindeki atamalar  listesinde 2. Zırhlı Tugay Komutanlığı, Kulesi Askeri Lisesi Komutanlığı, Yalova  Hava Meydan Komutanlığı ve Hava Harp Okulu Komutanlığı'nda görevli bazı  personellerin isimlerinin yer aldığı aktarıldı.

İddianamede, bu listelere göre, eski Hava Harp Okulu Komutanı  Tümgeneral Fethi Alpay'ın İstanbul Valisi, eski Hava Harp Okulu Dekanı Kurmay  Albay Ahmet Gümüş'ün İş Bankası Genel Müdürü, eski Hava Harp Okulu Öğrenci Alay  Komutanı Hüseyin Ergezen'in TRT İstanbul Müdürü, eski 2. Zırhlı Tugay Komutanı  Tuğgeneral Özkan Aydoğdu'nun İstanbul Sıkıyönetim Komutan Yardımcısı, eski Kuleli  Askeri Lisesi Okul Komutanı Kurmay Albay Muammer Aygar'ın Genelkurmay 2. İstihbarat Analiz ve Değerlendirme Daire Başkanı olarak atandıklarının  anlaşıldığı ifade edildi.

PARTİGÖÇ'ÜN MAKAM ODASINDA BULUNAN EVRAKLARA BİLİRKİŞİ  İNCELEMESİ 

Sözde "Yurtta Sulh Konseyi" bildirisinde imzası bulunan eski  Genelkurmay Personel Plan ve Yönetim Daire Başkanı Tuğgeneral Mehmet Partigöç'ün  makam odasında bulunan evraklar ile eski Genelkurmay Başkanlığı General-Amiral  Şube Müdürü Albay Cemil Turhan'ın ofisinden çıkan evrakların, 15 Temmuz 2016'dan  sonra talep üzerine Genelkurmay İstihbarat Başkanlığı'nca Ankara Cumhuriyet  Başsavcılığı'na gönderildiği anlatılan iddianamede, bu evraklarla ilgili Ankara  Cumhuriyet Başsavcılığı Anayasal Düzene  Karşı İşlenen Suçlar Bürosu tarafından  görevlendirilen 3 uzman bilirkişinin inceleme yaptığı kaydedildi.

İddianamede yer verilen ve bilirkişi heyetince düzenlenen 21 Şubat  2017 tarihli, "Sıkıyönetim direktifine ilişkin tespitler" adlı raporda, darbe  girişimi ve örgütün Türk Silahlı Kuvvetleri'ndeki (TSK) hiyerarşisiyle ilgili  dikkati çekici açıklamalar ilk kez gün yüzüne çıktı.  

DARBE YAPMAK MAKSADIYLA HAZIRLANDI 

 Sıkıyönetim mesajının, FETÖ/PDY tarafından "anayasal düzeni ortadan  kaldırmak" maksadıyla hazırlandığı belirtilen bilirkişi raporunda, mesajda  anayasal düzeni yok etmeyi öngören ifadelerin yer aldığı ve metnin tam manasıyla  darbe yapmak maksadıyla hazırlandığı vurgulandı. Darbe mesajında imzası olanların ve atama listelerinde görev  verilenlerin birçoğunun daha önceden FETÖ/PDY mensupları olduklarına dair  Genelkurmay Başkanlığı'na ismi verilen şahıslar olduğu belirtilen raporda, şu  ifadeler yer buldu:  "Mesajda, darbenin fiilen bas?layacag?ı saat haricinde, darbeye  iştirak edenlere yönelik olarak kimin nerede, ne yapacağına dair herhangi bir  talimat yer almamaktadır. Buna rağmen planlanandan beş saat önce başlatılan  darbeye iştirak edenler, organize biçimde örgüt tarafından görevlendirildikleri  yerlere gitmiş ve kendilerine tevdi edilen vazifeleri yapmaya çalışmışlardır.  Bu kapsamda darbe planının çok önceden detaylı olarak hazırlandığı ve örgüt  elemanlarına görevlerinin önceden tebliğ edildiği anlaşlmaktadır. Bu da söz  konusu planın, kısa sürede hazırlanabilecek bir plan olmadığını, asgari birkaç  hafta önceden hazırlık yapılarak ve örgüt içerisinde detaylı olarak koordine  edilmeyi müteakip son şekli verilerek kaleme alındığını göstermektedir."

  DARBE ATAMALARI ÖRGÜTÜN EN ÜST DÜZEYDEKİ SİVİL VE ASKERİ MENSUPLARINCA HAZIRLANDI 

Birbirinden habersiz hücreler s?eklinde yapılanan FETÖ'nün, gizliliğe  azami özen gösterdiği ve örgüt içinde yer alan bir kişinin ancak çok sınırlı  sayıda örgüt mensubunu tanıyabildiği hususlarının göz önüne alınması gerektiği  bildirilen raporda, "Bu darbe planının eklerinde yer alan atamaların, örgütün en  üst düzeydeki sivil ve askeri mensuplarınca ortaklas?a hazırlanabileceg?i  deg?erlendirilmis?tir. Örgüt içerisinde yer alan her iki veya üç asker kis?inin  sivil bir imam veya abi sorumlulug?unda faaliyet gösterdig?i dikkate  alındıg?ında, yüzlerce örgüt mensubunun mesleki ihtisas ve tecrübeleri de göz  önüne alınarak görevlendirilmesi, örgütün en üst düzey üyelerinin koordinesi  olmadan mümkün görülmemektedir." denildi.   Hain darbe tes?ebbüsünü planlayanlar tarafından hazırlanan  "Sıkıyönetim Direktifi" isimli mesajın 15 Temmuz 2016'da, saat 22.15'de çekildiği  ve sözde darbe emrinde fiilen bas?lama zamanının, "16 Temmuz 2016 saat 03.00"  olarak yer aldığı bilgisi verilen raporda, "Mesajın çekildig?i saatle fiilen  bas?lama zamanı arasında yaklas?ık bes? saatlik bir fark olmasına rag?men, 'TSK  16 Temmuz 2016 saat 03.00 itibarıyla yönetime el koymus?tur.' s?eklinde ifade  kullanılmıs?tır. Bu itibarla önceden darbe planının yapıldıg?ı, mesajının  hazırlandıg?ı ve fiili olarak bas?lama zamanının 16 Temmuz 2016 saat 03.00 olarak  kararlas?tırıldıg?ı, ancak bilinmeyen bir nedenle darbenin bas?lama saatinin  geriye çekildig?i deg?erlendirilmektedir." ifadesi yer buldu.

  

    - "Darbeyi idare edecek kişinin ismi, sivil olduğu için mi yazılmadı?"

  

    Mesajın sonundaki imza bölümünde herhangi bir ismin zikredilmediği ve  sadece "Yurtta Sulh Konseyi Bas?kanı" ibaresinin yer bulduğu belirtilen raporda,  şunlar kaydedildi:

  

    "Bu ibare olus?turulmus? bir komite/konseyde, en yetkili olan tek bir  s?ahsa is?aret etmektedir. TSK'da mesajların imza blokunda, sadece unvan veya  makamın yazılması ismin zikredilmemesi gibi bir uygulama bulunmamaktadır. Bu  hususun, darbeyi planlayanların konsey bas?kanı olarak darbeyi idare edecek  kis?inin kim olacag?ına son ana kadar karar verememesinden veya konsey  bas?kanının sivil bir s?ahıs olması nedeniyle askeri bir mesajda adının  yazılmasının uygun görülmemesinden kaynaklandıg?ı düs?ünülmektedir."

  

    Bilirkişi raporunda, atama planlamasının bir iki gün içinde  hazırlanamayacak kadar kapsamlı, önemli görevleri içerdig?i, muhtemelen kalkıs?ma  öncesi aylarda veya haftalarda olus?turuldug?u ve bazı sivil görevlere atama  yapılmıs? olması nedeniyle örgütün en üst düzey sivil elemanlarıyla da koordine  edildig?inin anlas?ıldığı belirtilerek, bazı bakanlıklara veya genel müdürlükler  ile kamu bankalarına atama yapılırken, bazılarına atama yapılmaması örnek  gösterildi.

  

 

    - "Liste sivil ve askeri üst düzey elemanlar arasında koordine  edilerek olus?turuldu"

  

    Özellikle kritik addedilebilecek askeri ve sivil görevlere farklı  kuvvetlerden ve farklı rütbelerden personelin atandıg?ı, bu atanan personelin  tamamının FETÖ/PDY ile iltisak ve irtibatının bulundug?unun görüldüğü vurgulanan  raporda, "Bu atamaların, örgüt içerisindeki güvenilirlikleri ve konumları gibi  mülahazalar dikkate alınarak yapıldıg?ı anlas?ılmaktadır. Bu kadar üst düzeyde  örgüt elemanının hakkındaki bilgiye bir veya iki kis?inin hakim olması mümkün  görülmemektedir. Bu da bu listenin hazırlandıg?ına zaman olarak, önceden  bas?landıg?ı, örgütün sivil ve askeri üst düzey elemanları arasında koordine  edilerek olus?turuldug?u sonucunu ortaya çıkarmaktadır." değerlendirmesi yapıldı.

  

    Raporda, farklı eklerde yer alan general atamaları ile askeri  hakimlerin atamalarında önemli ve kritik bir görev olan Genelkurmay Adli  Müs?avirlig?i'ne iki farklı kis?inin atandıg?ının görüldüğüne (Tug?general  Hayrettin Kaldırımcı ve Albay Muharrem Köse) dikkati çekilerek, "Bu durum, sözde  atama listelerinin birbirinden farklı örgüt hücreleri tarafından yeterince  koordine edilmeden hazırlanarak darbeyi planlayan Yurtta Sulh Konseyi'ne mensup  üst düzey sivil ve askeri örgüt üyelerine verildig?ini göstermektedir." denildi.

  

    - "Turhan ve Partigöç, örgüt hiyerarşisinde üst düzeyde"

  

    Atama listesine göre, resmi görevleri ve rütbeleri itibarıyla daha  düs?ük pozisyonda olan ancak sahte atamalar neticesinde üst düzey askeri ve sivil  görevlere getirilen personelin de mevcut olduğu belirtilen raporda, TSK'da bir  mesaj çekildig?inde, usul olarak mesaj emrini veren kis?i tarafından imzalanması  gerekirken, "mesajı hazırlayan" hanesinde Cemil Turhan ve "çekilmesine müsaade  eden" hanesinde ise Mehmet Partigöç isminin yer aldığı aktarıldı.

  

    Atama listelerinin yayımlandıg?ı darbe mesajını hazırlayan ve müsaade  eden bölümünü imzalayan personelin her ikisinin de 15 Temmuz 2016'da atamalardan  sorumlu birimde görev yaptığı belirtilen raporda, söz konusu iki personelin, bu  listelerin hazırlanmasında görev aldıkları ve örgüt içerisindeki  hiyerars?ilerinin üst düzeyde oldug?unun düs?ünüldüğüne işaret edildi.

  

    - Listedeki 229 generalden 34'ü görevine devam ediyor

  

  

    Darbe tes?ebbüsüne kalkıs?anlar ve darbe emrinin ekindeki atamalara  bakıldıg?ında, üst düzey kritik görevlere getirilenler, mevcut bulundukları  görevlere devam edenler ve bulundukları görevlerden alınanlar oldug?unun tespit  edildiği belirtilen raporda, "FETÖ/PDY mensuplarınca 15 Temmuz 2016'da yayınlanan  sıkıyönetim direktifinde yer alan atama listesinde; Jandarma hariç TSK'da görevli  326 general ve amiralden 94'ünün Genelkurmay Bas?kanlıg?ı ya da mensubu  bulundug?u kuvvet komutanlıkları emrine alındıg?ı, 167 generalin görevine devam  ettig?i,? 61 generalin üst görevlere atandıg?ı,? 3 generale ise herhangi bir  atama planlaması yapılmadıg?ı görülmektedir.?" ifadesi kullanıldı.

  

    Görevine devam edecek 229 generalden 148'inin ihraç edildiği, 14'ünün  istifa ettiği, 31'inin de 2016 YAS? kararı ile kadrosuzluk nedeniyle emekliye  sevk edildiği ve ikisinin 2017 Ocak ayında kendi istekleriyle emekli olduğu  bilgisi verilen raporda, 5'inin Sag?lık Bakanlıg?ı (GATA devri kapsamında),  29'unun ise halen TSK bünyesinde görevine devam ettiği anlatıldı.

  

    Sahte atama listesinde örgütün darbe maksadıyla kritik ve önemli  gördüg?ü tüm askeri ve sivil görevlere kendi mensuplarını atadıg?ı ya da görevine  devam etmesini istedig?inin düs?ünüldüğü vurgulanan raporda, "Üst görevlere  atanan bir iki istisna dıs?ında tamamının, isimlerinin kars?ısında 'devam'  yazanların ise önemli birçog?unlug?unun FETÖ/PDY üyesi oldukları ve darbeye  fiilen is?tirak ettikleri veya destekledikleri görülmektedir." denildi.

  

    - Örgütteki sivil otoritenin özellikle yaptığı kıdemsiz atamalar

  

    Bazı personelin TSK içerisindeki hiyerars?i ile bag?das?mayacak  s?ekilde yas?ı, tecrübesi ve mevcut rütbesi ile son derece uyumsuz çok üst düzey  sivil ve askeri görevlere atandıg?ının tespit edildiğine dikkati çekilen raporda,  "Korgeneral es?iti kabul edilen bakanlık müstes?arlıklarına atanan  yarbay-albaylar veya orgeneral kadrolarına atanan tug?generaller mevcuttur. Bu  durum, TSK'nin resmi hiyerars?isi ile örgütün hiyerars?isinin farklı oldug?unu ve  söz konusu personelin, örgütün sivil otoriteleri tarafından özellikle  seçildig?ini düs?ündürmektedir. Ayrıca bu hususun neden daha üst rütbeli personel  mevcutken darbe emrinin tug?general rütbesinde bir personel tarafından  imzalanmıs? olmasını izah ettig?i deg?erlendirilmektedir." ifadesi yer buldu.

  

    General atama listesinde ismi yer alan albaylara dikkat edilmesi  gerektiğine vurgu yapılan raporda, örgütün kritik olarak öngördüg?ü, 15 Temmuz  öncesi general kadrosunda olan bazı yerlere de kendi mensubu albayları  görevlendirdig?i, bu albayların da örgütün güvendig?i ve ög?rencilik yıllarından  beri örgüt içerisinde yer alan elemanlar oldug?unun düs?ünüldüğüne işaret edildi.

  

    - "Suriye sınırında görevli birliklerin albay kadrolarına özel önem  atfedildi"

  

  

    "Özellikle Kara Kuvvetleri Komutanlıg?ı listesinde bu s?ekilde atanan  15 albay mevcuttur. Bu albaylardan 13'ünün ataması 15 Temmuz öncesi general  kadrosudur. I?kisi ise 15 Temmuz öncesi de albay kadrosu olan yerlerdir. Bu  yerlerin Osmaniye ve S?anlıurfa'da bulunan Tugay Komutanlığı Yardımcılıg?ı  atamalarıdır. Örgüt elemanlarının Suriye sınırında görevli birliklere ait albay  kadrolarına da özel önem atfettig?i görülmektedir." değerlendirmesi yapılan  raporda, atama listelerine göre, darbeyi planlayanların örgüte sempati duydug?unu  veya darbe kars?ısında yer almayacag?ını düs?ündükleri kis?ilere de görev  verdiklerinin deg?erlendirildiği kaydedildi.

  

    Raporda, 15 Temmuz öncesi bulundukları görevlerden alınmayarak,  isimlerinin kars?ılarında "devam" yazan general ve amirallerden büyük bir  çog?unlug?u hakkında, "darbeye fiilen is?tirak ettikleri veya darbe giris?imi  esnasında görevlerini ihmal ederek darbeye dolaylı yardım ettikleri" s?üphesiyle  adli is?lem bas?latıldığı hatırlatıldı.

  

    - "Görevlendirmeden önce bütün general ve amirallerin tutumlarını  incelediler"

  

    Atama listesinde genel olarak, görevden alınanların veya bir bas?ka  göreve atananların yerine örgüt tarafından kendi elemanlarından olacak s?ekilde  atama yapıldıg?ının tespit edildiği vurgulanan raporda, "Darbeyi planlayanlar  tarafından kendilerine herhangi bir görev tevdi edilmeyerek emre alınmayan 94  general ve amiralin büyük bir çog?unlug?unun FETÖ mensubu olmadıg?ı, darbeye  is?tirak veya destekler mahiyette faaliyette bulunmadıg?ı tespit edilmis?tir.  Ancak bu 94 general-amiral arasında da hakkında FETÖ/PDY mensubu oldug?una dair  resmi istihbarı bilgiler bulunan, açık kaynaklarda FETÖ mensubu oldug?una dair  haberler yer alan kis?iler mevcuttur." denildi.

  

    Bilirkişi raporunda, belirtilen hususların kesin olarak açıklıg?a  kavus?turulmasının, ancak atama listesini hazırlayan kis?ilerin samimi itirafları  ile mümkün olabileceg?i belirtilerek, "Darbeyi planlayanların, atama listesini  hazırlamadan önce bütün general ve amirallerin darbe esnasında gösterecekleri  tutumu inceledikleri, deg?erlendirdikleri ve darbeye is?tirak etmeyeceg?ini  düs?ündükleri kendi mensupları ile örgüt mensubu olmadıg?ı için darbe kars?ısında  yer alacag?ını düs?ündükleri kis?ilere görev vermedikleri  deg?erlendirilmektedir." ifadesi yer aldı.