Gelişmelerden anında haberdar olmak için Google News'te Aydınpost'a abone olun

Aydınpost'a Google News'te abone olun

Komşu ülkeler ve uluslararası aktörlerin yürütmüş oldukları hidrokarbon arama faaliyetleri, Doğu Akdeniz’de derin bir mücadeleyi de beraberinde getiriyor.

Öte yandan ülkelerin yanı sıra dünyanın en büyük enerji şirketleri bölgeye gelerek, enerji arama ve iletim projelerinde birbirleriyle yarışa girişmiş durumda.

Doğu Akdeniz’in Levant adı verilen bölgesinde yaklaşık 3,5 trilyon metreküp doğal gaz ve 1,7 milyar varil civarında petrol rezervi olduğu tahmin ediliyor.

Bu denli büyük rezerve sahip alan da ister istemez ittifak kapılarını da aralıyor. Son olarak bu kapsamda Mısır, İsrail, Yunanistan, Kıbrıs, İtalya ve Ürdün'ün oluşturduğu Doğu Akdeniz Gaz Forumu Türkiye’nin rakiplerini bir araya getirmişti. Bu hamleye karşı Türkiye ise Libya'yla vardığı deniz yetki alanları sınırlandırılması anlaşması sayesinde Yunanistan'la Kıbrıs ve Mısır arasında bir kalkan oluşturarak münhasır ekonomik bölgesinin batı sınırını oluşturmuştu.

Bölgeyle ilgili sürpriz çıkışı ise Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu yaptı. Mısır’ın Doğu Akdeniz’de petrol ve doğalgaz arama-çıkarma faaliyetleri için ilan ettiği ruhsat sahalarından 18. saha ile Türk kıta sahanlığının sınırlarını kabul ettiğine dair yorumları değerlendiren Bakan Çavuşoğlu, Türkiye ve Mısır'ın Doğu Akdeniz'de en uzun karası ve sınırları olan iki ülke olduğuna dikkati çekerek, "İlişkilerimizin seyrine göre biz de Mısır'la deniz yetki alanlarını müzakere ederek bir anlaşma imzalayabiliriz" dedi.

Bakan Çavuşoğlu'nun açıklamalarını yorumlayan enerji uzmanları ise Türkiye'nin deniz yetki alanlarını dikey hatlar üzerinden oluşturmaya çalışması ve Mısır ile bu tür bir anlaşma yapma düşüncesinde olmasının bu adımın önemli sinyallerinden biri olduğuna dikkat çekiyor.

Temel niyeti barış ve işbirliği ile bölgenin istikrarını korumak olan Türkiye'nin İsrail ve Lübnan gibi ülkelerle de benzer anlaşmalar yapabileceğini kaydeden Enerji Uzmanı Dr. Rahmi İncekara, ''Türkiye, Doğu Akdeniz’de en uzun sahil şeridine sahip ikinci ülke olan Mısır ile ikili ilişkilerini geliştirerek, bir Münhasır Ekonomik Bölge sınırlandırma anlaşması imzalamayı istemektedir. 2015 yılında Zohr sahasında bulunan 850 milyar metreküplük doğalgaz rezervi, yıllık 30 milyar metreküplük üretim kapasitesi, Mısır’a Doğu Akdeniz’de uluslararası bir aktör rolü vermiştir.'' dedi.

Mısır'ın Doğu Akdeniz'de 24 parsele ayırdığı bölgeyi petrol ve doğalgaz arama ve üretim faaliyetleri için 18 Şubat'ta ihaleye çıkardığını ve 18'inci parsel olarak duyurduğu alanı da Türkiye'nin kıta sahanlığını dikkate alarak belirlediğine yönelik iddiaların Yunanistan cephesinde tepkiye neden olduğuna da vurgu yapan İncekara, ''Mısır, Doğu Akdeniz’deki doğalgazı Avrupa Birliği’ne ulaştıracak boru hattı güzergâhından “Kıbrıs Adası” bölgesinin çıkarılmasını İsrail, Mısır, Libya üzerinden Girit adasına ulaşmasını teklif etmiştir. Rum ve Yunan tarafında şiddetli tepki ile karşılanan fikir sonrasında, bölgede Türkiye ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetine karşı oluşturulan ittifakta çatlamalar başladı.'' dedi.

Bölgede yer alan aktörlerin Türkiye ile müzakere ve işbirliği noktasında girişimlerde bulunarak, daha az maliyetli, daha güvenli ve daha hızlı bir doğalgaz boru hattı projelerine yönelmeleri söz konusu olacağını da kaydeden İncekara, ''Doğu Akdeniz’deki istikrar, barış ve diyaloğun tesisinde öncülük eden Türkiye’nin enerji çalışmalarına ilaveten ittifaklar ve yeni doğalgaz boru hattı projelerinde aktif rol oynaması kaçınılmaz olacaktır.'' dedi.