Halk TV'de Gürkan Hacır'ın sunduğu Şimdiki Zaman Siyaset programında Türkiye'deki tarikatlarla ilgili tartışma sürerken programın konuklarından Sözcü gazetesi yazarı Aytunç Erkin'in güncel sorunu çözebilmek için CHP'nin 6 ok'a dönmesi gerektiğini söylemesi tartışma programınında da konunun CHP'ye dönmesine neden oldu.

 Hatırlanacağı gibi geçtiğimiz günlerde CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu, Atatürk demek istemediğini Mustafa Kemal demeyi tercih ettiğini söyleyince CHP'de tartışmalar başlamıştı. Hem çok sayıda CHP seçmeni hem de parti içinden Kaftancıoğlu'nu eleştirenler sosyal medyada büyük harflerle yaptıkları "ATATÜRK" paylaşımlarıyla tepkilerini göstermişti.

YARKADAŞ'TAN TÜRKİYE'Yİ SARSAN KONUŞMA

CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu'nun "Atatürk" yerine "Gazi Mustafa Kemal" demesiyle başlayan CHP içerisindeki Atatürk tartışmasını işaret eden Erkin, "6 Ok'a Atatürk ile kavga edilerek dönülmez" sözleri üzerine söz alan gazeteci ve eski CHP milletvekili Barış Yarkadaş dikkat çeken bir konuşma yaptı.

Yarkadaş konuşmasında "Burası Canan Hanım'ın Partisi değil, Cumhuriyet Halk Partisi'dir ve Gazi Mustafa Kemal Atatürk de CHP'nin olmazsa olmazıdır" dedi. Yarkadaş'ın bu konuşması özellikle CHP kulislerinde "CHP'de yeni bir lider mi doğuyor" yorumlarıyla dile getirildi.

Konuşmasına "Bu tartışma sanal bir tartışma değil. Bu tartışma gerçek bir tartışma ve yapılması gereken bir tartışmaydı. CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu bilerek ya da bilmeyerek bu tartışmayı açtı. Bence faydalı da oldu. Çünkü son dönemde CHP'nin dışarıdan izleyen bir yurttaş olarak yönetilmediğini adeta savrulduğunu ve çizgisinde de ciddi belirsizlikler olduğunu görüyorum." diyerek başlayan Yarkadaş, CHP lideri Kılıçdaroğlu'nun "Atatürk" tartışması için yaptığı "Türkiye'de binlerce insan çöp konteynerlerinden beslenirken bunu gündeme getiren medya kuruluşunu da dikkatlerinize sunuyorum. Gazi Mustafa Kemal Atatürk bu topraklarda yaşayan herkesin ortak değeridir" sözlerine katılmadığını da belirtti.

 Yarkadaş konuşmasını şöyle sürdürdü:

Sayın Kılıçdaroğlu'nun bu açıklamasına katılmıyorum, doğru da bulmuyorum. Sayın Genel Başkanımız bu tartışmayı açanın medya kuruluşu değil öncelikle CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu olduğunu bilmeli. Bu tartışma Serpil Yılmaz'ın köşe yazısında ortaya çıktı. Orada Kaftancıoğlu, Mustafa Kemal Atatürk'e Mustafa Kemal demeyi kendisine yakın bulduğunu kendi deyimiyle "Atatürk gibi kategorize nitelendirmelerin toplumda ayrıma yol açtığını" anlatarak kendine bir tarih teorisi kurmaya çalışmış.

"CHP'NİN AÇILIMI CANAN HANIM'IN PARTİSİ DEĞİLDİR"

Canan Kaftancıoğlu herhangi bir isim değildir. Canan Kaftancıoğlu CHP'ye üye olmuş CHP'nin ilkelerini kabul etmiş, 9-10 Mart 2018 tarihinde yenilenen tüzüğümüze de oy veren bir siyasetçidir. CHP'nin 2018 yılında kabul edilen tüzüğünün birinci maddesi, CHP'nin tarihi köklerini anlatır ve liderinin, kurucusunun ve Cumhuriyet'in kurucusunun Gazi Mustafa Kemal Atatürk olduğunun altını çizer. Bu bizim tüzüğümüzün birinci maddesidir. O tüzüğe o gün ben de oy verdim. Canan Kaftancıoğlu da oy verdi. Demek ki Mustafa Kemal demeyi tercih ediyorum, Atatürk bana kategorize edilmiş geliyor diyemez. Bunu CHP üyesi olmayan, herhangi bir partiye üye olan herhangi birisi söyleyebilir ama CHP’nin İstanbul İl Başkanı aynı zamanda genel başkanın da ildeki temsilcisidir. O yüzden herhangi bir CHP’nin ilkelerine tüzüğüne, programına birinci dereceden bağlı olmakla yükümlüdür. Bu onun en temel görevidir. CHP kişilerin kendine göre teori oluşturacak, kişilerin kendilerine göre tanımlamalar yapacağı, kişilerin kendisine göre nitelendirmeler, ayrıştırmalar yapacağı bir yer değildir. Cumhuriyet Halk Partisi’nin kısaltması CHP’dir, CHP’nin açılımı da Canan Hanım’ın Partisi değildir. CHP’nin açılımı Cumhuriyet Halk Partisi’dir.

Canan Hanım kendisine uygun bir parti kurabilir, Canan Hanım kendisine uygun bir ideoloji bulabilir ama CHP’nin programının ve tüzüğünün dışına çıkarak “ben Atatürk yerine Mustafa Kemal demeyi tercih ediyorum” dediğinde işte o liberalizmin tuzağına düşer. CHP liberalizm ile hesaplaşmasını yapmış, tüzüğüne, programına sosyal demokrat olduğunu koymuş  solcu olduğunu ifade eden bir partidir.

"GENEL BAŞKANLARIM BENİM ASKERLİK ARKADAŞLARIM DEĞİL"

Şimdi sayın Kaftancıoğlu, Gazi Mustafa Kemal Atatürk demelidir. Neden böyle demedin diyenleri de, Kenan Evrenci olmakla gardırop Atatürkçüsü olmakla suçlayamaz. O zaman birileri de Canan Hanıma siz neden Atatürk demeyerek AKP’liler gibi konuşuyorsunuz der. Böyle bir hakkı yok Canan Kaftancıoğlu’nun. İstanbul İl Başkanı olmasaydı istediği gibi konuşabilirdi. Canan Hanım bu suni tartışmayı açmış, kendince ideolojik bir ayrım koymaya çalışmıştır. O ideolojik ayrım da CHP örgütlerinin tepkisiyle karşılaşmış ve bugün ben Atatürk demeyi tercih etmiyorum diyen Canan Hanım’a yardımcısı olan İl Başkanlarının tamamı Halk TV’de yayımlanan Serhan Asker’in programında konuşan Canan Kaftancıoğlu’nun 5 kez Atatürk dediği 30 Ağustos’ta çekilen videoyu paylaşmaya başladılar. Tutarlı olun arkadaşlar. Bir şeyi söylüyorsanız arkasında durun. Arkasında duramayacaksanız söylemeyin. Şimdi programda 5 kez Atatürk dediğini yayınlatıyorsa Canan Hanım o zaman neden Uluç Gürkan’la ve Serpil Yılmaz’la yaptığı Taksim toplantıları konuşmasında ısrarla Gazi Mustafa Kemal diyor ? Mustafa Kemal’in tam adı Gazi Mustafa Kemal Atatürk’tür. Biz genel başkanlarımıza ismiyle seslenmeyiz. Çok özür dilerim sayın genel başkanımız sayın Kemal Kılıçdaroğlu’ndan ben hiçbir zaman sayın genel başkanımıza ön ismiyle hitap etmedim. Sayın Deniz Bey’e, Deniz Baykal’a da ön ismiyle hitap etmedim. Onlar benim askerlik arkadaşım değil. Onlar benim siyasi genel başkanlarım. Üyesi olduğum, onurla, gururla rozetini taşıdığım, milletvekilliği yaptığım partinin genel başkanlarıdır ve her biri Atatürk’ün koltuğunda oturmanın şerefine erişmiştir.

"KILIÇDAROĞLU TALİHSİZ BİR AÇIKLAMA YAPTI"

Şimdi sayın genel başkanımız sayın Kılıçdaroğlu diyor ki, “yüzbinlerce insan çöpten ekmek topluyor” doğru. Ama bu tartışmayı açan yüzbinlerce insanın çöpten insan toplamasının önüne geçen CHP İstanbul İl Başkanı Canan Hanımdır. Bakın ben kendisini dostane olarak uyarıyorum. O sabah Serpil Yılmaz’ın yazısını okuduktan sonra Türkiye’de ilk Tweet’i atan kişi de benim. Mustafa Kemal Atatürk’ün fotoğrafını koydum Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün adını her yerde onurla, gururla, şanla, şerefle söyleriz. O’nun her iki eserine ömrümüzün sonuna kadar bağlı olduğumuzu bir kez daha ifade ederim dedim. Eğer 6 Ok’un ilkelerini benimsemişsen, eğer CHP’nin tüzüğünün altına imza atmışsan, programını onaylamışsan, bu partide görev almışsan, senin Mustafa Kemal Atatürk’ü ön adıyla çağırma hakkın yoktur. Çünkü bu siyasal bir tercihtir. Mustafa Kemal demek onun sadece askeri başarılarına kadar olan tarihsel kesimi savunmak, ondan sonraki siyasal önderliğini, devrimci önderliğini yok saymak, kabul etmemektir. Sayın Kılıçdaroğlu bir medya kuruluşunu Sözcü gazetesini suçlamak yerine CHP İstanbul İl Başkanı’nı uyarmalıdır. Çünkü Canan hanım bunu bir alışkanlık haline getirdi. Daha önce de hiçbir hakkı olmadığı halde, Mustafa Kemal’in askerleriyiz demem Mustafa Kemal’in yoldaşıyız derim dedi. Böyle bir hakkınız yok sizin Canan Hanım. Mustafa Kemal’in askerleriyiz, Canan hanımın sandığı gibi militarist bir kavramdeğildir. Mustafa Kemal’in askerleriyiz kavramı onun ihtilalci yönünün birer savaşçısı olmak, aydınlanmanın savaşçısı olmak demektir. Bu savaş da silah, militarizm, top, tüfek, bomba değildir. Ne demiştir Mustafa Kemal, “hayatta en hakiki mürşit ilimdir”. O ilime o mürşite o aydınlanmaya sahip çıkanlar, ben ihtilalin ben aydınlanmanın ben cumhuriyet devrimlerinin 6 Ok’un birer savaşçısıyım demiştir. Sayın genel başkanımız bugün ne yazık ki talihsiz bir açıklama yapmıştır. Milletvekili olsaydım, aynılarını söyleyeceğimi tüm milletvekili arkadaşlarım bilirler. Üç yıl milletvekilliği yaptım hiçbir düşüncemi kapalı gruplarda dile getirmezlik yapmadım. Sayın genel başkanımız da bunu bilir. Sayın genel başkanımız bir medya kuruluşuyla bir tartışmaya girmek yerine bence önümüzdeki günlerde kısa bir tatile çıkacakmış, şunu ele almalıdır. Şimdi tüm CHP’liler baksın, bu tartışma bir sanal tartışma mı yoksa gerçek tartışma mı. Geçen hafta burada söyledim. Bir kez daha söylüyorum. İçim çok dolu kelimeleri çok seçerek kimseyi kırmamaya çalışarak ve duygularımı biraz bastırarak konuşuyorum. Çünkü o yazıyı okuduğumda çok üzüldüm. İki kere üzüldüm, üç kere üzüldüm. Acaba ben mi yanlış mı okuyorum, acaba Serpil Yılmaz mı eksik ifade etti dedim. Acaba Canan Hanım mı eksik ifade etti dedim. Hayır ertesi gün Canan Hanım tartışmaların üzerine bir de hiç hakkı ve haddi olmada, “Atatürk kalksa sizi sopayla kovalar” diyerek Atatürk’ü bambaşka bir çerçeveye koydu. Sizin. Atatürk’le ilgili böyle bir şey söylemeye hakkınız yok. Ben Atatürk’e bir put gibi tapmıyorum. Ben Atatürk’ü eleştirilemez bir siyasi şahsiyet olarak görmüyorum. Ama ben Atatürk’ü eleştirmeyi ve Atatürk ile espri yapma hakkını da kendimde görmüyorum. Herkes yerini bilecek. Bu ülkeden Atatürk’ü, CHP’den Atatürk’ü çekip çıkardığında geriye hiçbir şey kalmaz. Bugün CHP’ni var eden, CHP’yi 60 yıldır iktidar yapamayan bu başarısız kadrolara rağmen, 12,5 milyon Atatürk’ün hatırına bu partiye oy vermektedir. Burası Atatürk’ün partisi olduğu için.

"CHP 60 YILDIR BU YÜZDEN İKTİDAR OLAMIYOR"

Bir kapalı grup toplantısında üyelerle ilgili yapılan tartışmada şunu söyledim. Bazı arkadaşlarımız hakları ve hadleri olmayarak bütün üyelikleri silmek istediler. Kendilerine anayasal haklarının olmadığını söyledim. Hiç kimsenin böyle bir hakkı olamaz. 60 yıldır bir parti iktidar olamıyorsa ve o parti 60 yıldır iktidar olamamasına rağmen üyeleri ceplerinden para verip, o parti binalarının kirasını ödüyorsa, sırf CHP’li oldukları için iş bulamıyorlarsa buna rağmen 6 Ok’tan bir adım geri atmıyorlarsa, Atatürk’ü her gün bir amentü gibi her sabah kalktıklarında anıyorlarsa, onun eserlerine bağlılık duyuyorlarsa, onun isminin geçtiği her yerde göz yaşı döküyorlarsa hiç kimsenin Atatürk’ü tartışmaya hakkı da yoktur, haddi de yoktur. Canan Hanım eğer bir tartışmaya girmek istiyorsa kendisine bir tartışma konusu vereyim. Sayın genel başkanımıza da buradan arz ediyorum. Bugün CHP’nin oyları ne yazık ki %19’dur. Neden ? Hem büyük kurultayın yapıldığı gün. Hem de Ayşenur Arslan’ın 15 gün önceki programında CHP yöneticilerini bir partili sorumluluğunda uyardım. Laiklik ilkesine sahip çıkın dedim. Ali Erbaş, Diyanet İşleri Başkanı kılıcı alıp hepimizi tehdit etti ve CHP sesini çıkarmadı. Defalarca eleştirdim. En ağır sözleri söyledim Ali Erbaş’a. İster gitsin dava açsın isterse elinden ne geliyorsa yapsın. Hakkımı da helal etmediğimi söyledim. Benim vergilerimden aldığı her kuruşun haram olduğunu söylüyorum. Benim partim Ali Erbaş’a sesini çıkarmıyorsa işte o yüzden CHP 5 puan kaybediyor. Bunu ben söylemiyorum. Sayın genel başkanımın itibar ettiği MetroPoll araştırmanın sahibi Özer Sencar söylüyor. Diyor ki CHP Ali Erbaş’ın kılıçlı tehdidine karşılık vermediği için 5 puan kaybetti. Sadece 5 puan mı kaybettik ? Partinin ilkelerinden uzaklaştıkça üye de kaybettik. Partinin ilkelerinden uzaklaştıkça, üye de kaybediyoruz. İstanbul'da son 18 ayda, 41 bin 157 üye istifa etmiş.

Sadece Kadıköy'de, belediyesini bizim yönettiğimiz büyükşehrini bizim yönettiğimiz Kadıköy'de, 2 bin 400 üye 18 ayda istifa etmiş. İzmir'de, 25 bin 17 kişi son 18 ayda istifa etmiş. Malatya'da bin 642 kişi istifa etmiş. Şanlıurfa'da 925, Tunceli'de bin 81 kişi istifa etmiş.

11 büyükşehiri kazandığımız bir konjonktürde, sadece birkaç ilde 70 bine yakın üye kaybettik. Bunlar da üyelerimizin yüzde 3,5’uğuna denk geliyorsa o zaman yönetimin oturup arkadaş neden bu insanlar partiden istifa ediyor diye düşünmesi lazım. Acaba bu istifa eden arkadaşlarımızdan bir tekini CHP yöneticisi arayıp neden istifa ettin diye sordular mı ? Ben geçen hafta burada ne dedim. Bu partnin bana ihtiyacı olmadığını ben gördüm dedim. Görev vermiyor, bir şey yapmıyor mücadele etmeye hazır olduğum halde. Bir arkadaşımız bu programı izledikten sonra bu partinin sana, herkese ihtiyacı var deme ihtiyacı hissetmiyor. Bu bir yapay tartışma değildir. Tartışılması gereken bir konudur. Canan hanımın da bu yanlışını düzeltmesi gerekmektedir.

 

.