Gelişmelerden anında haberdar olmak için Google News'te Aydınpost'a abone olun

Aydınpost'a Google News'te abone olun

Saatlerce emek harcayıp yaptığımız yemek veya pasta ya da yiyecek hergangi bir şeyin üzerinde küf gördüğümüzde adeta içimiz sızlar ve ister istemez "yemeklerin küflü kısmı alınıp gerisi yenilebilir mi?" diye düşünürüz.

Yiyeceğinizin yüzeyindeki, meyvelerinizin içerisindeki noktacıklı veya gruplar halindeki küfün arkasında aslında sandığınızdan çok daha fazlası bulunuyor. Çoğu zaman besinlerin görülen ve "küf" olarak adlandırılan renkli kısımlar, buna neden olan mantarların üreme hücreleri yani sporları olarak bilinir. Küfe neden olan mantarların geri kalanı ise besinlerin içerisine doğru dallanıp saçaklanarak gider ve bunları çıplak gözle görmek çok zordur. Dolayısıyla, yiyeceklerinizin üzerinde gördüğünüz küf, buzdağının sadece görünen yüzüdür. Küflü kısmı çıkarmanız da mantarlardan tamamen kurtulmuş olduğunuz anlamına gelmez.



Konunun uzmanları küfün tüm besine yayıldığını ve bunun yenmesi durumunda zamanla vücudun bağışıklık sistemini çökerttiğini, iç organlarda ve karaciğerde tahribata yol açtığını söylüyor. Ve küfün vücut üzerindeki zararı yavaş ama öldürücü olabiliyor.

Gıdalar hazırlanırken hijyene dikkat edilmemesi, yeterince pişirilmemesi gibi yapılan dikkatsizlikler sonucu besinler vücuda yarardan çok zarar verebilir. Uzmanlar küflenen yiyeceğin ziyan olmasın diye atılmayıp sağlam kısmının kullanılmaya devam edilmesinin karaciğer hastalıklarına yol açabileceğine vurgu yapıyor. Ev hanımları genellikle salça, ekmek gibi gıdaların küflü kısmını atarak kalan tarafını kullanmayı tercih ediyor ancak küf, ekmek üzerindeki yeşil noktalarla ya da meyvedeki kadife görünümlü beneklerle sınırlı zannedilse de gıdanın en alt kısmından başlayarak yüzeye doğru gelişiyor.

Çoğu zaman küften zarar gören kısım çıkarılıp geri kalanı tüketilse de aslında tehlike büyük.

Gözle görülen kısım sadece küfün yoğun bir şekilde bulunduğu alan oluyor ama esasında küf yiyeceğimizin tamamına yayılabiliyor.

Buğday ve ürünleri başta olmak üzere tüm hububat ürünleri, pirinç, fındık, fıstık gibi besinlerde küflenmeyi başlatan mantarlar, aflatoksin adı verilen zehirli maddeyi meydana getiriyor. Bu zehir etkisini hemen göstermiyor, zamanla vücudun bağışıklık sistemini çökerterek iç organlar ve özellikle de karaciğerde tahribata sebep oluyor.

Gözle görülmeyen ancak zehirli olan besin tüketildiğinde karın ağrısı, kusma, çeşitli yerlerde ödem, karaciğer, kalp ve böbreklerde yağlanma, koma ve ölüme varan kadar ağır sonuçlar ortaya çıkabiliyor.

Bazı yiyeceklerdeki küfler zararlı değildir. Türkiye'de özellikle Doğu Anadolu bölgesinde küflü peynir lezzetli olduğu için çok tüketilmektedir. Bu lezzetleri sevenler, özel olarak üretilmiş peynirleri tüketmelidirler. Maviküflü rokfor, gorgonzola ve stilton gibi peynirler küf kullanılarak özel olarak üretilir. Bu tür peynirlerin insan sağlığı açısından zararlı etkileri bulunmamaktadır.



Küf konusunda yemekten sonra belki de en çok soru ekmekle alakalı gelmektedir. Küflenmiş ekmek, milyonlarca mantar ve benzeri canlı tarafından istila edilmiş bir beslenme alanı olarak tanımlanıyor. Bu mantarlar, ekmek üzerinde yaşama imkanı bulur ve beslenmeleri sonucunda çok zehirli atık maddeler üretebilir. Küflerin pek çoğu mikotoksin yani küf zehiri adı verilen zehirler üretirler. Bu zehirlerin yapıları ise pişme ile asla bozulmaz. Bu zehirler öyle dayanıklı bir yapıya sahiplerdir ki 360 derece sıcaklıkta bile bozulmazlar. Bu zehirler genel olarak bir defa yemekle insana ciddi zararlar vermez ancak uzun süreli ve yüksek oranda tüketildikleri zaman karaciğerde çeşitli sağlık sorunlarının oluşmasına neden olabilirler. Küflenmeye başlayan meyve ve sebzelerin de tüketilmesi çok yanlıştır.

Pek çok kişi ekmeği atmaya sıcak bakmaz. O yüzden yoğun bir şekilde küf bulunmayan ekmeklerle ilgili de bilgi vermek istedik. Yer yer beyaz ve mavi küf izleri görülen ekmeğin küf bulunan kabuğu kesildikten sonra kızartılarak tüketilmesi durumunda problem yaşanmayacağını belirten uzmanlar var. Ancak bu tavsiye, küfün daha derine inmediği varsayılarak veriliyor. Bununla birlikte üzerinde siyah lekeler oluşan ekmeklerden uzak durulması gerektiği ve bu ekmekleri yemenin tehlikeli sonuçları olabileceği konusunda ciddi uyarılar yapılıyor.