BBP Genel Başkanı Mustafa Destici, partisinin Necmettin Erbakan Kongre Salonu'nda düzenlenen Ankara İl Kongresi'nde konuştu.

Başta Yıldırım operasyonları olmak üzere, Türkiye sınırları içinde ve dışında yürütülen operasyonlara katılan güvenlik güçlerine başarılar dileyen Destici, devletin hem içeride hem dışarıda terörle mücadelesinin devam ettiğini, terörün tüm unsurlarına karşı topyekün verilen bu mücadelede sonuna kadar Mehmetçiğin, polislerin, korucuların ve devletin yanında olduklarını söyledi.

Destici, koronavirüsle mücadale eden tüm sağlık çalışanlarına şükranlarını sunarak, şöyle konuştu:

"Her meselede olduğu gibi bu meseleyi de istismar etmeye çalışan, sağlık çalışanlarının, hekimlerin arkasına saklanarak, kendi ideolojik emellerini gerçekleştirmeye, devleti yıpratmaya çalışanlar var. Biz ne Türk Tabipleri Birliğinin ne de başka bir kurulun hukuki yapısına, varlığına bir şey demiyoruz. Biz sivil toplumdan yanayız. Burada, Türk Tabipleri Birliği başta olmak üzere, bazı sivil toplum örgütlerinin içerisindeki zihniyet ve o zihniyetin işgalinden bahsediyoruz. Bunlar 1980 öncesinde de vardı. Amacımız, 12 Eylül öncesi olduğu gibi kızıl işgalden, bu yapılardan kurtarmak ve Türk Tabipleri Birliğini gerçek, yeminine sadık sağlık çalışanlarına emanet etmek."

BBP lideri Destici, İstanbul Sözleşmesi ile ilgili tartışmalara da değinerek, öncelikle kadına şiddeti reddettiklerini, "Müslümanım", "Türküm" diyen kimsenin kadına şiddetin tarafı olamayacağını vurguladı.

İstanbul Sözleşmesi'nin sadece kadına şiddeti önleme maddelerinden oluşmadığını bildiren Destici, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Sadece kadına şiddeti önleme maddelerinden oluşsa kim buna karşı çıkar? Ama onunla birlikte bizim, tüm insanlığın ahlak, inanç yapısını, kültürünü reddeden, gayri ahlaki bir cinsiyetsizliği, çarpık ilişkileri devlet garantisi altına aldırma gayretinde olan ya da bunu sağlayan bir sözleşmeden bahsediyoruz. Bizim itirazımız bunadır. Bu sözleşmenin karşısındayız, yarın da karşısında olmaya devam edeceğiz. 'İstanbul Sözleşmesi yaşatır.' sözü gerçek değil, bir kandırmaca, aldatmacadır."

Destici, İstanbul Sözleşmesi'ne ihtiyaç duymadan kadına şiddeti, çocuk tacizini önlemek için gerekli yasal düzenlemelerin yapılması, daha güçlü yaptırımlar getirilmesi gerektiğini ifade ederek, "Tüm bunlara rağmen bir cani sapık, 3-5 yaşındaki bir çocuğu tecavüz edip öldürüyorsa, hapisten çıkıp tanımadığı bir kızı takip edip sırf zevk olsun diye öldürüyorsa elbette ki onu da ipte sallandıracağız. Bunun başka bir yolu yok." diye konuştu.

Asker ve polisleri şehit eden teröristler ile çocuklara tacizde bulunan ve tecavüz edenlerin idam edilmesi gerektiğinin söyleyen Destici, Meclis açıldığınında yine idamı gündeme getireceklerini bildirdi.

Mustafa Destici, Doğu Akdeniz'deki gelişmelerin Türkiye ve dünya gündemini yoğun şekilde işgal ettiğine değinerek, şunları kaydetti:

"Doğu Akdeniz'de, Ege'de ve Libya'da hem ülkemizin, milletimizin ve kardeş ülkelerin hak ve menfaatini korumak hem de adaleti tam tesis etmek için mücadelemizi sürdürüyoruz. Libya'da hep devletin ve hükümetin yanında durduk. Dış politika milli bir politikadır. Bunu böyle gördük ve bundan sonra böyle görmeye devam edeceğiz. Cumhur ittifakına karşı olan partiler Doğu Akdeniz meselesinde de dik duramadılar. 'Bizim ne işimiz var Suriye'de, Bizim ne işimiz var sınırlarımızın dışında' diyorlar. Biz sınırlarımızın dışındaki teröre ve emperyalizmin oyunlarına müdahale etmezsek yarın vatanımıza gelirler. Bunun için işimiz var oralarda."

Yunanistan'da bir gazetenin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı hedef alan manşet kullanmasını da kınayan Mustafa Destici, "Bunu lanetliyorum ve misliyle kendilerine iade ediyorum. Türkiye Cumhurbaşkanı'na söylenen söz, Türk devletine ve milletine söylenmiştir." değerlendirmesinde bulundu.

K