Gelişmelerden anında haberdar olmak için Google News'te Aydınpost'a abone olun

Aydınpost'a Google News'te abone olun

Orman Genel Müdürlüğü (OGM) yönetimine yeniden ormanlaştırma sürecinde yöredeki ağaçların tohumlarından gençleştirme önerdiğini belirten Tolunay, yanan alanların kızılçam ormanı olduğunu ancak genetik çeşitlilik açısından Muğla, İzmir, Antalya, Adana, Hatay’daki kızılçamların bile birbirinden farklı olduğuna dikkat çekti.

Hatta denize yakın olan ile 500-600 metre ötedeki dağlık alanda bile kızılçamların genetik özelliklerinin farklı olduğunu anlatan Tolunay, sözlerini şöyle sürdürdü:



10 YIL SONRA KURUYABİLİR

“28 Temmuz’da başlayan süreçte yaklaşık olarak 133 bin hektar orman alanı yandı, büyük çoğunluğu Muğla ve Antalya’da. Bu kadar geniş alanı hızlı şekilde ağaç dikerek ağaçlandırmaya kalktığınızda yeterli fidan yok. Yanan alanların ekolojik özelliklerine uygun olmayan tür diktiğinizde bunların 10-15 yıl sonra kuruma riski var. Kamuoyu otel yapılacak endişesiyle ağaçlandırma talep ediyor. Orman Genel Müdürlüğü de bu baskıyla acele ağaçlandırmak istiyor ama acele etmek doğru değil. Kızılçam ormanları yangına uyum sağlamıştır. Kozalakları yangından zarar görmez, yangından sonra açılır, içlerindeki tohumlar toprağa düşer ve sonbahar yağışlarıyla, Kasım ayı başı gibi çimlenmeye başlar. Kozalaklı dalların toprağa serilip tohumların düşmesinin sağlanması yeterli. Yanan ağaçların yeterli kozalağı yoksa en yakındaki ağaçlardan tohum toplanıp saçılmalıdır. Bir hektara 10-12 kilogram kızılçam tohumu yeterli gelir.

BÖCEKLER GELEBİLİR

OGM kısmen yanmış ağaçları hemen kesmemektedir. Ama tamamen yanmış kızılçam ve karaçamların kesilmesi gerekir. Çünkü yanmış ağaçlara kısa sürede kabuk böcekleri gelir ve bu böcekler aşırı miktarda üreyerek sağlıklı ormanlara da zarar verebilir. Binlerce hektar ormanda yanan ağaçların hemen kesilmesi mümkün olmadığından bu böcekler için feromon tuzakları yerleştirilmelidir. Yanmış ağaç gövdeleri reçineli oldukları için uzun yıllar çürümeden kalabilirler. Bu yanmış gövdeler ormanlardaki yanıcı madde yükünü arttırdıkları için yangın riskinin de artmasına neden olurlar. Çam ağaçlarının kabukları kalın olduğu için gövde odunu çoğunlukla yangınlardan etkilenmez. Son yangınlarda OGM tarafından 133 bin hektar alanının yandığı ve 12,1 milyon metreküp odun olduğu tahmin ediliyor. Dolayısıyla bu yanan ağaçlar liflevha sektörüne suni tahta MDF, HDF üretiminde kullanılmak üzere satılabilir. Zaten bunlar 2018 döviz krizinden beri, ithalat pahalanınca içerde ağaç kesilmesi için müthiş bir baskı oluşturdular, bunun etkisiyle kesilen ağaç miktarı da büyük ölçüde arttı. Şimdi metreküpü 200 liradan 12 milyon metreküp odun bunlara satılarak 2 milyarı aşkın gelir elde edilebilir. Bu da orman yangınlarıyla mücadele için kullanılmalıdır.”