Türkiye kara ve hava ulaştırma altyapısını yapılan yatırımlarla büyük ölçüde tamamladı. Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu, artık demiryoluna ağırlık verileceğini belirterek, “Lojistikte Türkiye’nin konjonktürel gücünü orada hissettireceğiz. Ülkeler artık kendi kendilerine yetmenin peşine düştü. Globalleşmenin de sıkıntıları anlaşıldı. Kendi tedarik zincirimizi geliştirmek için büyük bir fırsat oldu bunlar” dedi.   Bakan Adil Karaismailoğlu ile 1915 Çanakkale Köprüsü Son Kule Son Blok Montaj Töreni için gittiğimiz Çanakkale Lapseki’de konuştuk. Havacılıkta 2021 yılında bile 2019’un yakalanamayacağı tahmininin yapıldığını belirten Karaismailoğlu, vatandaşın ulaşım araçlarından soğuduğunu belirterek “Vatandaşı yeniden kazanmak için herkesin fedakârlık yapması gerekiyor” dedi.   Türkiye’nin kara ve hava altyapısını tamamladığını ancak demiryolunda eksiği olduğunu kaydeden Bakan Karaismailoğlu, önümüzdeki dönem için “Hem hızlı demiryolunda, hem de şehir içi trafikte hem de normal konvansiyonel hatlarda demiryolunda atılım içerisindeyiz” diye konuştu.   Boş koltuk planı   Bakan Karaismailoğlu özetle şunları söyledi:   “(Pandemi sonrası ulaşım maliyetlerinin artacağı beklentisi) Uçağa alınacak yolcu sayısı, yolcu düzenleri, sosyal mesafe aralıkları, bir dolu bir boş koltuk uygulaması gibi konularda bir plan çıkartıldı.   Uçaklarda ilk başta belli bir desteğe ihtiyaç var. Vatandaş ulaşım araçlarından soğudu. Vatandaşı yeniden kazanmak için baştan herkesin fedakârlık yapması gerekiyor. Vatandaşı çekmek için fiyat politikasını artırmak da mümkün değil. Yeni havayolu senaryolarına göre, önümüzdeki yıl bu mevsimlerde bile ocaktaki rakamları yakalayamıyoruz. 2021 yılında, 2019 yılı yakalanamayacak tahminlere göre. Vatandaşın alışma devresi olacak.   Uçaklar, trenler sağlık açısından çok kontrol altında olan yerler. Trenler özellikle yüzde 50 kapasitesi ile çalışacaklar. Tren içinde sağlık açısından bir sıkıntı olduğunda (yolcu) boş koltuklara transfer edilecek. Mali tarafta ise biz trenleri devlet olarak zaten sübvanse ediyoruz. Sanayiye kılçık hat   Ülkede karayolu ve havayolu alt yapısını aşağı yukarı tamamladık. Bir demiryolu eksiğimiz kaldı. Önümüzdeki süreçte demiryoluna ağırlık vereceğiz. Şu an 12 bin kilometre ağımız var.   1200 km’si hızlı tren. Hızlı treni 2023 yılında 5 bin 500 kilometreye olmak üzere toplamda 17 bin kilometre demir yolu ağına çıkardığımız zaman, onun da iskeleti oluşmuş oluyor. Onu da tamamlayıcı hatlarla beraber, bundan sonra düzenleyici-denetleyici bir iş yapmaya çalışacağız.   17 binden sonra özellikle sanayi bölgelerine kılçık hatları atıp, oradaki yük taşımalarını birleştirip, o ekonomideki gücü, lojistikteki Türkiye’nin konjonktürel gücünü orada hissettireceğiz. 2-3 saatlik uçuşla 1.6 milyar insana ulaşabiliyorsunuz.”   Şantiyelere yeni dizayn   “Büyük ve stratejik yatırımların hiçbiri durmadı. Şu an Türkiye genelinde 2 bin 251 şantiyemizde 59 bin 540 kişi var. Bakanlık çalışanları sayısı ise 27 bin 581. Aldığımız bu tedbirlerden dolayı ciddi bir sıkıntı yaşamadık. Kovid değil sadece iş güvenliği açısında da öyle. Şantiyeleri yeniden dizayn ettik. Bir koğuşta 8 kişi yatıyorsa, şimdi 4 kişi yatıyor. Maliyetler biraz arttı, belki yüklenicinin sırtına ek ilave masraflar bindi ama çok sağlıklı ve izole ortamlar yaratıldı. O yüzden büyük projelerin hepsi devam ediyor. Bizim en küçük şantiyemiz bin kişi. Çok büyük bir istihdam var. Ekonomiye çok büyük artı getiriyor. Bir ödeme yaptığımızda o para oradaki bakkala kadar iniyor.”   Yerli tedarik fırsatı var   “Bakü - Tiflis - Kars hattına ciddi bir yük geldi. Şu an nerede ise kapasitede maksimuma çıktık. Geçen hafta Samsun - Sivas demiryolunu hizmete aldık. 378 kilometrelik bir hat. 1930’lu yıllarda yapılmıştı. Raylar tamamen söküldü, yeni ray döşendi, elektrikli sinyalli hale getirildi. Kapasite 2.5 kat arttı. Demiryolu tarihinin en büyük modernizasyon işiydi, tamamladık. Karadeniz’den Anadolu’ya açılan bir demiryolu hattı oldu. Samsun Limanı’nı İç Anadolu’ya bağlamış olduk. Ülkeler artık kendi kendilerine yetmenin peşine düştüler. Globalleşmenin de sıkıntıları anlaşıldı. Kendi tedarik zincirimizi geliştirmek için büyük bir fırsat oldu bunlar.   Metro projeleri   Şu an için sinyalizasyon elektrifikasyondaki farkımız yüzde 50. Bir an önce onları tamamlama gayreti içindeyiz. Hem elektrikli hem sinyalli hale getirmek için. Geçen hafta tören yaptığımız Kağıthane - Gayrettepe Havalimanı sinyalizasyonunu Aselsan yapıyor. Devrim niteliğinde bir karar. O bir ilk olacak, bundan sonra da orada da millileşme olacak.   Bundan sonra öteki hatları da öyle yapacağız. İstanbul’da Kağıthane - Gayrettepe gibi 4 hattımız var. Kayaşehir Hastanesi’nden geçen, 6.5 kilometrelik Metrokent - Kayaşehir hattının da devrini belediyeden alıyoruz, onunla birlikte 5 hat olacak.   85 kilometreden 92 kilometreye çıkartan İstanbul’da bir raylı sistem yatırımımız olacak. Kocaeli - Gebze’de 15 kilometrelik bir çalışmamız var. Bursa Hastanesi’nin 6 kilometre raylı sistem uzatma işi var. Konya’da bir hayli metro işi yaptık. Kayseri’de tramvay işi var. Hem hızlı demiryolunda, hem de şehir içi trafikte hem de normal konvansiyonel hatlarda demiryolunda bayağı bir atılım içindeyiz.”   ‘SADECE YOL DEĞİL EKONOMİYE KATKI’   “(Pandemi sürecinde YİD projelerine dönük eleştiriler) Geçmiş zamanda da eleştiriyorlardı ama sonuçta devletin kasasından bir kuruş çıkmadan yapılmış devasa projeler bunlar. Yükleniciler dış krediler almışlar, ödemeleri var. Araba kredisi alıyorsunuz, otoparkta yatıyor ama siz onun parasını ödemeyecek misiniz?   Mesela bu (1915 Çanakkale Köprüsü Projesi) 2.5 milyar euro’luk bir proje. Bunun 3 - 4 yılda devletin kasasından çıktığını düşünsenize, bir anda ne kadar bir yük olacak? Ama 10 yıl sonra bize teslim edilince, tamamen devletin oluyor. Sadece kullanıcıdan para alıyor. Anadolu’daki insan ödemiyor bunun parasını sadece kullanıcı ödüyor.   Yap - işlet projesi dünyanın her yerinde kullanılan, bir ekonomik model. Çok da tercih edilen, bir anda devletin kasasına yük binmeden, uzun vadede yaptığı bir yatırım. Bunlar 3 - 4 yıllık değil, 100 - 150 yıllık projeler, öyle düşünmek lazım. Sonuçta aşağı yukarı 10 yılda yapacak, devlete teslim edecek. Çanakkale Köprüsü, Kuzey Marmara Otoyolu, Ankara - İzmir Otoyolu, İstanbul - İzmir Otoyolu, Osmangazi Köprüsü ile bir halka yaptık ve Marmara’yı çevirmiş olduk. Bunlar sadece yol yatırımı değil sadece, bunlar ekonomiye, istihdama, üretime müthiş katkısı olan projeler.” (Milliyet)